Akran zorbalığı
Günümüzde okullarda sıkça rastlanan ve çocukların psikolojisini derinden etkileyen akran zorbalığı, toplumun en hassas kesimlerinden birini tehdit ediyor
14.05.2024 10:28:00
Hasan Parlak
Günümüzde okullarda sıkça rastlanan ve çocukların psikolojisini derinden etkileyen akran zorbalığı, toplumun en hassas kesimlerinden birini tehdit ediyor.
Uzmanlar, akran zorbalığının çocukların akademik başarılarını olumsuz etkilediğini, sosyal izolasyona ve ciddi psikolojik sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.
Akran zorbalığının kökeninde birçok faktör yatıyor. Uzmanlar, güç dengesizliği, ailevi problemler, duygusal sorunlar, medya etkisi ve arkadaş grubu baskısını bu davranışın başlıca sebepleri arasında sayıyor.
Ayrıca, zorbalık yapan çocukların kendilerinin de zorbalığa maruz kalmış olabileceği, aile içinde şiddet görmüş veya şahit olmuş olabileceği düşünülüyor.
Zorbalık Türleri ve Belirtileri: Fiziksel, sözel, sosyal ve siber zorbalık olmak üzere birçok türde kendini gösteren akran zorbalığı, çocukların ve gençlerin gelişim süreçlerinde ciddi hasarlara yol açabiliyor.
Fiziksel zorbalık, sözlü tacizler, sosyal dışlama ve internet üzerinden yapılan siber zorbalık, bu davranışın en yaygın şekilleri arasında yer alıyor.
Mücadele Yöntemleri: Eğitimciler ve psikologlar, akran zorbalığı ile mücadelede farkındalık yaratmanın ve erken müdahalenin önemini vurguluyor. Ailelerin ve öğretmenlerin çocukların davranışlarındaki değişikliklere dikkat etmeleri, zorbalık belirtilerini erken fark edebilmeleri için önem taşıyor.
Toplumun Rolü: Toplum olarak akran zorbalığına karşı duruş sergilemek ve bu konuda bilinçlenmek, çocuklarımızın daha sağlıklı bir geleceğe sahip olmaları için kritik bir adımdır. Her bireyin bu konuda sorumluluk alması ve destek olması gerekmektedir.
Elebaşılığını Metin Singer'in yaptığı suç örgütü çökertildi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Edirne merkezli 3 ilde düzenlenen "Mahzen-44" operasyonlarında elebaşılığını Metin Singer'in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini bildirdi.
14.05.2024 08:19:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Mahzen-44" operasyonu ile elebaşılığını Metin Singer'in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini, elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 15 şüphelinin yakalandığını duyurdu.
Operasyonlar sonucunda çok sayıda ruhsatsız tabanca, 9 adet sahte pasaport ve çok sayıda delici ve kesici alet ele geçirildi.
İstanbul'un iki yakasını buluşturan tünel: Avrasya Tüneli
İstanbul, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, iki kıtayı birleştiren stratejik konumuyla dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Günümüzde ise bu tarihi dokunun yanı sıra, modern mühendislik projeleriyle de dikkat çekiyor. Bu projelerin en dikkat çekicilerinden biri de şüphesiz Avrasya Tüneli’dir
13.05.2024 20:28:00
Ahmet Haydar Tarhanlı
Avrasya Tüneli, Asya ve Avrupa kıtalarını denizin altından birleştiren, dünyanın ilk iki katlı karayolu tünelidir. İstanbul'un yoğun trafiğine çözüm sunmak amacıyla inşa edilen bu tünel, Kazlıçeşme'den Göztepe'ye 14,6 kilometrelik bir güzergah üzerinde yer alır. Tünel, sadece araç trafiğini hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda zamandan tasarruf sağlar ve çevre kirliliğini azaltır.
Tünelin yapımında kullanılan ileri teknoloji, İstanbul'un zorlu jeolojik koşullarına uygun olarak tasarlanmıştır. Deprem riski göz önünde bulundurularak inşa edilen tünel, güvenlik ve dayanıklılık açısından en yüksek standartlarda olup, İstanbul sakinlerine ve ziyaretçilerine güvenli bir geçiş imkanı sunar.
Avrasya Tüneli, sadece bir ulaşım projesi değil, aynı zamanda İstanbul'un simgelerinden biri haline gelmiştir. Tünel, şehrin modern yüzünü yansıtan bir yapı olarak, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasını modern mühendislikle harmanlayarak geleceğe taşır.
Bu mühendislik harikası, İstanbul'un dinamik yapısına uyum sağlayarak, şehrin iki yakasını birbirine daha da yakınlaştırmış ve kıtalararası seyahati kolaylaştırmıştır. Avrasya Tüneli, İstanbul'un gelişimine katkıda bulunmanın yanı sıra, dünya mühendislik tarihinde de önemli bir yer edinmiştir.
Devlet destek verecek yerde köstek oluyor
Türkiye'de çiftçilik zor iş, Güneydoğu'da çok daha zor bir iş. Hele hele sulamalı tarım yapıyorsanız hepten zor. Zira elektrik giderleri çok para tutuyor. Devlet çiftçilerin sulamayla karşılaştığı sorunu çözmek yerine garibanların üzerine Dicle Elektrik'in elemanlarını salıyor. Gariban çiftçiler üretimle yüksek elektrik faturaları arasında kalıyor.
13.05.2024 19:00:00 / Güncelleme: 13.05.2024 20:16:18
AHMET TURAN YİĞİT
Dicle Elektrik; Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak'ta 2.2 milyon aboneye hizmet veriyor. Bölge kaçak elektrik kullanımının Türkiye'de en yaygın olduğu bölge konumunda. 2013 yılındaki özelleştirme öncesinde kayıp kaçak oranı yüzde 76'lar civarındaydı. Geçen sene itibarıyla yüzde 42'lere indi.
Kaçak elektrik kullanımının büyük bölümü tarımsal sulama faaliyetleri esnasında gerçekleşiyor. Çünkü bölgede hüküm süren kuraklık nedeniyle çiftçi ihtiyaç duyduğu suyu 700 metreye varan sondajlardan temin etmek zorunda kalıyor. Güneydoğu; Türkiye'nin pamuk, buğday, mercimek, nohut deposu... Oysa çiftçinin tarlasına suyu devlet getirmek zorunda. Ne gezer! Aksine çiftçinin kapısına jandarma ya da polis eşliğinde Dicle Elektrik'in (DEDAŞ) bodyguardları gidiyor. Hükümet sorunu çözmek yerine meseleyi özel sektöre havale ediyor.
DEDAŞ'a göre 6 ilin tamamında kayıtlı 140 bin çiftçiden yaklaşık 65 bini sulu tarım yapıyor. Bölgede 9.8 milyon dönüm sulu tarım alanı bulunurken toplam sulamanın yüzde 79'u aşırı elektrik tüketen motopomplarla gerçekleştiriliyor. Örneğin kırmızı mercimeğiyle ünlü Mardin Kızıltepe'de kuyudan motopompla su çekmek dışında başka alternatif yok.
Borç, Ağrı Dağı'nı da aştı
Güneydoğu'da çiftçiler yılda yaklaşık 7 milyar kilovat/saat elektrik tüketiyor. Türkiye'de tüketilen elektriğin yüzde 2.4'üne denk geliyor bu. Bölgede tarlaların yüzde 50'sinde sulu tarım yapılıyor. Bölgedeki çiftçilerin elektrik borcu 30 milyar liraya ulaşmış... Bu sadece ana para, bir de bunun faizi var! Bırakın ürünlerini servetlerini satsalar ödeyemezler. Peki çiftçiler bu şartlarda ne yapsın? İki şık var: ekmeyecek, biçmeyecek, borcunu da ödemeyecek ya da susuz tarım yapacak. Susuz tarım yaparsa pamuk üretimi sıfırlanacak. Türkiye'nin pamuk ithalatı fırlayacak. Zaten çiftçiler zor şartlarda üretim yapıyor.
Bitirin çiftçiyi bakalım, ne yiyeceksiniz?
Şanlıurfa'dan bir ziraat mühendisi, çiftçilerin hep zarara uğradığına işaret ederek, "Çünkü ektikleri pamuk ve tahıl çok ucuza satıldı. Çiftçi zarar ettiğinde borçlarını ödeyemiyor. Dicle Elektrik ayrıca borçlarını ödemeyen çiftçilere elektrik verilmeyeceğini de söylüyor. Şirket elektrik sağlamazsa tarım olmaz. Bugün bölgemizde insanların geçimi tarıma bağlı" ifadeleriyle durumu özetliyor. Güneydoğu'da çiftçi yıllarca fahiş elektrik faturalarının altında eziliyor. Sulama meselesine hükümet el atmadıkça da bu sorun giderek derinleşecek.