Fezlekeler geldi mi?

Dört bakan hakkında fezlekeler hazırlandı, hazırlanıyor, geldi, geliyor, usul hatasından geriye döndü, dönüyor, uyarlandı, ayarlandı, geri gönderildi, görüşüldü, görüşülecek vs. Belki de görüşülmüştür. Ha! Araya bir de, neden meclis Tv'nin yayında olmadığı pazartesi görüşülecek, sorusu sıkıştı. Bir şey çıkar mı?Niye çıksın ki!Benimki de laf işte. Baksana! Almanya'da, bir dernek (Müslümanca!) zekat toplama işine girmiş. Alman polisi takibin ardında bu işe girenleri tek tek almış. Tak! Hukuk önüne... Deliller konuştu. Zanlılar kabul etti. Kendi el yazı ve söylemleriyle "bizim elebaşlarımız Türkiye'de" dediler. Alman yetkililerde, ülkemizden bilgi, belge vs. talep edip, dosya ve şüpheli isimleri gönderdi... Üç savcıydı yanılmıyorsam? Bir dizi soruşturma başlattı. Bazı belge ve bilgiler eşliğinde gözaltı kararları alındı. Hem de ensesi kalın kişiler için?Tabi o sıralar paralel devletimiz, kardeşti, her istediğini alan modundaydı. Ne olduysa artık, bu savcılara bir el uzandı? Paralel mi, yoksa direk mi, bilmiyorum? Soruşturmadan alındılar. Çok geçmedi soruşturmaya tabi tutuldular. Akıbetleri ne oldu,  onu da bilmiyorum?Tabi Almanya ispatlı bu fener alayı, adalet koridorlarından hemen çıkamadı... Bazı kişilerin mal varlıklarına tedbir konuldu, bazıları görevlerinden alındı veya istifa etti. Epey sürdü bu koridor yürüyüşü. Geçen hafta karar çıktı; "Serbestsiniz, mal varlıklarınızdan da tedbirleri de kaldırdık."Şimdi dört bakan? Hem de AKP'li. Kaldırdıkları eller ile zina, domuz eti yasalarını geçiren, Haçlı tezkerelerine "evet" diyen bu eller, arkadaşları hakkındaki yolsuzluk, rüşvet iddialarına ne der? Evet, yüce divanda yargılansınlar, aramıza haklarındaki iddialardan temizlenip öyle gelsinler, diye, sürpriz bir karar çıkar mı? Kusura bakmayın? Saçmaladım işte?* * *Ortalığı bulandırmakCumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor. İlk etapta Gül ile Erdoğan anlaşamadı. Gül çekiliyorum, dese de, henüz tam çekildiğini açıklamadı? Erdoğan meydanlarda; bunlar var ya bunlar, cumhurbaşkanını da dinlemişler?Bir ara Dolmabahçe'de dönemin genelkurmay başkanıyla, Erdoğan'ın bir görüşmesi olmuştu ve dönemin Paşası, bu konuşulanlar benimle mezara gelecek" demişti. Medyada ise dönemin Paşasının yakınlarına ait olduğu söylenen kaset iddiaları vardı. Şimdi başbakan aynı başbakan ama genelkurmay başkanı farklı kişi ve başbakan diyor ki; "bunlar var ya bunlar, genelkurmay başkanını da dinlemişler?" Başka! Meclis başkanını da dinlemişler?Şimdi yeni bir şey daha söyledi başbakan; bunlar var ya bunlar, Anayasa Mahkemesi Başkanını da dinlemişler?"Tabi Erdoğan bu açıklamaları yaparken kendisini ihmal etmedi; bunlar var ya bunlar, beni de dinlemişler. Hadi koyun ortaya bildiklerinizi?" dedi. Gerçi daha ne olsun, daha ne koysunlar, diyeceğim ama?Hükümetin bir numaralı ismi böyle bir siyaset anlayışıyla meydanları kendince coştururken, hükümetin iki numaralı ismi benzer başka bir iddia için şöyle diyordu; "Namuslu insan belge gösterir?" Asıl sorgulanması gereken ise Erdoğan'ın bu kaset ve dinleme kayıtlarından nasıl haberdar olduğu? Bu kaset ve kayıtları Erdoğan'a kimin ve nasıl servis ettiği? Öyle ya! Bir başbakan yasal olmayan bir işe girişir, dillendirir mi?Bu sorunun cevabını bilmem ama aklıma Kemal Kılıçtaroğlu'nun iddiası geliyor; Ne demişti CHP genel başkanı; "Erdoğan'ın, Deniz Baykal kasetini izlediğini bizzat gözlerimle gördüm. Kaseti izletenler Erdoğan'ı da kayda almışlar?"