Güneş ve Ay Allah’ın nişaneleridir
Resûlullah (s.a.a.) buyurdular ki: “Güneş ve ay Allah'ın nişanelerinden iki nişanelerdir. O’nun emri ile hareket ediyor ve O’nun emrine itaat etmektedirler. Kesinlikle bir kimsenin ölümünden veya hayatından dolayı tutulmazlar; Güneş veya Ay tutulduğu vakit ayet namazı kılın”
24.09.2021 12:30:00





Resûlullah'ın (s.a.a.) oğlu İbrahim öldüğünde güneş tutuldu. Bazı kimseler, "Güneşin tutulması İbrahim'in ölümünden dolayıdır" dediler.
Peygamber (s.a.a.) bu sözü duyunca, İbrahim'in cenazesini defnetmeden halkı camiye davet edip minbere çıkarak Allah'a hamd u sena ettikten sonra şöyle buyurdular: "Ey insanlar! Güneş ve ay Allah'ın nişanelerinden iki nişanelerdir. O'nun emriyle hareket ediyor ve O'nun emrine itaat etmektedirler. Kesinlikle bir kimsenin ölümünden veya hayatından dolayı tutulmazlar; güneş veya ay tutulduğu vakit ayet namazı kılın."
Daha sonra minberden inerek cemaatle ayet namazı kıldılar. Sonra Hz. Ali (a.s)'a, "Kalk oğlum İbrahim'i defin için hazırla" diye buyurdular. Hz. Ali (a.s) da İbrahim'in cenazesine gusül verip onu kefenledi ve sonra da onu defnettiler.
(Bihar, c.22, s.155).
Cundeb oğlu Semure'nin bir hurma ağacı vardı. O hurmaya bakmak için Ensar'dan olan birinin evinden geçtiğinde Ensari izin almaksızın onun evinden geçip kendi ağacının yanına gidiyordu.
Bir gün Ensari adam şöyle dedi: "Ey Semure! Sen sürekli haber vermeksizin bizim evden geçiyorsun; geçmek istediğinde önce izin al sonra geç; izin almadan habersiz olarak geçme."
Semure onun sözünü kabul etmeyip şöyle dedi: "Kendi yoluma izin almam. Burası benim yolumdur, istediğim zaman giderim."
Ensari adam onu Resûlullah'a (s.a.a.) şikâyet etti. Resûlullah (s.a.a) de Semure'yi ihzar ederek şöyle buyurdu: "Filan adam senden şikayet etti ve senin izin almadan onun ailesinin yanından geçtiğini söyledi. Bundan sonra oraya gitmek istediğinde izin al ve haber vermeden onların evinden geçme."
Semure cevaben şöyle dedi: "Ya Resûlallah! Ağacımın yolu için de mi izin alayım?"
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "O ağaçtan vazgeç ve Ben onun yerine filan yerde sana bir hurma ağacı vereyim."
Semure, "Hayır" dedi.
Resûlullah (s.a.a), "O ağacın yerine sana iki ağaç vereyim" buyurdu.
Semure, "Hayır, kabul etmiyorum" dedi.
Resûlullah (s.a.a) ağacın sayısını ona kadar çıkardı. Semure yine, "Kabul etmiyorum" dedi.
Resûlullah (s.a.a), "O ağaçtan vazgeç, onun karşılığında sana cennette bir hurma ağacı vereyim" buyurdu.
Semure, "İstemiyorum" dedi.
Bu defa Resûlullah şöyle buyurdular: "Şüphesiz sen zararlı bir kimsesin, bir mü'mine zarar vermeye de hakkın yoktur."
Sonra Ensari adama dönerek, "Git hurma ağacını yerinden çıkar ve onu Semure'nin önüne at" diye emretti. Adam da Peygamber'in (s.a.a.) emrini yerine getirdi. Resûlullah da Semure'ye, "Şimdi o ağacı götür, istediğin yerde onu ek" diye buyurdular.
(Bihar, c.22, s.135).
Peygamber (s.a.a.) bu sözü duyunca, İbrahim'in cenazesini defnetmeden halkı camiye davet edip minbere çıkarak Allah'a hamd u sena ettikten sonra şöyle buyurdular: "Ey insanlar! Güneş ve ay Allah'ın nişanelerinden iki nişanelerdir. O'nun emriyle hareket ediyor ve O'nun emrine itaat etmektedirler. Kesinlikle bir kimsenin ölümünden veya hayatından dolayı tutulmazlar; güneş veya ay tutulduğu vakit ayet namazı kılın."
Daha sonra minberden inerek cemaatle ayet namazı kıldılar. Sonra Hz. Ali (a.s)'a, "Kalk oğlum İbrahim'i defin için hazırla" diye buyurdular. Hz. Ali (a.s) da İbrahim'in cenazesine gusül verip onu kefenledi ve sonra da onu defnettiler.
(Bihar, c.22, s.155).
Cundeb oğlu Semure'nin bir hurma ağacı vardı. O hurmaya bakmak için Ensar'dan olan birinin evinden geçtiğinde Ensari izin almaksızın onun evinden geçip kendi ağacının yanına gidiyordu.
Bir gün Ensari adam şöyle dedi: "Ey Semure! Sen sürekli haber vermeksizin bizim evden geçiyorsun; geçmek istediğinde önce izin al sonra geç; izin almadan habersiz olarak geçme."
Semure onun sözünü kabul etmeyip şöyle dedi: "Kendi yoluma izin almam. Burası benim yolumdur, istediğim zaman giderim."
Ensari adam onu Resûlullah'a (s.a.a.) şikâyet etti. Resûlullah (s.a.a) de Semure'yi ihzar ederek şöyle buyurdu: "Filan adam senden şikayet etti ve senin izin almadan onun ailesinin yanından geçtiğini söyledi. Bundan sonra oraya gitmek istediğinde izin al ve haber vermeden onların evinden geçme."
Semure cevaben şöyle dedi: "Ya Resûlallah! Ağacımın yolu için de mi izin alayım?"
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "O ağaçtan vazgeç ve Ben onun yerine filan yerde sana bir hurma ağacı vereyim."
Semure, "Hayır" dedi.
Resûlullah (s.a.a), "O ağacın yerine sana iki ağaç vereyim" buyurdu.
Semure, "Hayır, kabul etmiyorum" dedi.
Resûlullah (s.a.a) ağacın sayısını ona kadar çıkardı. Semure yine, "Kabul etmiyorum" dedi.
Resûlullah (s.a.a), "O ağaçtan vazgeç, onun karşılığında sana cennette bir hurma ağacı vereyim" buyurdu.
Semure, "İstemiyorum" dedi.
Bu defa Resûlullah şöyle buyurdular: "Şüphesiz sen zararlı bir kimsesin, bir mü'mine zarar vermeye de hakkın yoktur."
Sonra Ensari adama dönerek, "Git hurma ağacını yerinden çıkar ve onu Semure'nin önüne at" diye emretti. Adam da Peygamber'in (s.a.a.) emrini yerine getirdi. Resûlullah da Semure'ye, "Şimdi o ağacı götür, istediğin yerde onu ek" diye buyurdular.
(Bihar, c.22, s.135).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.