logo
16 EYLÜL 2025


Gücünün farkına varmak...

14.04.2002 00:00:00
İkinci bin yılın başlangıcından itibaren küreselleşmenin doruğuna çıkılacağı ve global bir köy haline gelen dünyanın insanlık tarihi boyunca en yüksek medeniyet seviyesini yakalayacağı söylemlerinin ne kadar havada kaldığını izliyoruz. Aslında koskoca bir yalana inanmamızı bekleyen küresel siyaset yapıcılar karşısında; dünyada gelişen olayların şekillendirilerek kendi ülke ya da devleşmiş küresel şirketlerin menfaatleri doğrultusunda yontulduğuna şahit oluyoruz. Aslında değişen hiçbir şey yok.

Türkiye'ye baktığımızda; ülkenin, küreselleşmenin tüm olumsuz etkileri ile birlikte ekonomik savaşın mağduru olarak ciddi bir tıkanıklığın ve darboğazın içine sürüklendiğini görüyoruz. Yaşanan ekonomik çöküşü kriz olarak adlandırmak mümkün değil. Çünkü ülkemiz küreselleşmenin yıkıcı etkileriyle karşı karşıya. Yıllardan beri küresel çarka adapte olmak isterken aslında bu çarkın sadece küresel güçlere hizmet edebileceği gerçeği sürekli olarak göz ardı edildi. Oyunun kuralları en baştan konmuştu ve sürekli olarak Türkiye ve benzeri ülkelerin aleyhine işliyordu çünkü.

Bu anlamsız kısır döngü içerisinde hükümetler görüntü olmaktan öteye geçemiyor. Küresel devlerin mengeneleriyle sürekli sıkıştırılan ülke dinamikleri, ataleti ve kuşatılmışlık çemberini kıramıyor.

Bugün dünyanın değişik coğrafyalarında ve özellikle Ortadoğu'da yaşanan olaylar Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor. Ancak ülkemizin menfaatlerini, güvenliğini ve bütünlüğünü koruma yolunda etkin bir dış siyaset üretemiyoruz. Bağımsız bir dış siyaset de dönüp dolaşıp aynı akamet çemberine dolaşıyor. Bugün Türkiye, Ortadoğu'da yapacağı en iddialı diplomatik teması, Yunanistan ile birlikte gerçekleştirmeyi düşünüyor. Dünya siyasetinde eşi görülmemiş güdük bir dış politika hamlesi yapmaya çalışıyor.

Böyle bir dış siyasetle bölgesinin güçlü ve dinamik ülkesi olma şansını yitiriyor.

Günümüz dünyasının en sorunlu (hale getirilen) iki bölgesi olan Balkanlar ve Ortadoğu'nun Türk milletinin bu coğrafyayı terk etmesiyle doğan boşluktan kaynaklandığı tarihi bir gerçek. Bugün üzerinde bulunduğumuz toprakların ve milli bütünlüğümüzün korunması ve bölgedeki istikrarın sağlanması için Türkiye, yeniden bölgenin en güçlü aktörü olmak zorunda. Aksi takdirde her iki bölgede at oynatanların hedeflerinin sınırlarımızı dahi tartışma konusu yapmaları beklenebilir, beklenmelidir.

Bu hengamede Kıbrıs konusunda verilen tavizlerin ardı arkası kesilmiyor. Bir yerlerden gelen talimatlarla Denktaş'a Haziran 2002 tarihine kadar Rum tarafıyla yapılan görüşme masasından anlaşma ile kalkması dayatılıyor. Her ne şekilde olursa olsun anlaşmak, Kıbrıs'ın geleceğini nerelere taşıyacağı ülke siyasetinde tartışılıyor mu? Buna olumlu cevap vermek mümkün değil.

Zira tüm geleceğimizi bağladığımız AB ile aynı siyasi aktörlerin imzaladığı belgelere göre 2004 yılına kadar Yunanistan ile olan Kıbrıs, Ege ve kıta sahanlığı gibi kemikleşmiş sorunlarımızı çözmek zorundayız. Aksi takdirde tüm bu sorunlar ekleriyle birlikte Lahey Adalet Divanına havale edilecek.

Kendi siyasilerimiz eliyle Türkiye'nin içine sokulduğu cendereden etkin ve menfaatlerini teminat altına alacak bir dış siyaset üretebilmesi ne kadar mümkün olabilir? İsrail'in Ortadoğu'da yaptığı vahşetin adını 'soykırım' olarak koyduktan sonra dört defa tekzip ve düzeltme yapan bir siyasetin, bölgesinde ne kadar etkili olacağı tartışılır.

AB'ne göre Türkiye yalnız başına bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir. Bu nedenle hiçbir zaman alınmayacağı bir birliğin bekleme odasında karantinaya alınmalıdır. Kırk yıldır bu bekleme odasında bekletilen Türkiye başka ülkelerle bölgesel işbirliğine girmesi bile ihtimal dışı olarak değerlendirilmiştir. Bırakın Rusya ve İran ile yapılacak işbirliğini, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetleri ile dahi ortak bir yapı, işbirliği ve bölgesel yapılanma sürecini başlatamadı Türkiye. Yeniden güçlü Türkiye'yi diriltmek; üzerine ölü toprağı serpilmiş, akim, siyaset üretemeyen, eli kolu bağlı, yetkileri deniz aşırı kurum ve devletlerce kontrol edilen üst kurullara dahi söz geçiremeyen, kendi ülkesinde hükümet edemeyenlerin yapacağı iş değil elbette.

Türk milleti bu durumun ve tüm dinamiklerinin, nüfusunun, iş gücünün ve büyük potansiyelinin bölgesinde ve dünyada güçlü bir Türkiye oluşturmaya yeteceğinin farkına varmıştır. Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi bu ümidi somutlaştıracağını ispatlamaktadır. Az kaldı...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
Katar'a saldırı konusunda Trump İsrail'i yalanladı
ABD temize çıkmaya mı çalışıyor?
Fed'de kritik değişim
Trump'ın adayına Senato'dan onay
İsrail, 4'ü çocuk 49 Filistinliyi daha katletti
Binaları robotlarla yıkıyorlar
Charlie Kirk'ün katili suçunu itiraf etmiş
"Olanlar için üzgünüm"
Bayrampaşa'da CHP'li meclis üyesi istifa etti
Bağımsız olarak devam edecek!
Can Holding'e yönelik 'kara para' soruşturmasında 5 şüpheli tutuklandı
Mehmet Kenan Tekdağ serbest bırakıldı
Grand Kartal faciasında mütalaa açıklandı
7 sanığa 78'er kez 'olası kastla öldürme' suçlaması
'Karşımızda terör devleti var'
Erdoğan'dan İsrail'e yaptırım çağrısı
Haberin başlığını 'Türkiye'den' diye atmak isterdim ama
Yunanistan'dan 2 tekne Gazze'ye doğru yelken açtı
CHP'nin avukatı açıklama yaptı
Kritik dava ertelendi
Fransa'da hükümetin düşmesi sonrası gözler Macron'da
Ülke genelinde 18 Eylül'de 'Macron karşıtı' yeni eylemler planlanıyor
Karar çıktı
Mahkeme beklenen kararı verdi
Gazze için kritik toplantı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'a gitti
Trump'tan Avrupa'ya: 'Rusya'dan petrol almayın'
'Onlar işlerini yapmıyorlar'
Batman'da bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Anne, baba ve 2 çocuğu öldü
Katar'a saldırı konusunda Trump İsrail'i yalanladı
ABD temize çıkmaya mı çalışıyor?
Fed'de kritik değişim
Trump'ın adayına Senato'dan onay
İsrail, 4'ü çocuk 49 Filistinliyi daha katletti
Binaları robotlarla yıkıyorlar
Charlie Kirk'ün katili suçunu itiraf etmiş
"Olanlar için üzgünüm"
Bayrampaşa'da CHP'li meclis üyesi istifa etti
Bağımsız olarak devam edecek!
Can Holding'e yönelik 'kara para' soruşturmasında 5 şüpheli tutuklandı
Mehmet Kenan Tekdağ serbest bırakıldı
Grand Kartal faciasında mütalaa açıklandı
7 sanığa 78'er kez 'olası kastla öldürme' suçlaması
'Karşımızda terör devleti var'
Erdoğan'dan İsrail'e yaptırım çağrısı
Haberin başlığını 'Türkiye'den' diye atmak isterdim ama
Yunanistan'dan 2 tekne Gazze'ye doğru yelken açtı
CHP'nin avukatı açıklama yaptı
Kritik dava ertelendi
Fransa'da hükümetin düşmesi sonrası gözler Macron'da
Ülke genelinde 18 Eylül'de 'Macron karşıtı' yeni eylemler planlanıyor
Karar çıktı
Mahkeme beklenen kararı verdi
Gazze için kritik toplantı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'a gitti
Trump'tan Avrupa'ya: 'Rusya'dan petrol almayın'
'Onlar işlerini yapmıyorlar'
Batman'da bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Anne, baba ve 2 çocuğu öldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.