Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız?
Bir terör saldırısıyla fitili ateşlenen Hindistan-Pakistan çatışmalarını tüm dünya büyük bir endişeyle takip ediyor.
Çünkü iki ülke de nükleer güç.
Çatışmaların uzaması durumunda çok kötü sonuçların oluşacağı kesin.
İşin başlangıcı olan terör saldırısını hatırlayalım.
Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan'da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.
Hindistan, saldırıyı düzenleyenlerin "Pakistan'dan geldiği" suçlamasında bulunmuştu.
Normal şartlar altında iki ülke arasında bir gerilim yaşansa her iki ülke de sorunun çözümü konusunda bir gayret ortaya koyar.
Örneğin, kanlı bir terör saldırısı gerçekleşti ve Hindistan bu terör unsurlarının Pakistan'dan geldiğini iddia ediyor.
Pakistan, hemen soruşturma başlatıp bu teröristleri yakalayıp Hindistan'a teslim edebilir ya da gerektiği şekilde cezalandırabilirdi. Bu olmadı.
Diğer seçenek ise, Hindistan'la birlikte bölgede terör unsurlarına yönelik bir operasyon yürütebilirdi, bu da olmadı.
Bu bölgede gerginlik sadece son yaşanan terör olayıyla ilgili değil şüphesiz, ta 1947'lere dayanıyor.
İngilizler dünyanın birçok ülkesinde yaptığı gibi, Hindistan'dan çekilirken Cemmu Keşmir ve civarındaki bölgedekileri tarafsız bırakmış ve fitne tohumlarını ekerek ayrılmıştı.
Bunu neden yaptığını, bugün yaşanan çatışmalardan çok net görüyoruz.
Bu ileriye yönelik bir tuzaktı ve Hindistan da, Pakistan da bu tuzağa o gün bugündür defalarca düştüler.
Pakistan'ın terör eylemini gerçekleştirenleri teslim etmemesinin, Hindistan'ın da bu provokasyona çok sert cevap vermesinin en temel nedeni işte bu İngilizlerin ektiği fitne tohumları.
Sonuçta Hindistan Pakistan'ın birçok noktasına füze saldırıları gerçekleştirdi, Pakistan da Hint savaş uçaklarını ve dronlarını düşürdü, Hint askerlerini esir aldı.
Onlarca ölü, yüzlerce yaralı var.
Peki, çatışmalar kapsamlı bir savaşa dönüşür mü? Pek zannetmiyorum, gerilim bundan sonra devam etse de bence tam bir savaşa dönüşmez diye düşünüyorum.
Hemen hemen tüm ülkeler, taraflara itidal çağrısı yapıyor, öyle de olması lazım.
Bence asıl irdelenmesi gereken, bu terör eyleminin neden yapıldığı, bu eylemden kimlerin ne çıkarları olduğudur.
Öncelikle şunu ifade edelim, dünyanın neresinde olursa olsun, küresel terör örgütlerini kuran, finanse eden ve kendi çıkarları için bir tetikçi olarak kullanan irade herkesin malumudur.
Bu konuda herhangi bir şüphe var mı?
Peki, amaç ne olabilir?
Hindistan-Pakistan bölgesi, Çin'in yeni İpek Yolu projesi olan "Bir Kuşak Bir Yol" projesinin güzergahındadır. Buradaki gerilimler, çatışmalar Çin'in bu projesini baltalama niyeti taşımaktadır.
Diğer önemli bir konu ise, Hindistan bir BRICS üyesidir.
Ne hikmetse, bütün gerilimler, çatışmalar hep BRICS üyesi ülkelerin civarında yaşanmaktadır.
Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin-Tayvan gerilimi ve son olarak Hindistan-Pakistan çatışmaları hep bu kapsamdadır.
Bunlar tesadüf müdür?
BRICS birliğinin dünya ekonomisinde, üretimde, kaynaklarda ve tüketimde merkez haline gelmesinin hangi ülkeleri, küresel iradeleri rahatsız ettiği belli.
Ekonomik mücadeleyle başa çıkamadıkları BRICS devletlerini, bölgesel çatışmalarla, gerilimlere meşgul etmek, kendi bölgelerine hapsetmek istiyorlar.
Hindistan-Pakistan çatışmalarını bir de bu açıdan bakınız.
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025