Glokom: Sinsi ve tehlikeli
Sinsi ve tehlikeli bir göz hastalığı olan glokom, hiçbir belirti vermeden optik sinirde ilerleyici hasar oluşturarak kalıcı görme kaybına neden olabiliyor
11.03.2020 16:44:00





Glokom dünya üzerinde önlenebilir körlük nedenlerinden bir tanesi. Çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden seyreder ve ancak dikkatli bir göz muayenesi ile tanı konulabilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Nurcan Gürkaynak 12 Mart Dünya Glokom Günü dolayısıyla göz tansiyonu konusunda bilgiler verdi.
Opr. Dr. Gürkaynak, hastalığın önemine değinerek, "Tedavi edilmediğinde kesinlikle görmenin tümüyle kaybına neden olan bir hastalık olduğundan, tanı konulduğunda hastalığın ciddiyeti hastaya ve hasta yakınlarına tüm açıklığı ile anlatılmalıdır. Çünkü hastanın genellikle şikayeti olmadığından tedaviye devam etmemekte, bu da ciddi görme kayıplarına neden olmaktadır" dedi.
Glokom nasıl teşhis edilir?
Glokomun genellikle sıradan bir gözlük muayenesi veya basit nedenle doktora başvuran hastalarda yapılan muayene sırasında tesadüfen teşhis edildiğini hatırlatan Opr. Dr. Gürkaynak, "Bu nedenle her göz muayenesinde göz tansiyonunun ölçümü ihmal edilmemelidir. Erken teşhis için sağlıklı bireylerde tarama muayeneleri çok önemlidir. Çok az olmakla birlikte bir kısım hastada akut glokom krizi olarak adlandırılan göz içi basıncın aniden çok yükselmesi ile şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, göz kanlanması, bulantı, kusma şeklinde kendini gösterir. Bu durum acil tedavi gerektirir" şeklinde konuştu.
Tespitte yeni yöntem
Son yıllara kadar glokom hasarını tespit etmek ve hastalığı takip etmek için sadece görme alanı incelemesi yöntemi olduğuna değinen Opr. Dr. Nurcan Gürkaynak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bu test yaklaşık yarım saat sürmekte olup, yaşlı ve uyum sorunu olan hastalarda hatalı sonuçlar verebilmekte. Şimdi elimizde mevcut olan optik koherans tomografi (OCT) cihazı ile görme alanı çekimindeki gibi hastanın ifadesine bağımlı olmaksızın optik sinirin değerlendirilmesi, kornea kalınlığı ve ön kamera açısının ölçümü yapılarak tam bir glokom muayenesi ve glokomun erken tanısı mümkün olmakta."
Kimler göz tansiyonu riski taşır?
Opr. Dr. Gürkaynak, glokomun genetik olabileceğin belirterek, "Glokomun en önemli nedeni genetiktir. Ailesinde glokom bulunan kişiler özellikle risk altındadır. Miyop kişilerde glokom sıklığı daha yüksektir. Miyop derecesi arttıkça glokom sıklığı da artar. Hipermetrop olan bireylerde dar açılı glokom daha sık görülmektedir. Her türlü yoldan (tablet, pomat, burun ve ağız içi sprey, göz damlası) kortizonlu ilaç kullanımı göz-tansiyon yüksekliğin yapabildiğinden bu kişilerde sık göz tansiyonu kontrolü yapılmalıdır. Ayrıca diyabet, üveit, retina damar tıkanıklıkları, retina dekolmanı ve göz travmaları glokoma beden olabilir. Migreni olan kişilerde de glokom daha sık görülmekte" ifadelerini kullandı.
Nasıl tedavi edilir?
Opr. Dr. Gürkaynak, hastalığın tedavisinde kullanılan birçok damla olduğunu belirterek, "Bunlar değişik yollarla göz içi basıncını düşürürler. Erken dönem glokom ve genç hastalarda damla tedavisi ilk seçenektir. Damlanın önerildiği biçimde ve hiç aksatmadan kullanılması gerekmektedir.
Glokom tedavisinde ilaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazer, ameliyat öncesi bir tedavi seçeneğidir. Çok yüksek olmayan göz tansiyonunda etkilidir. Etkisi 2-3 yıldır. Uygun hastalarda etkili bir tedavi alternatifidir.
Glokomlu bir hastada göz tansiyonu, tüm ilaç ve lazer tedavisine rağmen düşürülemiyorsa, göz siniri tahribatı ilerliyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Göz tansiyonu çok yüksek olan ve görme sinirinde belirgin hasar olan hastalarda ameliyat ilk seçenektir. İlaç tedavisini düzenli uygulayamayan yaşlı hastalarda da öncelikle cerrahi tercih edilebilir" şeklinde konuştu. İHA
Opr. Dr. Gürkaynak, hastalığın önemine değinerek, "Tedavi edilmediğinde kesinlikle görmenin tümüyle kaybına neden olan bir hastalık olduğundan, tanı konulduğunda hastalığın ciddiyeti hastaya ve hasta yakınlarına tüm açıklığı ile anlatılmalıdır. Çünkü hastanın genellikle şikayeti olmadığından tedaviye devam etmemekte, bu da ciddi görme kayıplarına neden olmaktadır" dedi.
Glokom nasıl teşhis edilir?
Glokomun genellikle sıradan bir gözlük muayenesi veya basit nedenle doktora başvuran hastalarda yapılan muayene sırasında tesadüfen teşhis edildiğini hatırlatan Opr. Dr. Gürkaynak, "Bu nedenle her göz muayenesinde göz tansiyonunun ölçümü ihmal edilmemelidir. Erken teşhis için sağlıklı bireylerde tarama muayeneleri çok önemlidir. Çok az olmakla birlikte bir kısım hastada akut glokom krizi olarak adlandırılan göz içi basıncın aniden çok yükselmesi ile şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, göz kanlanması, bulantı, kusma şeklinde kendini gösterir. Bu durum acil tedavi gerektirir" şeklinde konuştu.
Tespitte yeni yöntem
Son yıllara kadar glokom hasarını tespit etmek ve hastalığı takip etmek için sadece görme alanı incelemesi yöntemi olduğuna değinen Opr. Dr. Nurcan Gürkaynak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bu test yaklaşık yarım saat sürmekte olup, yaşlı ve uyum sorunu olan hastalarda hatalı sonuçlar verebilmekte. Şimdi elimizde mevcut olan optik koherans tomografi (OCT) cihazı ile görme alanı çekimindeki gibi hastanın ifadesine bağımlı olmaksızın optik sinirin değerlendirilmesi, kornea kalınlığı ve ön kamera açısının ölçümü yapılarak tam bir glokom muayenesi ve glokomun erken tanısı mümkün olmakta."
Kimler göz tansiyonu riski taşır?
Opr. Dr. Gürkaynak, glokomun genetik olabileceğin belirterek, "Glokomun en önemli nedeni genetiktir. Ailesinde glokom bulunan kişiler özellikle risk altındadır. Miyop kişilerde glokom sıklığı daha yüksektir. Miyop derecesi arttıkça glokom sıklığı da artar. Hipermetrop olan bireylerde dar açılı glokom daha sık görülmektedir. Her türlü yoldan (tablet, pomat, burun ve ağız içi sprey, göz damlası) kortizonlu ilaç kullanımı göz-tansiyon yüksekliğin yapabildiğinden bu kişilerde sık göz tansiyonu kontrolü yapılmalıdır. Ayrıca diyabet, üveit, retina damar tıkanıklıkları, retina dekolmanı ve göz travmaları glokoma beden olabilir. Migreni olan kişilerde de glokom daha sık görülmekte" ifadelerini kullandı.
Nasıl tedavi edilir?
Opr. Dr. Gürkaynak, hastalığın tedavisinde kullanılan birçok damla olduğunu belirterek, "Bunlar değişik yollarla göz içi basıncını düşürürler. Erken dönem glokom ve genç hastalarda damla tedavisi ilk seçenektir. Damlanın önerildiği biçimde ve hiç aksatmadan kullanılması gerekmektedir.
Glokom tedavisinde ilaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazer, ameliyat öncesi bir tedavi seçeneğidir. Çok yüksek olmayan göz tansiyonunda etkilidir. Etkisi 2-3 yıldır. Uygun hastalarda etkili bir tedavi alternatifidir.
Glokomlu bir hastada göz tansiyonu, tüm ilaç ve lazer tedavisine rağmen düşürülemiyorsa, göz siniri tahribatı ilerliyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Göz tansiyonu çok yüksek olan ve görme sinirinde belirgin hasar olan hastalarda ameliyat ilk seçenektir. İlaç tedavisini düzenli uygulayamayan yaşlı hastalarda da öncelikle cerrahi tercih edilebilir" şeklinde konuştu. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.