Gazze’de rol değişimi

İsrail'in vahşeti her ne kadar İslam devletlerini yönetenleri olmasa da, Avusturalya'dan İzlanda'ya, Yakutistan'dan Geney Afrika'ya, Şili-Arjantin'den, Kanada-Alaskaya'ya kadar inancı, dili, rengi farklı insanlığı ayağı kaldırdı. 

Bu son büyük vahşet sürecinde İsrail halkı sadece rehineler için hükümetlerini protesto etti. Yahudi inancının öne geçenlerin bazıları süreci tam desteklerken diğerleri sessiz kaldı.

Dünyaca ünlü Yahudi yönetmenler, sinema ve müzik sanatçıları birkaç ses dışında vahşete karşı bir duruş görülmedi.

Hele dünya sermayesini elinde tutan Yahudi kuruluşları, FED'in ortakları, Coca-cola, Burger king, McDonald's gibi küresel Yahudi şirketlerini yönetenlerden vahşete karşı ses çıkmadı. 

Hele Rusya'yı işgalci olarak nitelendiren Ukrayna'nın palyaço başkanı Yahudi Zelenski, Gazze'deki vahşet için tek yorum yapmadı.

Özetle yüz yıldır dünyaya pompaladıkları 'Yahudi düşmanlığı' (antisemitizm) balonunu üfleyenlerin bizzat Yahudiler, Yahudilerin önüne geçenler olduğunu insanlık gördü ve dünyada gerçekten de başta İsrail devletine ve de Yahudilere hoşgörüsüzlük, nefret ve de düşmanlık başladı. 

İsrail'in (Yahudilerin) 3 bin yıllık Arz-ı Mevut (vaat edilmiş topraklar) inancından vazgeçmeyeceklerine göre bu nefrete karşı yeni bir yol bulunması lazımdı ve devreye haliyle ABD girdi. 

Beyaz Saray'da ağırladığı Netenyahu ile basın toplantısında: 'Savaş bitince İsrail, Gazze'yi ABD'ye devredecek' açıklamasını yapan Trump 2 gün sonra gazetecilerin, 'nasıl' sorusuna "şu anda bu konuda bir müzakere yok. Ancak hiçbir şey yapmak için acele etmeyeceğiz. Bu durum 50 yılı aşkın süredir devam ediyor. Biz sadece istikrar görmek istiyoruz. Ancak bu konuda hiç acelemiz yok" cevabını verdi.

Açıklamada bile gerçek itirafı var. Nedir o? Filistin ve Gazze'nin adı geçmiyor. O topraklar İsrail'in sayılıyor, Müslümanları işgalci olarak görülüyorlar ve de katliamları savaş olarak nitelendiriyorlar.

ABD, Gazze'yi sahiplenirse kim ne diyebilir?

Suud-i Arabistan mı? Katar mı? Mısır mı? Ürdün, Irak veya Şara mı? Yoksa Avrupa devletleri mi? Sahi kim ne diyebilir? Kim karşı çıkabilir?

Yoksa 'Filistin davasının hamisi', 'Ukrayna'dan Filistin'e, Afganistan'dan, Suriye'de, Libya'ya bölgemizde gelişen olaylara seyirci kalmamamızı kimse beklemesin' diyen Sayın Erdoğan mı? 

Bu satırları yazdığım sıralarda Trump'ın, Gazze açıklamasının 4'cü günü. Sayın Erdoğan'dan tek satır açıklama yok. 

Erdoğan'ın 'Trump sessizliği' eleştirilerine ise AKP Sözcüsü Ömer Çelik; "Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin davası konusundaki hassasiyetine ve bu konudaki kararlı duruşuna, dost düşman tüm dünya şahitlik etmektedir" şeklinde cevap verdi.

Gazze yok edildi. Resmi 50 bin gayri resmi 200 bin Müslüman katledildi. Bir o kadar insan yaralandı. Milyonlar vatanlarından sürüldü. Batı Şeria'da katliam ve sürgün devam ediyor. 

Dinimizin kutsalı Mescd-i Aksa'da Yahudi postalarının önünde, kanlı silahlarının altında namaz kılınıyor. 

Sayın Çelik hassasiyetten, dünya şahitliğinden bahsediyor. Şahit olarak Allah (c.c) yeter. 

Hakan Fidan

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Başkanı Donald Trump'ın "ABD Gazze Şeridi'ni devralacak" açıklamasını değerlendirirken, "Gazze ile ilgili tehcir meselesi ne bölgenin ne bizim kabul edeceğimiz bir durum" dedi.

Sonra ne oldu?

Esir takasında İsrail, 15 Filistinliyi serbest bıraktı. Ama şarttı vardı; 'bu şahıslar Filistin'de kalamaz'. 

Sayın Fidan; "Birkaç gün önce 15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire'deki Büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye'ye geldiler. Diğer bölge ülkelerinin de bu konuda rol almasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz" dedi.

Filistin, Filistinlilerin ise Filistin bağımsız bir devlet ise esir İsrailliler İsrail'e dönebiliyorsa bu kişilerin neden vatanlarına dönemiyor?

Filistin davasının hamileri bu sürgüne nasıl razı olabiliyor? 

Diğer bölge ülkelerinin rol almasından kasıt nedir?

Filistinlilerin sürgününe razı olanlar ABD'nin, Gazze'ye yerleşmesi durumunda ne yapabilir?

ABD, Gazze'ye gelirse ne olur?

Evet, ABD, Gazze'yi ilhak ederse ülkemiz açısından ne olur?

2013 yılında 'Gazze'ye gideceğim' diyen Sayın Erdoğan 12 yıl sonra bu sözünü gerçekleştirebilir.

Diğer taraftan ise ülkemizde artık 'Gazze'ye özgürlük' mitingleri yapanlar bir daha miting yapamaz. 

Neticede BOP devam ediyor.