Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar

Arapça bir kelime olan 'Fahiş' kelimesi f-h-ş (fuhuş) kökünden gelir. F-H-Ş (fuhuş) 'ahlaki sınırları aşma, taşkınlık, rezalet' anlamlarına gelir. 

Sokakta fuhşun ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Fahiş kelimesi ise Türkçe'de ise 'kabul edilmiş sınırları aşan, azgın, utanmaz, ahlaka ve törelere uygun olmayan' gibi anlamlara gelir. 

Fiyat kelimesi de Arapça kökenli olup, 'alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha, (değer) bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı ve bir değer ile para birimi arasındaki ilişki' anlamlarına gelir.

Fahiş ve fiyat kelimelerini yan yana getirdiğimizde 'fahiş fiyat' kavramı önümüze çıkıyor. 

Yukarıdaki anlamlardan kendi tabirimizi üretirsek fahiş fiyat ahlaka uymayan, sınırları aşan, azgın, utanmaz, rezalet fiyatlardır, dersek yanlış olur mu? Bence olmaz.

Şimdi! Fahiş fiyatlar bir sonuçtur. Sebep nedir? Serbest piyasa ekonomisidir-kapitalizmdir.

Bu kelime ve kavramlar soyut. Bu soyutları somutlaştıran kimdir yani fail kim fail? 

Dün ANAP-DYP, DSP, MHP idi bugün AKP ve Erdoğan'dır.  O bahsedilen üç harfli marketler, kafeler, restoranlar filan sistemin fareleridir, fırsatçılarıdır. 

Boykot

Geçen hafta sosyal medyada, hafta sonu için kafe ve restoranları boykot tagı (etiketi) açıldı. On binlerce yorum. Bütün medya günlerce fahiş fiyatlara örnekler verdi ve bu çağrının haklılığına değindi.

Hiç kimse bu etiketin, çağrının sahibi, faili kim, sorusunun merak etmedi. Sahi kim böyle bir boykot çağrısı yapar ve niçin?

Ben iktidar olsam, ben ekonomi veya ticaret bakanı olsam böyle bir çağrıdan ötürü utanırım. Neden? Çünkü görevimi yapmamışım ki, birileri vatandaşı kazıklamaya başlamış ve birileri de bu kazıklamayı durdurmak istiyor, diye.

Ama Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek'in öyle bir derdi yok. ABD'de, IMF yetkililerinin 'bizde olsak bu programları uygulardır' tebriklerini kabul ediyor ve Türk Milletini, dünyanın önünde bir İngiliz vatandaşı olarak 'yerel halk' diye tabir ediyor. 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldığı canlı yayında; 'Kim, fahiş fiyat uyguluyorsa vatandaşın onu boykot etmesi gerekir. Hem bize şikayet edebilir hem de alışveriş yapmayarak o işletmeyi cezalandırmak mümkün' cümlelerini kurdu.

Bu açıklamayı kale alırsak ilk boykotun iktidar partisine uygulanması gerekir. Neden mi?

Bugün bir emekliye 10 bin TL maaş takdir etmek utanmazlık (fahişin bir anlamı) değil midir?

Ya milyonları asgari ücrete mahkum etmek sınırları aşmak (fahişin bir anlamı) değil midir?

Bir litre benzini, mazotu 44 TL'ye satmak fahiş değil midir?

Bu vergiler, banka kredileri, ev fiyatları, uçak, otobüs ücretleri vs. fahiş değil midir?

Ama çağrılar kafe ve restoranlara. Oralara gidenler zaten ekonomik doyuma ulaşmış ve fiyatlara bile bakmayan mutlu azınlık.

Şimdi bu boykot çağrısının faillerini anladınız mı? Sahi o kadar azgın trolü beslemek sınırları zorlamak değil midir?

Mehmet Şimşek

Üç dönem AKP'de vekilli yaptı ve kritik bakanlık ve makamlarda oturdu. Sonra Erdoğan ile yürümeme kararı aldı ve Erdoğan'ın hışmına uğradı.

Yıllar geçti ve 'aynı zamanda iyi bir ekonomist olan' R. T Erdoğan'ın yönettiği ülkemiz ekonomik olarak 'batıyoruz' sinyalini sıklaştırdı.

Sayın Erdoğan'a (kim telkin etti, bilmiyorum) ekonomiyi bataktan kurtarmak için eski yol arkadaşına, 'ekonominin başına geç' çağrısı yaptı. 

Medyaya, 'Mehmet Şimşek bu çağrıya karşı şartları olduğu' gibi haberler düştü ve sonunda bir kez daha ekonominin patronu oldu. 

Yukarıda da bahsettiğim gibi Mehmet Şimşek 11 ayda IMF'nin takdirini kazandı ve dünyanın gözü önünde Türk Milleti için 'yerel halk 'ifadesini kullanırken çoğu kaçak olan mülteciler için ise  "Suriyeli kardeşlerimiz bu toprakların esas bileşenidir' cümlesini kurdu.

Mehmet Şimşek o tabiri neden kullandı?

Çünkü Mehmet Şimşek aynı zamanda İngiliz vatandaşıdır ve sadakat yemini etmiştir;

"Ben Mehmet Şimşek, samimi ve doğrulukla deklare ederim ki, İngiliz vatandaşı olduğumda Majesteleri Kraliçe 2. Elizabeth'e ve varislerine(bugün kral Charles) bağlı kalıp yolunda ilerleyeceğim... Birleşik Krallığa bağlılığımı sunarım... İngiliz vatandaşı olarak görevlerimi ve sorumluluklarımı yerine getireceğime yemin ederim."

Mehmet Şimşek bu yeminin, sadakatin gereğini yerine getiriyor. Sakın Şimşek'i hedefe koymayın. Çünkü bu yetkiyi ona veren R. T. Erdoğan'dır.

Özetlersek

"İngiliz sömürge dili kazınınca zihinlere böyle oluyor. 

Adamlar bize Avusturalya Aborjinleri muamelesi yapıyor. 

Yerel halk ne olm? (BTP lideri Hüseyin Baş)