MURAT ETÇİ / MİSAFİR KALEM
Ege’nin şirin bir ilçesinde dostlarımızla sohbet etme imkânı bulduk. Sohbet konularımız memleket meseleleri ve çoğunlukla da terör olayları idi. Biz bir söyledik, bin işittik.
Gaziantep’teki bombalama olayı ile Afyon’daki cephaneliğin patlaması arasındaki benzerlik dikkatimizi çekti. İki olayda da daha hiçbir araştırma sonuçlanmadan hükümet yetkilileri ağız birliği etmişçesine hemen hükmünü verdi.
Antep PKK’nın işi Afyon ise kaza...
Hâlbuki ne Genelkurmay ne de olay yeri inceleme ekipleri tahkikatlarını bitirmemişler. Peki, halk arasında ne konuşuluyor diye sordum.
Antep’teki patlamayı konteynır kentteki teröristlerin gerçekleştirdiği, Afyon’un ise sabotaj olduğu konuşuluyor cevabını aldım. Kılıçdaroğlu’nun da buna benzer açıklamaları oldu diyecekken laf ağzıma tıkıldı. Sol tandanslı bir aile olmasına karşın tepkiliydiler.
“Kılıçdaroğlu geçmişte Erbakan’ın üstlendiği misyonu devam ettiriyor; en ciddi olayların sulanmasına vesile olup AKP’ye hep gollük pas çıkarıyor” dediler. Hala bekliyoruz şu Ege’mizin madenlerini peşkeş çektikleri uluslararası tefeci grupları da eleştirsin diye ama nafile…
Ya Afyon Valisi’nin kendi şehrinde 25 şehidin parçaları dahi bulunamamışken “hayat devam ediyor” diyerek gözlerinde dolar işareti belirmesine ne diyorsunuz dedim? “Kelle-bir kaç Mehmet” anlayışı devletin zirvesine hâkimse valisinden ne bekleyeceksin yanıtını aldım.
Ayrıca akıl verenlerin hemen gündemi değiştirin uyarısı ile kavşak açma törenleri ve halkımızı çok düşünüyoruz havalarında dershanelerin kaldırılması açıklamaları da cabası.
Sayelerinde cemaatin kontenjan doldurma diye bir derdi de kalmayacak. Siz okulu açın içini biz dolduralım neyse parası verelim. Senin benim paramla tam bir saltanat. Yani bundan iyisi Şam’da kayısı dedikleri cinsten.
Peki ya Suriye’de yaşananları Kerbela’ya benzetti Sayın Başbakan ona ne diyorsunuz? AKP’nin tarihteki tüm diktatör rejimler gibi iki belirgin yönü var; birincisi gerçekleri gizlemek, ikincisi dağda kurtla parçalayıp evde seninle ağıt yakmak.
Suriye’ye geçmişte gittik. Son derece huzurlu, tüm mezhep gruplarının kardeşçe yaşadığı bir ülke idi. Ta ki vizelerin kaldırılıp bizde yetişen teröristlerin orada karışıklık çıkarmaya ve mezhepler arası kışkırtma faaliyetlerinde bulunmasına kadar. Masum sivilleri katledip kendilerinden olan medya sayesinde suçu Esad ve askerlerinin üzerine attılar. Şimdi de utanmadan orada yaşananlar yeni bir Kerbela diyebiliyorlar. Asıl teröristlerin yaptığı katliamın adıdır Kerbela. Ülkesinde Şii katliamlarından dolayı hakkında idam cezası verilen Haşimi’yi aylardır devlet düzeyinde koruyan ve bir eli yağda bir eli balda yaşatanların Kerbela’yı ağızlarına bile almamaları lazım yanıtını aldım.
Bu kadar sözün üstüne ne diyeyim?
Doğru söze ne denir?
Ege’nin şirin bir ilçesinde dostlarımızla sohbet etme imkânı bulduk. Sohbet konularımız memleket meseleleri ve çoğunlukla da terör olayları idi. Biz bir söyledik, bin işittik.
Gaziantep’teki bombalama olayı ile Afyon’daki cephaneliğin patlaması arasındaki benzerlik dikkatimizi çekti. İki olayda da daha hiçbir araştırma sonuçlanmadan hükümet yetkilileri ağız birliği etmişçesine hemen hükmünü verdi.
Antep PKK’nın işi Afyon ise kaza...
Hâlbuki ne Genelkurmay ne de olay yeri inceleme ekipleri tahkikatlarını bitirmemişler. Peki, halk arasında ne konuşuluyor diye sordum.
Antep’teki patlamayı konteynır kentteki teröristlerin gerçekleştirdiği, Afyon’un ise sabotaj olduğu konuşuluyor cevabını aldım. Kılıçdaroğlu’nun da buna benzer açıklamaları oldu diyecekken laf ağzıma tıkıldı. Sol tandanslı bir aile olmasına karşın tepkiliydiler.
“Kılıçdaroğlu geçmişte Erbakan’ın üstlendiği misyonu devam ettiriyor; en ciddi olayların sulanmasına vesile olup AKP’ye hep gollük pas çıkarıyor” dediler. Hala bekliyoruz şu Ege’mizin madenlerini peşkeş çektikleri uluslararası tefeci grupları da eleştirsin diye ama nafile…
Ya Afyon Valisi’nin kendi şehrinde 25 şehidin parçaları dahi bulunamamışken “hayat devam ediyor” diyerek gözlerinde dolar işareti belirmesine ne diyorsunuz dedim? “Kelle-bir kaç Mehmet” anlayışı devletin zirvesine hâkimse valisinden ne bekleyeceksin yanıtını aldım.
Ayrıca akıl verenlerin hemen gündemi değiştirin uyarısı ile kavşak açma törenleri ve halkımızı çok düşünüyoruz havalarında dershanelerin kaldırılması açıklamaları da cabası.
Sayelerinde cemaatin kontenjan doldurma diye bir derdi de kalmayacak. Siz okulu açın içini biz dolduralım neyse parası verelim. Senin benim paramla tam bir saltanat. Yani bundan iyisi Şam’da kayısı dedikleri cinsten.
Peki ya Suriye’de yaşananları Kerbela’ya benzetti Sayın Başbakan ona ne diyorsunuz? AKP’nin tarihteki tüm diktatör rejimler gibi iki belirgin yönü var; birincisi gerçekleri gizlemek, ikincisi dağda kurtla parçalayıp evde seninle ağıt yakmak.
Suriye’ye geçmişte gittik. Son derece huzurlu, tüm mezhep gruplarının kardeşçe yaşadığı bir ülke idi. Ta ki vizelerin kaldırılıp bizde yetişen teröristlerin orada karışıklık çıkarmaya ve mezhepler arası kışkırtma faaliyetlerinde bulunmasına kadar. Masum sivilleri katledip kendilerinden olan medya sayesinde suçu Esad ve askerlerinin üzerine attılar. Şimdi de utanmadan orada yaşananlar yeni bir Kerbela diyebiliyorlar. Asıl teröristlerin yaptığı katliamın adıdır Kerbela. Ülkesinde Şii katliamlarından dolayı hakkında idam cezası verilen Haşimi’yi aylardır devlet düzeyinde koruyan ve bir eli yağda bir eli balda yaşatanların Kerbela’yı ağızlarına bile almamaları lazım yanıtını aldım.
Bu kadar sözün üstüne ne diyeyim?
Doğru söze ne denir?
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012