Bugün Türkiye'de bulunan medya ve basın organları, Milli Ekonomi Modeli ile kendisini dünyaya kabullendirmiş, Türkiye'nin ve Türk milletinin ise gittiği her yerde en güzel tanıtımını yapmış olan Prof. Dr. Haydar Baş gibi değerli bir şahsiyeti sürekli methetmesi gerekirken, maalesef tam tersini yapıyorlar.Milli Ekonomi Modeli kongreleri Almanya'nın bilim şehri Heidelberg'te, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, İstanbul'da ve Bursa'da toplam yedi kez organize edildi ve her birine dünyanın sayılı bilim adamları iştirak ettiler, tebliğlerini sundular. Alman, Rus, ABD'li, İngiliz, Hollandalı, Fransız ve daha birçok ülkenin bilim adamları sundukları tebliğlerde Sayın Baş'ı ve Modeli'ni öve öve bitiremediler, hayranlıklarını gizleyemediler ve oybirliği ile Nobel'e aday gösterdiler.Bazı bilim adamları ise Sayın Baş'ın bir değil binlerce Nobel'e layık olduğunu belirttiler.Sayın Baş Modeli'yle tarih yazmasına rağmen, Türk'ün onurunu ve şerefini göklere çıkarmasına rağmen Türk basını -ki esasen Türk basını demek ne kadar doğru- bir satır bile yer vermedi.Eğer Prof. Dr. Haydar Baş, bir Türk değil de ABD'li olsaydı, sizce ABD basını bizim Türk basını gibi görmezlikten mi gelirdi? Yoksa hırsızını arsızını bile kahraman yapmaktan geri durmayan ABD, böyle değerli bir şahsiyete sahip çıkıp bütün dünyaya ilan mı ederdi?Elbette ki ikincisini yapardı, çünkü kendi hazinelerinin kıymetini bilmeme maalesef bizim Türk milletine has bir özellik olsa gerek?Medya ve basın, Sayın Baş'a sahip çıkması ve sürekli gündem etmesi gerekirken, tam tersine, fırsatını bulduğu her an O'na iftira yağdırmaktan öteye geçmiyor. Hem de öyle iftiraların arkasına sığınıyorlar ki bunu yaparken, hukuk kurallarını, basın ve medya kurallarını tamamen rafa kaldırıyorlar.Malum, geçtiğimiz Cumartesi Prof. Dr. Haydar Baş'ın da konuk olduğu Ekoanaliz programında tatsız bir provokasyon olayı yaşandı. Olayı başta Kanal D, TRT, Samanyolu TV, Milliyet -ittifaka dikkat edin- olmak üzere birçok yazılı ve görsel basın organı hiç araştırmadan, kaynağından öğrenmeden, tarafsızlık ilkesine asla dikkat etmeden, "yanlı" olarak verdiler. Belli ki amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek?Canlı yayında konuşması kesilen, hakarete uğrayan Prof. Dr. Haydar Baş ve bu basın ve medya unsurları tarafından suçlanan hedef tahtasına oturtulan yine Sayın Baş? Sanki eleştirmek için fırsat kolluyorlar, yahu bu nasıl bir basın medya anlayışı?Herkes her istediğini, istediği şekilde, karşısındaki insanın haklılığını hiç hesaba katmadan, dilediği gibi çarpıtarak ve yorumlayarak haber ortaya sürerse bu ülkenin hali ne olur?Bana sorarsanız bu olay turnusol oldu. Prof. Dr. Haydar Baş'a yapılan bu komplo, esasen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve de Türk milletine yapılmıştır. Çünkü Sayın Baş'ın ortaya koyduğu bütün proje ve çalışmalarla tek bir hedefi var: Devlet-millet, asker-sivil tek bilek tek yürek olmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kainatın doruk noktasına çıkarmak.Birilerinin rahatsızlığı da buradan kaynaklanıyor. Dertleri baş'la değil Türkiye ve Türk milleti ile? Okyanus ötesinden aldıkları talimatla hareket edenlerin bu ülkede birlik ve beraberliğin oluşmasını istemesi asla mümkün değildir.Onlar Türk milletini ayrıştıracak, ülkeyi paramparça yapacak her projeye sonuna kadar destek verirler, ama birisi birlik adına bir adım atarsa ona çamur üstüne çamur atarlar.Bu provokatif olaylar ne ilktir ne de son olacaktır ama şu bir gerçek ki, bunların hepsi Prof. Dr. Haydar Baş'ı yükseklere taşıyacak, milletle daha fazla kaynaştıracak bir basamaktan başka bir şey olmayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025