Goebbels siyaset mantığına nazikçe başkaldıralım

Ülkemizin yönetim şekli kâğıt üzerinde yazılı. Ama yönetim mantığı yazılı değil. Aslında gerek iktidarın yönetim mantığını ve gerekse muhalefetin sözde muhalefet mantığını, mantık ilminin karşısına koysanız ifade etmekte zorlanır. 

En 12 şehit vermişiz. Seçilmişlerin derdi ne biliyor musunuz? 'Ortak metin'. Terörü kınamak için metin hazırlamışlar ve imzaya açmışlar. CHP ve o parti imzalamamış, ateş püskürüyorlar.

CHP, demişken! CHP'yi yönetenlerde zeka zorunu var. Son ispatı ortak metin. Bu metne imza atmayarak AKP ve MHP tarafından halkın nazarında terör örgütü destekleyicisi durumuna düşürüleceklerini bile tahmin edemediler. 

Bu zeka sorunudur. Ha! Mesela DEP ile yürümekse bu zekadan daha vahim bir sorundur ki, onu Merhum Atatürk gaflet, delalet hatta ihanet, sözleriyle özetlemiştir.

Bu ülkede CHP ve son ismi DEP olan anlayış piyondur. İnsanımızın milli ve manevi değerlerini kontrol eden siyasi partileri iktidarda tutmak için kullanılan piyonlardır.

50'lerde emperyalistlerin kurguladığı 'Yeşil İslam, içerde milliyetçi dışarı da kuzu' siyaset anlayışını devamlı iktidarda tutmak için kullanılan karşıt siyasi piyonlardır.

Goebbels'i biliyorsunuz. Hitler'in basın, propaganda bakanı. Alman halkını, dünyayı dize getirileceğine inandıran kişi.

İşte o Goebbels diyor ki;  "Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin."

Erdoğan ve partisi, Bahçeli ve partisi 21 yıldır milli ve manevi duygular üzerinden halkı ateşliyor. 

Arka planda ise İsveç'in NATO üyeliğini oyluyor, Mehmetçiğimize sıkılan kurşunların asıl sahipleriyle dostluğa devam ediyorlar.

Bakın, TBMM 2024 yılı bütçesini görüştü. Farklı bir şey gören, duyan var mı? Yok. İktidar yine kendini övdü, muhalefet yine eleştirdi. Başka bir şey var mı? Yok.

Bütçe görüşmelerinde ve açıklamalarında AKP'li yetkililer çok büyük yalanlar söylediler. 

Örneğin Emeklilerin 7 bin 500, asgari ücretlilerin ise açlık sınırı altında bir ücrete talim ettiği ülkemizde Erdoğan ve kurmayları, 'Halkı enflasyona ezdirmediğimiz gibi yine ezdirmeyeceğiz' dediler.

Bir yıldır başta Erdoğan olmak üzere AKP kurmayları, ABD, Yahudi lobileri, İngiltere, Arap diyarları deyip yerindeyse kapı kapı dolaşıp, borç para arıyor. 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Meclis kürsüsünden; "Biz hiç kimseden kaynak istemedik. Kimseden vazgeçmek istemedik. Türkiye'nin paraya ihtiyacı yok" diyor.

Aynı Şimşek ertesi gün; "Dünyada kredi kartına taksit uygulayan tek ülkeyiz. Bu uygulamalar vatandaşın gelirinden fazla harcamasına neden oluyor, bu iyi bir şey değil" sözleriyle hem kendi iktidarının profilini ortaya koyuyor hem de parasızlığın itirafını yapıyor.

Goebbels ne diyordu? "Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır… Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır… Bir insana, yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur."

Rakip

Yukarıda CHP'den bahsetmiştim. Terör eylemi olur, iktidar bu eylemi CHP'ye bağlar. Konu FETÖ olur. İktidar konuyu CHP'ye bağlar.  Konu Suriye, ABD, İsrail, Filistin vs. olur. İktidar konuyu CHP'ye bağlar. Enflasyonu bile CHP'ye bağladılar. 

Peki, Goebbels ne diyordu? "Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin. Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın…

Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin."

Örnekleri çoğaltabiliriz ama bir gerçek de şu ki, bu oyundan TBMM'deki partilerin hiç biri rahatsız değil. Üst aklın verdiği görevin gereklerini yerine getiriyorlar.

Nazikçe başkaldırıyoruz

Ama rahatsız olan biri var. Babasının gölgesi olan BTP Lideri Hüseyin Baş var. 

BTP lideri Baş yerel seçimler özelinde ülkemizdeki siyaset mantığını şu sözlerle değerlendirdi;  

'Genel seçimde kurdukları tezgâhı yine kurmanın peşindeler; ya AKP'nin adayı, ya CHP'nin adayı. 

Siz bunların kurduğu tezgâha tekme atmak istiyorsanız bu partilerin hiç birine oy vermeyeceksiniz. 

Bakın, BTP, nezaketle bir başkaldırıdır. Biz yerel seçime değil, biz bu sisteme başkaldırdığımızı gösterdiğimiz bir seçime giriyoruz".

"Hırsızlık, yolsuzluk bitsin istiyorsak BTP'yi destekleyelim"

"Biz hiç kimseden yol yapmak için, su vermek için, elektrik altyapısı yapmak için belediye istemiyoruz. 

Bunlar zaten belediyenin görevi. Vatandaşlarımız, ne kadar kandırıldıklarını, ne kadar soyulduklarını görmek istiyorlarsa BTP'yi desteklesinler. Hırsızlık, yolsuzluk bitsin istiyorlarsa BTP'yi desteklesinler."

Nezaketi elden bırakmayalım…