Maalesef olayın özüne temas edilmiyor. İzmir'e neden gavurluk isnad edildiğine değinilmiyor M.bayraktar'ın yazısı...
Başbakan Erdoğan, "İzmir'in üzerine yakıştırılan bazı ifadeler" olduğunu ilk seçimlerde bu yakıştırmaların silinip atılacağını söyleyince ortalık karıştı.Malumunuz İzmir'e yakıştırılan o malum ifade, "gavur İzmir!" sözüdür. Bir dönem İzmir'e "gavur İzmir" yakıştırmasında bulunulmuş, bu ifade uzun yıllar milletin hafızasından silinmemiştir. Ancak, konuyu tartışanlar maalesef olayın özüne temas etmiyorlar. İzmir'e neden gavurluk isnad edildiğine değinmiyorlar. Sayın Başbakan'a sesleniyorum: Evet, İzmir'e uzun yıllar "gavur İzmir" yakıştırmasında bulunulmuştur. Fakat bu yakıştırmanın sebebi nedir, biliyor musunuz? Cevap verelim: Osmanlı'nın hesapsız ve kitapsız bir şekilde yabancılara toprak satışına izin vermesi. İzmir'in gavurlaşmasına giden yolu açan gelişmeler "toprak satışı ile" başlamıştır. Osmanlının Batıya açılma, Batı ile entegre olabilme hayali ile çıkardığı yasalardan biri 1867 tarihli "yabancılara toprak-mülk edinme" yasasıdır. Bu yasa çıktıktan sonra İzmir bölgesi bilhassa İngilizler tarafından adeta talan edilmiştir. Sayın Orhan Tüfekçioğlu'nun, Orhan Kurmuş'un "Emperyalizmin Türkiye'ye girişi" adlı kitabına dayanarak yaptığı araştırmada, İzmir'in durumu büyük vahamet arzeder. "Yabancılara toprak edinme yasası Osmanlı'da 1867 de çıkmıştır ama ondan çok önceleri de İngilizler Osmanlı topraklarında mülk edinmeye başlamıştır. Mesela İzmir'de W. Williamson adlı İngiliz 1840 da 2620 dönüm arazi ve üzerinde 7500 dut ağacı olan bahçe satın almıştır. 1877 Osmanlı Rus Savaşı sonrasında ise yabancıların Ege'deki toprak alımları tam bir yağmaya dönüşmüştür. Dönümü 1 veya 1.5 sterline tarla, bağ ve bahçelere İngilizler adeta el koymuştur. Sonunda da ortaya muazzam büyüklükte İngiliz çiftlikleri çıkmıştır. (...) Sadece İngilizler Batı Anadolu'da 2.8 milyon dönüm vatan toprağı satın aldı. Buna o yıllardaki Rum, Ermeni ve Yahudi'lerin eline geçen topraklar eklendiğinde 5 - 6 milyon dönüm toprağın yabancıların eline geçtiği, toprak edinme yasası sonrası Ege'deki Türk köylüsünün elinden alındığı açıkça görülür. Batı Anadolu'da bazı bölgelerde İngiliz'lerin satın aldığı toprakların bulunduğu bölge ve satın alan şahısların ismi şöyledir; "A.O Clarke, Kuşadası'ndan 72 bin dönüm, G. Meredith, Aydın'dan 12 bin dönüm, W.G Maltas, Aydın'dan 122 bin dönüm, F.Wihittal, Tire'den 18 bin dönüm, R.Wilkin, İzmir'den 130 bin dönüm, D.Baltazzi, İzmir'den 247 bin dönüm, A.Edwars, Buca'dan 80 bin dönüm, Asia Minor, Cotton, Nazilli'den 36 bin dönüm, M.Baltazzi, Bergama'dan 82 bin dönüm, F.Lee, İzmir'den 3 bin dönüm" Liste böyle uzayıp gidiyor. İzmir'deki yabancıların ve onların içinde de büyük ekseriyetle İngiliz'lerin mülk edinmesi, ağırlıklı olarak İzmir şehrinde ev ve dükkan gibi mülklerde de olmuştur. İşin bu yanı Ege'deki tarım topraklarını ucuza kapatmadan da ileri gitmiş, 1895'lerde İzmir'in yüzde 85'inin tapusu zamanın İngiliz sefirinin bizzat beyanıyla da doğrulandığı gibi yabancıların eline geçmiştir. İzmir'de Alsancak, Karşıyaka gibi sahillerin dışında Bornova ve Buca gibi semtler de tam bir İngiliz hakimiyeti ile İngiliz şehri olmuştur. Buralarda İngilizlere ait top sahası, bisiklet pisti olmasının yanısıra, İngiliz Kraliçesi Victoria'nın doğum günleri sanki resmi tatilmiş gibi kutlanmakta, İngiliz'lere ait binalar İngiliz bayrakları ile donatılmaktadır." (T. Tüfekçioğlu, A.g.y) İşte sevgili okurlarımız, İzmir şehri için halkımızın 1838'lerden sonra kullandığı "gavur İzmir" tanımı da bundan kaynaklanmaktadır. İzmir, Yunan'ın denize dökülmesi ve yeni Cumhuriyet ile tekrar Türk kimliğine kavuşmuştur. Olayın temelinde, yani İzmir'e gavur denilmesinin temelinde, 1838'lerden itibaren yabancılara toprak satışına izin verilmesi yatmaktadır. Bir ülkenin toprakları yabancılara peşkeş çekilirse, "gavurlaşma" doğal bir sonuç olarak, Osmanlı İzmir'in de olduğu gibi karşımıza çıkıyor. İzmir'e "bir zamanlar kötü yakıştırmalar vardı" diye yorumlar yapan Sayın Başbakan ise tıpkı dün olduğu gibi, bugün yabancılara toprak satışının önünü açan yasalar çıkararak tarihi bir hataya imza atıyor. AKP'nin çıkardığı "05.06.2003 tarihli Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, 03.07.2003 tarihli Köylerden yabancılara Toprak Satışına izin veren yasa, 19.07.2003 tarihli Yabancılara Gayri Menkul satışına izin veren yasalar ile, Türkiye toprakları, tıpkı 1867 tarihindeki yasa gibi yabancılara peşkeş çekiliyor." İzmir'e gavur damgasını vurduran sürecin benzerine imza atan Sayın Başbakan'ın İzmir'i eleştirmeye hakkı yoktur. Erdoğan, titreyerek kendine gelmelidir.
Başbakan Erdoğan, "İzmir'in üzerine yakıştırılan bazı ifadeler" olduğunu ilk seçimlerde bu yakıştırmaların silinip atılacağını söyleyince ortalık karıştı.Malumunuz İzmir'e yakıştırılan o malum ifade, "gavur İzmir!" sözüdür. Bir dönem İzmir'e "gavur İzmir" yakıştırmasında bulunulmuş, bu ifade uzun yıllar milletin hafızasından silinmemiştir. Ancak, konuyu tartışanlar maalesef olayın özüne temas etmiyorlar. İzmir'e neden gavurluk isnad edildiğine değinmiyorlar. Sayın Başbakan'a sesleniyorum: Evet, İzmir'e uzun yıllar "gavur İzmir" yakıştırmasında bulunulmuştur. Fakat bu yakıştırmanın sebebi nedir, biliyor musunuz? Cevap verelim: Osmanlı'nın hesapsız ve kitapsız bir şekilde yabancılara toprak satışına izin vermesi. İzmir'in gavurlaşmasına giden yolu açan gelişmeler "toprak satışı ile" başlamıştır. Osmanlının Batıya açılma, Batı ile entegre olabilme hayali ile çıkardığı yasalardan biri 1867 tarihli "yabancılara toprak-mülk edinme" yasasıdır. Bu yasa çıktıktan sonra İzmir bölgesi bilhassa İngilizler tarafından adeta talan edilmiştir. Sayın Orhan Tüfekçioğlu'nun, Orhan Kurmuş'un "Emperyalizmin Türkiye'ye girişi" adlı kitabına dayanarak yaptığı araştırmada, İzmir'in durumu büyük vahamet arzeder. "Yabancılara toprak edinme yasası Osmanlı'da 1867 de çıkmıştır ama ondan çok önceleri de İngilizler Osmanlı topraklarında mülk edinmeye başlamıştır. Mesela İzmir'de W. Williamson adlı İngiliz 1840 da 2620 dönüm arazi ve üzerinde 7500 dut ağacı olan bahçe satın almıştır. 1877 Osmanlı Rus Savaşı sonrasında ise yabancıların Ege'deki toprak alımları tam bir yağmaya dönüşmüştür. Dönümü 1 veya 1.5 sterline tarla, bağ ve bahçelere İngilizler adeta el koymuştur. Sonunda da ortaya muazzam büyüklükte İngiliz çiftlikleri çıkmıştır. (...) Sadece İngilizler Batı Anadolu'da 2.8 milyon dönüm vatan toprağı satın aldı. Buna o yıllardaki Rum, Ermeni ve Yahudi'lerin eline geçen topraklar eklendiğinde 5 - 6 milyon dönüm toprağın yabancıların eline geçtiği, toprak edinme yasası sonrası Ege'deki Türk köylüsünün elinden alındığı açıkça görülür. Batı Anadolu'da bazı bölgelerde İngiliz'lerin satın aldığı toprakların bulunduğu bölge ve satın alan şahısların ismi şöyledir; "A.O Clarke, Kuşadası'ndan 72 bin dönüm, G. Meredith, Aydın'dan 12 bin dönüm, W.G Maltas, Aydın'dan 122 bin dönüm, F.Wihittal, Tire'den 18 bin dönüm, R.Wilkin, İzmir'den 130 bin dönüm, D.Baltazzi, İzmir'den 247 bin dönüm, A.Edwars, Buca'dan 80 bin dönüm, Asia Minor, Cotton, Nazilli'den 36 bin dönüm, M.Baltazzi, Bergama'dan 82 bin dönüm, F.Lee, İzmir'den 3 bin dönüm" Liste böyle uzayıp gidiyor. İzmir'deki yabancıların ve onların içinde de büyük ekseriyetle İngiliz'lerin mülk edinmesi, ağırlıklı olarak İzmir şehrinde ev ve dükkan gibi mülklerde de olmuştur. İşin bu yanı Ege'deki tarım topraklarını ucuza kapatmadan da ileri gitmiş, 1895'lerde İzmir'in yüzde 85'inin tapusu zamanın İngiliz sefirinin bizzat beyanıyla da doğrulandığı gibi yabancıların eline geçmiştir. İzmir'de Alsancak, Karşıyaka gibi sahillerin dışında Bornova ve Buca gibi semtler de tam bir İngiliz hakimiyeti ile İngiliz şehri olmuştur. Buralarda İngilizlere ait top sahası, bisiklet pisti olmasının yanısıra, İngiliz Kraliçesi Victoria'nın doğum günleri sanki resmi tatilmiş gibi kutlanmakta, İngiliz'lere ait binalar İngiliz bayrakları ile donatılmaktadır." (T. Tüfekçioğlu, A.g.y) İşte sevgili okurlarımız, İzmir şehri için halkımızın 1838'lerden sonra kullandığı "gavur İzmir" tanımı da bundan kaynaklanmaktadır. İzmir, Yunan'ın denize dökülmesi ve yeni Cumhuriyet ile tekrar Türk kimliğine kavuşmuştur. Olayın temelinde, yani İzmir'e gavur denilmesinin temelinde, 1838'lerden itibaren yabancılara toprak satışına izin verilmesi yatmaktadır. Bir ülkenin toprakları yabancılara peşkeş çekilirse, "gavurlaşma" doğal bir sonuç olarak, Osmanlı İzmir'in de olduğu gibi karşımıza çıkıyor. İzmir'e "bir zamanlar kötü yakıştırmalar vardı" diye yorumlar yapan Sayın Başbakan ise tıpkı dün olduğu gibi, bugün yabancılara toprak satışının önünü açan yasalar çıkararak tarihi bir hataya imza atıyor. AKP'nin çıkardığı "05.06.2003 tarihli Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, 03.07.2003 tarihli Köylerden yabancılara Toprak Satışına izin veren yasa, 19.07.2003 tarihli Yabancılara Gayri Menkul satışına izin veren yasalar ile, Türkiye toprakları, tıpkı 1867 tarihindeki yasa gibi yabancılara peşkeş çekiliyor." İzmir'e gavur damgasını vurduran sürecin benzerine imza atan Sayın Başbakan'ın İzmir'i eleştirmeye hakkı yoktur. Erdoğan, titreyerek kendine gelmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.