Fuhuş karnesi açıklandı imza sahibi ise açıklanmadı

AKP döneminin fuhuş karnesini defalarca gündem ettik. Toplumun nasıl bir ahlak yozlaşmasına gittiğini, kadının kişiliğinin değil, dişiliğinin ön plana çıkartıldığına, kadına şiddetin zirveye çıkmasının sebeplerini yazdık. Sonuçlarını bizzat AKP'li bakan Bekir Bozdağ açıklamıştı; Son on yılda ülkemizde fuhuş % 220, ırza geçme, çocuklara cinsel taciz oranlarının % 125 arttığını ifade etmişti.  Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de, kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre, 2002 ile 2009 yılları arasında yüzde 1400 artış göstermiş. Bu rakamları ısrarla hem milletimizin, hem de iktidarın gözüne sokmaya çalıştık. Duyan, gören olmadı. Geçen hafta ise hemen hemen bütün medyada, değişik başlıklarla Şefkat-der'in hazırladığı fuhuş raporu yayınlandı. Medya bu rapora hayret ediyormuş?Şefkat-Der daha öncede "erkek genelevi açılsın" çağrısıyla gündeme gelmişti. Bu derneğin başkanı, bu çağrıya 3000 kadar erkeğin müracaat ettiğini ve bu müracaat edenlerin çoğunun, geçim sıkıntısından bu kararı verdiklerini de açıklamıştı. Bu derneğin, bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımız, yandaş ve çağdaş (!) medyanın, bu kadar oldu mu, diye hayrete düştüğü, AKP'nin bizzat itiraf ettiği fuhuş raporu ise şöyle? "? Türkiye'de 55 ilde bulunan resmi genelevlerde çalışan kadın sayısı 3 bin, genelev harici vesikalı kadın sayısı 15 bin, gayrı resmi genelevlerde, randevu evlerinde, otellerde, sokaklarda çalıştırılan vesikasız seks kölesi kadınlarının sayısı ise 100 binden fazla. Türkiye'deki seks kölelerinin 50 bini ise henüz çocuk?" Bu tabloyu iktidara sorsanız; "Genelevleri biz açmadık ki, biz kapatalım veya şartların olgunlaşmasını bekliyoruz veya içkiyi, sigarayı paketledik, başörtüsünü serbest hale getirdik, her yerde dinden, imandan bahsediyoruz, parklarda, otobüslerde, üniversiteler de kız ve erkeklerin davranışlarını tasvip etmediğimizi dile getirdik? Bakın! Televizyonlardaki derin dekoltelere bile karışıyoruz. Daha ne yapalım kardeşim! Biz, kimsenin uçkurunun bekçisi değiliz?"  vari açıklamalar gelecektir. Ama ne Şefkat-Der, ne iktidar karşıtı veya yanlısı dernekler veya yandaş ve çağdaş (!) medya veya RTÜK veya okyanus ötesi cemaat ve yurt içi cübbeli, sarıklı takımı veya muhalefet ve de milletimiz, AKP'ye şu soruyu sormadı;"İnönü, Demirel, Ecevit, Özal, Çiller vs. dönemlerinde yasak olan ve caza-i müeyyidesi olan zinayı, siz neden serbest bıraktınız?""Türk değil Müslüman'ız" diyorsunuz. Allah'ın kesin haram kıldığı bir konuyu, siz hangi gerekçe ile yasallaştırabilirsiniz? Siyasi istek, dayatma veya uygulamalar, dini hükümlerin önüne geçebilir mi, meşru kılabilir mi?  Bu icraatınızın dindeki hükmü nedir?Benzer bir mevzuu da geçen günlerde Akit gazetesi gündem etti. Fotoğraflarla büyük marketlerde satılan domuz eti görüntülerini okuyucularına aktarıp, bir anlamda "din elden gidiyor" serzenişinde bulundu. Bu ve benzer yayın organları, her daim dini terimlerle olayları gündem eder ve hükümetin icraatlarını, yine kendilerince oluşturdukları bir dini mantıkla servis ederler. Ama her ne hikmetse zina gibi domuz etine serbestliği getiren, AB'ye imza atan, haçlı safında gönüllü yer alan, faizi dünya gerçeği olarak adlandıran iktidara toz kondurmazlar. Şartlar öyle gerektiriyor, yakında her şey düzelecek, mantığıyla milleti uyutmaya, ayrıştırmaya devam ederler? Ama nereye kadar?