Dünyanın hiçbir ülkesinde bizim ülkemiz anayasasında yapılan değişiklikler kadar, ekle-çıkar operasyonu yapılmamıştır.
Neden biliyor musunuz?
Diğer devletlerin yöneticilerinde sorun olduğunda seçimle gidiyor veya istifa ediyorlar. Yani anayasaları yerinde duruyor, onlar gidiyor.
Bizde ise durum tam tersi.
Yöneticilerimiz beceriksiz oldukça ha bire kabahati veya faturayı anayasaya kesiyorlar.
Darbe Anayasası denilen Anayasa'nın 134 maddesi, yani yüzde 75'i AK Parti tarafından değiştirilmiş, bu değişikliklerin bazıları da üç kez referanduma gitmek suretiyle yapılmıştır.
134 madde değiştirildiği halde bu Anayasa'ya hala darbe Anayasası deniliyorsa, sorun Anayasa'da değil, değiştiren kafalardadır!
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu eşsiz Atatürk, çok müstesna bir dahi olduğu için Anayasa olmasa bile doğru işler yaptığı ve yaptırdığı için hiçbir sorun söz konusu olmuyordu.
Demek ki işi yapan Anayasa veya Baba yasalar değil, milleti için hizmet etmeyi gaye edinen Atatürk misali örnek yöneticilerdir.
Bugün değişmeyen sadece kırtasiyelik taslak bilgileri kalan Anayasa'da ne mi değiştirilmek isteniyor?
Bana göre değiştirilmesi planlanan bölümler, 101, 42, 66. maddeler veya başlangıç metni.
Bırakın anayasada madde olmasını, manifesto niteliğinde hazırlanmış olan başlangıç metni bile bu ülkeye kıyamet sabahına kadar doğru yolu göstermede yeterde artar bile. Ama biz salak olmadığımız için, neyin hedef tahtası yapıldığını çok iyi biliyoruz.
Anayasa'da yer alan Türk kavramı, Türk vatandaşlığı tanımı ve Atatürk ilkeleri, Sevr'in uşakları tarafından hedefe konmuştur.
Bu konuda istekli ve arzulu olan Cumhur İttifakı ve DEM, birlikte çok tehlikeli sulara açılmaya doğru hazırlık yapmaktadır.
Oysa bu yolun sonu önce federasyon, sonra Suriye gibi bölünmektir. İlla da bu iş birkaç yıl içinde olacak değildir elbette ancak, böyle tehlikeli bir yola girildi mi, bir daha o gemiyi aynı limana salimen demirlemek, asla mümkün olamaz!
Gelin bu hatadan dönün!
Bu işe yeltenenlerin sadece tarih önünde değil, şayet hayatta kalırlarsa yargı önünde de hesap verecekleri mutlak ve muhakkaktır.
"Allah'tan korkun, kuldan utanın" diye bir söz vardır.
Bizim Anayasa'mızın başlangıç metni hangi hain odakları ve alçak kesimleri rahatsız etmiş olabilir? Bu metin, aziz vatanımızın dört bir yanında yaşayan her bir yurttaşımız için tam bir güvence değil midir?
İşte o muhteşem metin:
"Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur."
Bırakın Anayasa'yı değiştirmeyi, lütfen siz kendinizi değiştirin veya gidin!
Neden biliyor musunuz?
Diğer devletlerin yöneticilerinde sorun olduğunda seçimle gidiyor veya istifa ediyorlar. Yani anayasaları yerinde duruyor, onlar gidiyor.
Bizde ise durum tam tersi.
Yöneticilerimiz beceriksiz oldukça ha bire kabahati veya faturayı anayasaya kesiyorlar.
Darbe Anayasası denilen Anayasa'nın 134 maddesi, yani yüzde 75'i AK Parti tarafından değiştirilmiş, bu değişikliklerin bazıları da üç kez referanduma gitmek suretiyle yapılmıştır.
134 madde değiştirildiği halde bu Anayasa'ya hala darbe Anayasası deniliyorsa, sorun Anayasa'da değil, değiştiren kafalardadır!
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu eşsiz Atatürk, çok müstesna bir dahi olduğu için Anayasa olmasa bile doğru işler yaptığı ve yaptırdığı için hiçbir sorun söz konusu olmuyordu.
Demek ki işi yapan Anayasa veya Baba yasalar değil, milleti için hizmet etmeyi gaye edinen Atatürk misali örnek yöneticilerdir.
Bugün değişmeyen sadece kırtasiyelik taslak bilgileri kalan Anayasa'da ne mi değiştirilmek isteniyor?
Bana göre değiştirilmesi planlanan bölümler, 101, 42, 66. maddeler veya başlangıç metni.
Bırakın anayasada madde olmasını, manifesto niteliğinde hazırlanmış olan başlangıç metni bile bu ülkeye kıyamet sabahına kadar doğru yolu göstermede yeterde artar bile. Ama biz salak olmadığımız için, neyin hedef tahtası yapıldığını çok iyi biliyoruz.
Anayasa'da yer alan Türk kavramı, Türk vatandaşlığı tanımı ve Atatürk ilkeleri, Sevr'in uşakları tarafından hedefe konmuştur.
Bu konuda istekli ve arzulu olan Cumhur İttifakı ve DEM, birlikte çok tehlikeli sulara açılmaya doğru hazırlık yapmaktadır.
Oysa bu yolun sonu önce federasyon, sonra Suriye gibi bölünmektir. İlla da bu iş birkaç yıl içinde olacak değildir elbette ancak, böyle tehlikeli bir yola girildi mi, bir daha o gemiyi aynı limana salimen demirlemek, asla mümkün olamaz!
Gelin bu hatadan dönün!
Bu işe yeltenenlerin sadece tarih önünde değil, şayet hayatta kalırlarsa yargı önünde de hesap verecekleri mutlak ve muhakkaktır.
"Allah'tan korkun, kuldan utanın" diye bir söz vardır.
Bizim Anayasa'mızın başlangıç metni hangi hain odakları ve alçak kesimleri rahatsız etmiş olabilir? Bu metin, aziz vatanımızın dört bir yanında yaşayan her bir yurttaşımız için tam bir güvence değil midir?
İşte o muhteşem metin:
"Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur."
Bırakın Anayasa'yı değiştirmeyi, lütfen siz kendinizi değiştirin veya gidin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Üzgünüm dostlarım… Artık ulus devlete elveda zamanı! / 14.07.2025
- ABD, 70 milyon Kızılderili Türk’e soykırım yaptı! / 08.07.2025
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- ABD, 70 milyon Kızılderili Türk’e soykırım yaptı! / 08.07.2025
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025