logo
16 NİSAN 2024

Eski ve yeni Ramazanlar / Havva Değirmencioğlu

13.09.2009 00:00:00
Sevgili dostlar o kadar güzel bir kültür zenginliğimiz var ki, hayatımızın her safhasındaki günlük yaşantımıza bir bakmamız buna kafi olacaktır. İnancımız, örf-adet ve geleneklerimiz hep dünya milletlerine örnek olmuş. Bunun en güzel örneklerinden biri; Osmanlı Devletinin gelişme ve büyüme devrinde devamlı savaş halinde olduğumuz Avrupa devletlerinin kendi aralarında bir husumet olduğu zaman hakem olarak Osmanlı padişahlarını davet etmeleri gerçeğidir. Çok değil, yaklaşık 50-100 yıl önce Ramazanlar bir başka hoş kutlanırmış. İnancımız gereği, o devrin insanları gündüzlerini işinde ve gücünde geçirirken akşama kadar rızıklarını temin etmeye çalışır, diğer taraftan da taatü ibadetlerini ellerinden geldiğince yerine getirmeye çalışırlarmış. Kadınlarda gündüzleri, Kur'an ayı olması münasebetiyle mukabelelere gider, ikindi vaktinden sonra iftar yemeğini hazırlama telaşıyla evlerinde hoş bir yorulmacaya girerlermiş. İftar zamanı yaklaşıp da herkes evine vardığında sabırsızlıkla iftar saatini beklerlermiş. Maddi gücüne göre, evlerde envai türde yemekler yapılırmış. Örnek mi istersiniz, sadece birkaçı; çöp veya fırın kebabı, kıymalı veya peynirli yahut ispanaklı kol, yahut da bohça böreği, ya da talaş kebabı, elmasiye, muhallebi, güllaç, tavuk veya hindi fırını, fıstıklı, üzümlü, kestaneli ciğerli, katılı ve baharlı ala iç pilavı, bol etli mevsim sebzeli, yine mevsimine göre zeytinyağlı barbunya enginar, imambayıldı, taze veya çalı fasulye vb. kat kat bıldırcınlı, beyinli halis amberbu pirinçten, mutlaka Vakfıkebir yağı ile pişmiş tepeleme pilav, süt kebabı, fıstıklı hayderî, taze fasulye buranîsi, sütlü yumurta böreği, sarma tavuk, kaymaklı ayva şekerlemesi gibi. Anlatılır, Ramazanın olmazsa olmazlarından biri olan "pide" o zamanda sofralarımızın vazgeçilmezlerinden biri imiş. Öyle ki, bazı pide tiryakileri, özel olarak üzerine bolca yumurta sürdürüp fırıncıya o haliyle pişirmesini söylermiş. Genelde, Ramazanın ilk iki haftası misafir çağrılmazmış. İkinci haftadan sonra, bayrama kadar olan süreçte, misafir ve akrabalar yedirilip içirilirmiş. Yemekten sonra kısa bir kahve faslı ve akabinde manevi atmosferin bolca yaşandığı "Teravih Namazı". Erkekli-kadınlı, çoluk-çocuk camilere gidildiğinden çoğu zaman sokaklar sessiz ve boş kalırmış. Çoçuk her zaman çocuktur. O zamanın yaramaz veledleri, namazdan kaçıp Hacivat-Karagöz oyunlarına gider, bol bol gülerlermiş. Hatta bazen zamanı unutup eve geç geldiklerinde iyi bir azar işitirlermiş. Bununla ilgili canlı bir anekdot; anılarından öğreniyoruz ki, büyük tiyatro ustası Galip Kavuklu Hamdi Efendi ve daha nice tanınmış şahsiyetler, çocukluklarında bu nedenle bir hayli hırpalanmışlar. Camiden çıkan cemaat, ya evlerine ya da akraba ve komşularına giderek sahura kadar çeşitli etkinliklerle zamanını geçirirmiş. Erkeklerin çoğu, ertesi günü işe tez gideceklerinden erken yatarmış. Genelde kadınlar, sazlı-sözlü eğlencelerle sahuru ederlermiş. (dergi.istanbul.gov.tr)Sahur zamanı, orucun bir başka güzel boyutu; o zamanın insanı, doyurucu olması münasebetiyle etli yemekler ve pilav yanında şerbetli ve sütlü tatlılar ile bir sonraki güne kendini hazırlarmış. Buraya kadar anlatılmaya çalışılanlar, günlük hayat tarzında Ramazan ruhunun maddi boyutu. Manevi ruh alemi ise, hepinizin malumu anlatılamayacak kadar güzel ancak ve ancak hakkıyle yaşandıkça anlaşılabilen bir saflık. İnsanlar, gündüzleri işinde-gücünde zamanı harmanlarken bu dilim içerisinde Yaradanın bahşettiği gayret ve muhabbetle gözümüzün nuru beş vakit namazını kılar, hayatımızın özü her şeyin onda saklı olduğu yüce kitabımız Kur'an'ı okurmuş. Gecelere ise, Teravih namazının yanında nafile ibadetler ve sohbetler de ayrı bir güzellik katarmış. Bu anlatılanlara en canlı örnek, bin aydan daha hayırlı olan ve kulun her geceyi aynı şevkle ve gayretle geçirmesi için içinde gizlenildiği "Kadir Gecesi". Bu mübarek geceyi, camilerde sahura kadar geçirirlerdi. Ramazan eğlenceleri, hatta halkın en büyük eğlencelerinden biri olan Ramazan güreşleri bile Kadir Gecesi yapılmazmış. Bütün eğlenceler o gece sona erer, bayram hazırlıkları başlarmış. Bu mübarek gecenin en önemli faaliyetlerinden biri de Sakal-ı Şerifin ziyaret edilmesiymiş.Belli camilerde Sakal-ı Şerif küçük şişeler içinde ve örtülere sarılarak muhafaza edilir, korundukları yer de minberlerin üst sahanlığı imiş. Bu heybetli gecede, Teravih namazından sonra, tekbirler getirilerek yerinden alınır, imamların namaz kıldığı mihraba getirilir ve buraya konulmuş bir iskemle üzerine bırakılarak örtüsü açılır, sonra cemaat birer birer önünden geçerek yüzlerini şişeye sürermiş. Sonunda Hatim duasıyla beraber gece ihya edilirmiş. Ne mutlu o geceleri kayıpsız geçirenlere.O devrin insanları çok güzel adetlere sahipti. Sadece biri, Diş Kirası; evet adına baktığımız zaman garip geliyor değil mi? Ama pratikte ne kadar güzel ne kadar anlamlı bir adet. Osmanlı döneminde, misafirler iftarını teraviye gitmek üzereyken hane sahibi tarafından kadife keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, oltu taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler vb. diş kirası olarak hediye edilirmiş. Yemeğini bitirenler, diş kiralarını aldıktan sonra, "Kesenize bereket, Allah daha çok versin, Ziyade olsun" gibi hayır dualarıyla evden ayrılırmış. Baştada  belirttiğim gibi ne güzel bir kültürün ve inanışın mirasçılarıyız. Yüce yaradan doya doya ve hakkıyla yaşamayı nasib etsin inşallah.21. yy yaşadığımız bu çağda, artık her şeyin bir tıklamayla elimizin altında olduğu bu devirde, acaba eskimiş bir yaşam tarzı da olsa (kimilerine göre) bu güzellikleri ne kadar yaşayabiliyoruz? Dakikalarla ölçülebilecek çok kısa bir zaman diliminde dünyanın bir ucundaki bir bilgiyi veya başka milletten birisiyle tanışabiliyorken aynı apartmanı paylaştığımız (ortalama 10-15 yıl) komşularımızın ismini dahi çoğu zaman bilmiyoruz. Etrafımızı çepeçevre saran iş çılgınlığı ve hayat anlayışı o kadar akıl almaz boyutlara ulaştı ki, inancımızın temel direklerinden biri olan orucu, sadece aç kalmak ya da diyet yapmak mantığıyla yaşar olduk.  Hayatımızın özü Yaradana kullukta yaratılış gayemiz olan inanç mefhumu, sanki günlük hayatta rutin olarak yerine getirdiğimiz sıradan bir iş haline geldi. Toplum olarak; inancımızı, örf-adet ve geleneklerimizi kısaca bizi insan yapan değerlerimizi doya doya yaşamak ve yaşatmak temennisiyle? 
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?
İsrail Refah'a saldırıdan vazgeçmedi
Yedek askerler göreve çağrıldı
Yargıtay Başkanı 16. turda da belirlenemedi
Hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?
İsrail Refah'a saldırıdan vazgeçmedi
Yedek askerler göreve çağrıldı
Yargıtay Başkanı 16. turda da belirlenemedi
Hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.