Gelecek nesiller için, torunlarımız, torunlarımızın torunları için tarihe not düşmek adına?Yüzyıllar sonra gelip arşivlere dalarak hakikatleri gün yüzüne çıkarmaya uğraşacak olan namuslu araştırmacılara belge sunmak adına tekrar ederek diyoruz ki;Miladi üçüncü yılın başlarında,yani bin dokuz yüzlü yılların tükenip, iki binli yılların başladığı sıralarda, haçlı dünyasının lideri Papa tarafından, canım coğrafyamızın hedef gösterilmesi ile harici ve dahili misyonerler çekirgeler gibi topraklarımıza üşüştüler. Hariçten gelenler yakıcı ve yıkıcı faaliyetlerini artırdıkça dahildeki işbirlikçileri, yardımcı ve yatakçıları ısrarla onları milletimizden sakladılar. Sayılarını az göstererek, sebep oldukları tahribatları inkar ederek bu millete ihanet ettiler.Kendi milletine ihanet eden bu nankör kesimlerden cesaret alan haçlı şövalyeleri, Hınçak ve Taşnak sözcüleri bu aziz milletin ecdadına zehirli dilleri ile saldırmaya başladılar, kendi dedelerine ait olan süfli sıfatları onlara yamamaya başladılar. Hayret!.. Dedeleri iftiraya uğrayanlar, durup iftiracıları alkışlamaya başladılar.Yüzyıllar sonra arşivlere girecek olan araştırmacılara kolaylık olsun diye daha açık yazalım; yediği ekmeğini, parasını-pulunu, şöhretini bu millete borçlu olan pamukçuzade Orhan adında biri çıktı ecdadımıza iftira attı. Dedelerimizi soykırım yapmakla, yani katillikle, yani kasaplıkla suçladı. "Pamuk aracılığı ile Türkiye'ye tabularını tartıştırıyoruz" diyen ABD örneğinde olduğu gibi, sözcülüğünü yaptığı haçlı dünyası bu adama ödül verdi. O günlerde tek başına iktidar koltuğunda oturan AKP'nin yazılı basındaki sözcüsü olan Yeni Şafak adındaki ceride, logosunun üstüne, dolma gibi harflerle bu ödülden gurur duyduklarını ilan eden bir manşet çekti. Aynı bültenin köşe yazarları olan Fehmi Koru ve Ali Bayramoğlu da böyle bir adamla aynı dili konuşmaktan gurur duydukların yazdılar.İktidarın bültenliğini yapma hususunda mezkur ceride ile yarış halinde olan Zaman gazetesi de aynı doğrultuda yayınlar yaptı, yazılar yayınladı. Hatta bu diyalog ve hoşgörü havarisi ceride, sırtından geçindiği bu milletin ecdadına zerre kadar hoşgörü göstermeyerek bir yazarının ağzından aynı iftirayı şöylece tekrarladı:"... Orhan Pamuk'un 'bu topraklarda bir milyon Ermeni'nin öldürüldüğünü' söylediği için Nobel aldığını öne sürenler, anlaşılan bu lafın 'iyi' bir edebiyatçı tarafından söylenmemesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyorlar. Çünkü vicdanı olan kimse o cümlenin tersini söyleyemez" (Zaman, 20 Ekim 2006,Etyen Mahcupyan)Türkler soykırım yapmamıştır diyenlere ceza vermeyi kararlaştıran Fransa ile, Türkler soykırım yapmamıştır demek vicdansızlıktır diyen Zaman'ın Mahcupyan'ı aynı çizgide buluşmuş oldular.Elbette bu konuda yazılanlar, iftiracıları alkışlama seansları bunlardan ibaret değil. Ama, ey gelecekteki araştırmacılar, sizlere ufacık ip uçları verdim, bunlardan hareketle iftiracıların ve alkışçılarının nice kirli çamaşırlarına rastlayacaksınız.Fotoğrafın netleşmesi adına yazılması gerekenler elbette yazılacaktır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024