Okuyacağınız e-postayı birkaç okurum gönderdi.Sizinle paylaşmak için fırsat olmadı.Elde olmadan 24 nisana denk düştü.Başlığı okuyup; biz millet olarak daha nicelerini unuttuk, dersiniz.Haklısını da.Çünkü hafıza-yı beşer, yani teknik tabirle insan HD'i (yani harddisk) için antivirüs program henüz geliştirilmediği içindir.Buna bir de tarihimize dadanmış, tarihte görülmemiş kadar çok mikrop, patron virüs olursa gerisini siz düşünün.Gelelim, yada gelin e-portaya.Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi. Kampın tam adı, 'Seydibeşir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar. Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi... Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü, ihtimal yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözler yanmıştı... Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse istediler. Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti. Ama onlar unutmuyorlar... Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması... ŞEHITLERIMIZE SAYGINIZ VARSA 3 dakikanızı almaz bu e-maili arkadaşlarınıza göndermek. ERMENILER SOYKIRIM YAPILDI DIYE DÜNYAYI AYA?A KALDIRIYOR BIZIM TARIHIMIZDEN HABERIMIZ YOK.Diyor ve e-postasını bitiriyor sayın Genç.Tam da ünlü, yünlü ve çok yüzlü müttefikimiz ABD'de 24 Nisan Ermeni Soykırımı yalanına sağlam zemin arandığı bir ana denk geldi.Biz ise çok daha önemli ilerle meşgul olduğumuz için, her zaman olduğu gibi bu kez de "amaaan boş ver" deyip işi geçiştireceğiz.İşte tam da bu sırada uzun bir fıkranın sadece can damarı son cümlesini sansürleyerek yazıp geçelim; "desenize '?' yoluna gitti bunca sa'y-ü gayret.Yani desenize değil, gönül rahatlığıyla deyin; "gitti '?' yoluna gitti dört trilyon."Hani şu AK'ı malum yerden, damarı da belli, AKaDAMAR'a harcanan dört trilyon.Gitti, tiril tiril trilyonlar.Korkusundan, yada tarihinden her türlü tavizi vermeye hazır birileri varsa, ne koparırsak kardır demek niye yanlış olsun ki.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024