Felaketler sağanak sağanak
Bir yandan kuraklık her yanı kasıp kavururken aynı anda Türkiye'nin bir başka yerinde peş peşe yaşanan sel felaketleri çok sayıda can ve mal kaybına neden oldu. Son olarak da hepimizi derinden üzen orman yangınları adeta ciğerlerimizi yaktı. Peki, bir ay içerisinde yaşanan bunca felaket ansızın mı başımıza geldi?
02.08.2021 22:00:00





EYÜP KABİL / HABER - ANALİZ
Ülkemiz son günlerde hiç görmediği felaketleri üst üste yaşamaya başladı. Bir yandan kuraklık her yanı kasıp kavururken aynı anda Türkiye'nin bir başka yerinde peş peşe yaşanan sel felaketleri çok sayıda can ve mal kaybına neden oldu. Son olarak da hepimizi derinden üzen orman yangınları adeta ciğerlerimizi yaktı. Bu kadar felaketi çok kısa bir sürede yaşamamız, başımızda bir uğursuzluk mu var yoksa ihmaller zincirinin bir sonucu mu sorusunu akıllara getiriyor!
2011-2020 yılları arasında yıllık ortalama 2 bin 631 orman yangını yaşanırken, ortalama 9 bin 96 hektar ormanı yangınlara kurban verdik. 2020'de ise orman yangını sayısı bir anda 3 bin 399'a çıktı. Yanan orman alanı da 20 bin 971 hektar oldu. Son bir yılda orman yangınlarında yüzde 29.19, kaybettiğimiz orman alanında ise yüzde 131.55 artış görüldü. Temmuz ayında yaşadığımız yangınların bilançosu ise henüz bilinmiyor, ancak Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı son açıklamaya göre 7 kişi bu yangınlarda hayatını kaybetti.
Herkesin uçağı var bizim niye yok?
Türkiye'de orman yangınlarında büyük bir artış yaşandığı görülmesine rağmen devlete ait bir tane bile yangın söndürme uçağının bulunmaması hükümete yöneltilen eleştirilerin başında geliyor. Orman yangınları, acil ve planlı müdahale gerektirdiğinden uçak ve helikopterler yangına müdahalede oldukça kritik roller üstleniyorlar. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de devlete bağlı birimlere ait havadan yangın söndürmede kullanılan bir araç bulunmuyor. Bu ihtiyaç ihaleler yoluyla karşılanıyor. Oysa komşumuz Yunanistan, 20 faal uçakla bölgenin en geniş yangın söndürme uçak filolarından birine sahip. Yunanistan'ın elinde ayrıca 18 adet Polonya yapımı Pezetel tipi yangın söndürme uçağı da bulunuyor. Fransa'nın orman yangınlarına müdahale edebilecek yangın söndürme uçaklarının sayısı ise tam 29. Bunların yanı sıra Fransa'nın 40 adet EC145 helikopterden oluşan yangına müdahale filosu da bulunuyor. İspanya'nın elinde ise 17 uçaktan oluşan bir yangın söndürme uçak filosu var. İtalya'nın yangın söndürme filosunda ise 19 uçak bulunuyor. Ayrıca ülkede özel bir şirketin yangınla mücadele için 100'ün üzerinde helikopterler ve uçaklardan oluşan bir filosu da bulunuyor.
Meteoroloji önceden bas bas bağırmış
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre 2021 yılı Mayıs ayı, son 50 yılın en sıcak mayıs ayı olurken, yağışlar da normaline göre yüzde 56, geçen yılın mayıs ayı yağışlarına göre de yüzde 66 azaldı. Özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış azlığı yüzde 80'lerin üzerine çıktı. Mayıs ayı il geneli yağışlarda en az yağış 0.5 mm ile Muğla'da, normaline göre de en fazla azalma yüzde 98 ile yine Muğla'da oldu. Yağışlı gün sayıları Güney Ege, Antalya'nın batısı ve doğusu, Hatay'ın güneyi ve Gaziantep çevrelerinde 1 güne kadar düştü. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün mayıs ayında hazırladığı raporda gösterilen yağış miktarına bakıldığında kuraklığın en fazla görülen illerin bugün orman yangınlarının yaşandığı iller olması son derece dikkat çekici. Aynı rapora göre Marmara'da yağışlar geçen yıla göre yüzde 41, Ege'de yüzde 89, Akdeniz'de yüzde 87, İç Anadolu'da yüzde 69, Karadeniz'de yüzde 40, Doğu Anadolu'da yüzde 70, Güneydoğu'da yüzde 85 azaldı.
Temmuz ayı felaket ayı oldu
Temmuz ayı tam bir felaket ayı oldu. Aynı ay içerisinde bir yandan orman yangınları patlak verirken diğer yandan Rize ve Artvin'deki sel felaketinde ise bilanço korkunç oldu. 14 Temmuz'da Rize'de peş peşe yaşanan sel ve heyelanda 47 bina yıkıldı, 100'e yakın konut ağır hasar aldı, 125 bina boşaltıldı, 40'a yakın işyeri ve 100'e yakın da araç zarar gördü. Artvin'de de bin 430 konut ve işyeri zarar gördü, 70'e yakın araç kullanılamaz hale geldi. 7 kişinin hayatını kaybettiği Rize ve Artvin'deki felaketlerde 2 kişi ise hala bulunamadı. Temmuz ayının son günü Van, Hakkari ve Erzurum'da da sel felaketi yaşandı. Van'ın Başkale, Özalp ve Çaldıran ilçelerinde iki gün üst üste oluşan sel nedeniyle 6 ev yıkıldı. Yapılan tespitler sonucunda 32 ev kullanılmaz hale gelirken, 900 hayvan telef oldu. Sele kapılan bir kadın ise vatandaşların yardımı sayesinde kurtuldu. Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde de sel meydana geldi. 500 koyun sele kapılıp telef oldu. Erzurum'un Oltu ilçesinde etkili olan sağanak yağış da sele neden oldu. Sel suları ile birlikte Oltu-Göle karayolu ulaşıma kapandı.
Uğursuzluk mu, tedbirsizlik mi?
Temmuz ayı bizim için çok kötü geçti. Oysa felaketlerin büyük bir bölümü önceden alınabilecek tedbirler sayesinde azaltılabiliyor. Örneğin meteorolojinin kuraklık raporları incelenip gerekli önlemler alınabilirdi. Bununla birlikte, hayati önem taşıyan yangınlara ilk ve acil müdahalede kullanacağımız yeteri sayıda uçaklar önceden temin edilebilir ve devletin envanterinde hazır tutulabilirdi. Sellerle ilgili olarak da alınabilecek tedbirler çok daha önceden alınmalıydı. Dere kenarlarına kurulan evlerin ve kesilen ağaçların sele ve heyelana davetiye çıkardığı herkes tarafından bilir. Sonuç olarak alınması gereken tedbirler önceden alınabilir ve bu ağır faturanın bedeli oldukça azaltılabilirdi.
Ülkemiz son günlerde hiç görmediği felaketleri üst üste yaşamaya başladı. Bir yandan kuraklık her yanı kasıp kavururken aynı anda Türkiye'nin bir başka yerinde peş peşe yaşanan sel felaketleri çok sayıda can ve mal kaybına neden oldu. Son olarak da hepimizi derinden üzen orman yangınları adeta ciğerlerimizi yaktı. Bu kadar felaketi çok kısa bir sürede yaşamamız, başımızda bir uğursuzluk mu var yoksa ihmaller zincirinin bir sonucu mu sorusunu akıllara getiriyor!
2011-2020 yılları arasında yıllık ortalama 2 bin 631 orman yangını yaşanırken, ortalama 9 bin 96 hektar ormanı yangınlara kurban verdik. 2020'de ise orman yangını sayısı bir anda 3 bin 399'a çıktı. Yanan orman alanı da 20 bin 971 hektar oldu. Son bir yılda orman yangınlarında yüzde 29.19, kaybettiğimiz orman alanında ise yüzde 131.55 artış görüldü. Temmuz ayında yaşadığımız yangınların bilançosu ise henüz bilinmiyor, ancak Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı son açıklamaya göre 7 kişi bu yangınlarda hayatını kaybetti.
Herkesin uçağı var bizim niye yok?
Türkiye'de orman yangınlarında büyük bir artış yaşandığı görülmesine rağmen devlete ait bir tane bile yangın söndürme uçağının bulunmaması hükümete yöneltilen eleştirilerin başında geliyor. Orman yangınları, acil ve planlı müdahale gerektirdiğinden uçak ve helikopterler yangına müdahalede oldukça kritik roller üstleniyorlar. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de devlete bağlı birimlere ait havadan yangın söndürmede kullanılan bir araç bulunmuyor. Bu ihtiyaç ihaleler yoluyla karşılanıyor. Oysa komşumuz Yunanistan, 20 faal uçakla bölgenin en geniş yangın söndürme uçak filolarından birine sahip. Yunanistan'ın elinde ayrıca 18 adet Polonya yapımı Pezetel tipi yangın söndürme uçağı da bulunuyor. Fransa'nın orman yangınlarına müdahale edebilecek yangın söndürme uçaklarının sayısı ise tam 29. Bunların yanı sıra Fransa'nın 40 adet EC145 helikopterden oluşan yangına müdahale filosu da bulunuyor. İspanya'nın elinde ise 17 uçaktan oluşan bir yangın söndürme uçak filosu var. İtalya'nın yangın söndürme filosunda ise 19 uçak bulunuyor. Ayrıca ülkede özel bir şirketin yangınla mücadele için 100'ün üzerinde helikopterler ve uçaklardan oluşan bir filosu da bulunuyor.
Meteoroloji önceden bas bas bağırmış
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre 2021 yılı Mayıs ayı, son 50 yılın en sıcak mayıs ayı olurken, yağışlar da normaline göre yüzde 56, geçen yılın mayıs ayı yağışlarına göre de yüzde 66 azaldı. Özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış azlığı yüzde 80'lerin üzerine çıktı. Mayıs ayı il geneli yağışlarda en az yağış 0.5 mm ile Muğla'da, normaline göre de en fazla azalma yüzde 98 ile yine Muğla'da oldu. Yağışlı gün sayıları Güney Ege, Antalya'nın batısı ve doğusu, Hatay'ın güneyi ve Gaziantep çevrelerinde 1 güne kadar düştü. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün mayıs ayında hazırladığı raporda gösterilen yağış miktarına bakıldığında kuraklığın en fazla görülen illerin bugün orman yangınlarının yaşandığı iller olması son derece dikkat çekici. Aynı rapora göre Marmara'da yağışlar geçen yıla göre yüzde 41, Ege'de yüzde 89, Akdeniz'de yüzde 87, İç Anadolu'da yüzde 69, Karadeniz'de yüzde 40, Doğu Anadolu'da yüzde 70, Güneydoğu'da yüzde 85 azaldı.
Temmuz ayı felaket ayı oldu
Temmuz ayı tam bir felaket ayı oldu. Aynı ay içerisinde bir yandan orman yangınları patlak verirken diğer yandan Rize ve Artvin'deki sel felaketinde ise bilanço korkunç oldu. 14 Temmuz'da Rize'de peş peşe yaşanan sel ve heyelanda 47 bina yıkıldı, 100'e yakın konut ağır hasar aldı, 125 bina boşaltıldı, 40'a yakın işyeri ve 100'e yakın da araç zarar gördü. Artvin'de de bin 430 konut ve işyeri zarar gördü, 70'e yakın araç kullanılamaz hale geldi. 7 kişinin hayatını kaybettiği Rize ve Artvin'deki felaketlerde 2 kişi ise hala bulunamadı. Temmuz ayının son günü Van, Hakkari ve Erzurum'da da sel felaketi yaşandı. Van'ın Başkale, Özalp ve Çaldıran ilçelerinde iki gün üst üste oluşan sel nedeniyle 6 ev yıkıldı. Yapılan tespitler sonucunda 32 ev kullanılmaz hale gelirken, 900 hayvan telef oldu. Sele kapılan bir kadın ise vatandaşların yardımı sayesinde kurtuldu. Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde de sel meydana geldi. 500 koyun sele kapılıp telef oldu. Erzurum'un Oltu ilçesinde etkili olan sağanak yağış da sele neden oldu. Sel suları ile birlikte Oltu-Göle karayolu ulaşıma kapandı.
Uğursuzluk mu, tedbirsizlik mi?
Temmuz ayı bizim için çok kötü geçti. Oysa felaketlerin büyük bir bölümü önceden alınabilecek tedbirler sayesinde azaltılabiliyor. Örneğin meteorolojinin kuraklık raporları incelenip gerekli önlemler alınabilirdi. Bununla birlikte, hayati önem taşıyan yangınlara ilk ve acil müdahalede kullanacağımız yeteri sayıda uçaklar önceden temin edilebilir ve devletin envanterinde hazır tutulabilirdi. Sellerle ilgili olarak da alınabilecek tedbirler çok daha önceden alınmalıydı. Dere kenarlarına kurulan evlerin ve kesilen ağaçların sele ve heyelana davetiye çıkardığı herkes tarafından bilir. Sonuç olarak alınması gereken tedbirler önceden alınabilir ve bu ağır faturanın bedeli oldukça azaltılabilirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.