Ey gidi sarı öküz ey

Bu hikâyeyi birçoğunuz biliyorsunuzdur! Öküz sürüsü vardı ya! İşte onlar. Etraflarındaki aslanlar her ne kadar rahatsız etse, canlarına kastetmeye kalksalar da el birliği, güç birliğiyle aslanları bertaraf eder, leş olmaktan kurtulur, birlikte yaşar giderlermiş. Tabi aslanlar, el ve güç birliği yapan öküzleri alt edemeyince ümitsizliğe kapılmışlar. Hatta gün geçtikçe ümitleri iyice tükenen aslanlardan biri; "Herhalde bize, bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş. Diğer aslanlarda bu fikri tasdik etmişler. Tabi ne yapalım, nereye gidelim, diye düşünürlerken sürünün topal, çelimsiz ama en kurnaz (akıllı) aslanı; "Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz. Siz, bana bırakın, ben hallederim bu işi" demiş.Pek inanmasalar da bir şans verelim demiş, diğer aslanlar. Topal aslan, elinde beyaz bayrak, gitmiş öküzlerin yanına. Öküzlerin lideri olan boz öküz, sormuş ne istediğini."Saygıdeğer öküz efendiler! Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Evet, size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü, ne kadar barışsever olduğumuzu unutup, size saldırıyoruz. Bunların hepsi sarı öküzün suçu? Verin onu bize, siz kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım!" demiş.Boz öküz, bu fikri diğer öküzlerle görüşmüş. Öküzler bu fikri olumlu karşılamışlar. Bir tek yaşlı benekli öküz "olmaz" demiş. Onu da kimse dinlememiş. Sarı öküz teslim edilmiş aslanlara. Aslanlar beş dakikada yemişler sarı öküzü. Bu vahşeti gören diğer öküzler, üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki! Bütün sürünün selameti için bir öküz. Sineye çekmişler?Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama gün gelmiş aslanlar yine açıkmış. Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra bu açlık daha da güçlü hissedilmeye başlanmış.Topal aslan tekrar boz öküzün yanına giderek; "Gördünüz ya! biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var!.."Boz öküz; "Nedir?" diye sormuş."Şu sizin uzun kuyruklu öküz var ya! İşte onun öyle uzun bir kuyruğu var ki, nereden baksak görünüyor. O, kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin, verin onu bize. Bu mevzuu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün." Demiş.Boz öküz yine diğer öküzlerle toplanmış ve yine aslanların isteğini onaylamışlar. Her zaman ki gibi yaşlı benekli öküz karşı çıkmış. Ama kime ne!Vermişler uzun kuyruklu öküzü. Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara. Tekrar tekrar yinelenmiş bu senaryo. Öküz eti yiyen aslanlar, güçlerine güç katmışlar. Öküzlerse her geçen gün daha da azalmışlar, zayıflamışlar.Durumun farkında olan aslanlar artık bir sebep dahi belirtmeden, "verin şu öküzü yoksa" deyip, istediklerini alıyorlarmış. Zavallı duruma düşen öküzler, "hayır" demeye bile çekinir olmuşlar.Boz öküz ve birkaç arkadaşı kalmış sürüden geriye. "Ne oldu bize! Oysa ne kadar güçlüydük! Aslanlar yanımıza dahi sokulamazdı! Neden kaybettik biz bu mücadeleyi?" diye sormuşlar, boz öküze.Gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyen boz öküz, "biz, "sarı öküzü" verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!" demiş. Evet, bu öküzlerin dünyası?İslam dünyasına gelince! Afganistan'ı verdik. Irak, Pakistan, Mısır, Tunus, Libya derken Suriye'yi de istediler. Verdik. Artık ülkemizi istiyorlar.İçeri gelince! 1 Mart tezkeresiyle tarih ve itikadımızı verdik. AB imzasıyla kültür ve sosyal yapımızı verdik. Balyoz ile ordumuzu verdik. Habur ile hukuku verdik. Kıbrıs'ı, 16 adamızı verdik. Kanlı elleri tutmakla vicdanları verdik. Şimdi her taraf kan ve kaos.Öküzler, kendilerini sorgulamışlar ve "sarı öküzü" verdiğimiz gün kaybettik, tespitinde bulunup, hatalarını kabul etmişler.Bizimkiler hiçbir şey kabul etmiyor. Tek söyledikleri, "aldatıldık?"