ABD'nin, BOP kapsamında Irak için hedefi, Şii-Sünni çatışması ve geleceğe yönelik güvenli bir Kuzey Irak idi.Bu amaçla Şii'lere yönelik saldırılar yapıldı, Sünnilerin üzerine atıldı, Sünnilere yönelik saldırılar yapıldı, Şiilerin üzerine atıldı, ama şu ana kadar hedefledikleri kargaşayı oluşturamadılar. Çünkü Şii olsun Sünni olsun Irak halkı oynanan oyunun farkındaydı. Zaman neyi gösterir bilemeyiz, ama şimdilik durum bu.Kuzey Irak'ta hedefledikleri "güvenli bölge" projesi ise bugüne kadar öyle ya da böyle yürüyordu. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, ABD'nin ve İsrail'in burada güvenli bir bölge oluşturmak istemelerinin temelinde Kürtleri, peşmergeleri çok sevmeleri değil, başta Türkiye olmak üzere İran ve Suriye'yi bölme ve parçalama emeli yatmaktadır.İşleri bittiğinde, hedeflerine ulaştıklarında -ki tarihi gerçekler açısından bu hedefe ulaşmaları mümkün gözükmüyor-, aynen Saddam, Taliban ve Usame bin Ladin misalinde olduğu gibi, kullandıkları peşmergelerin gözlerinin yaşına bile bakmadan harcayacaklardır.Çünkü Batı için gayeye ulaşmada her şey mubahtır. Dün Saddam, Taliban, Usame, bugün ise peşmergeler sadece bir araçtır, hedef BOP' tur, arzı mevuttur. Yalnız yaşanan son gelişmeler Kuzey Irak'taki güvenli bölge projesini suya düşürmek üzere.Hırsızı padişah yaparsanız bu sefer kendi malını çalmaya başlar.Kuzey Irak, bugünlerde yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor.New York Times gazetesinde ilginç bir haber yayınlandı.Haberde, Halepçe katliamının 18. yıldönümü törenlerinde, yaygın yolsuzluk ve kamu hizmetlerinin yetersiz oluşunu protesto eden öfkeli 7 bin Kürt göstericinin, Saddam rejimi tarafından 1988'de kimyasal silahla öldürülen 5 bin Kürt'ün anısına yaptırılan Halepçe Anıtı'nı tahrip ettiği bildirildi.New York Times, bölgeyi yöneten iki büyük partinin (KDP ve KYB) "yolsuzluk ve despotluğundan" öfke duyan binlerce Kürt protestocunun şiddete başvurduğunu vurguladı.Protestocu Kürtlerin, bölgesel hükümeti, 1988'deki gaz saldırısından kurtulanlar için yapılan yabancı bağışları çalmakla suçladığını ve protesto sırasında çıkan olaylarda en az bir kişinin öldüğünü belirten gazete, bunun, Irak'ın "en huzurlu"(!) bölgesinde yaşanmasının "şok yarattığını" kaydetti.Halepçe çıkışlı Robert F. Worth imzalı haberde, "Son aylarda Irak Devlet Başkanı Celal Talabani liderliğindeki KYB'ye ve Kuzey Irak'ın batısını yöneten Mesud Barzani liderliğindeki KDP'ye karşı çeşitli protestolar yapılmıştı. Ama bunların hiçbiri, Halepçe'de patlak veren kadar şiddetli olmadı" denildi.New York Times, binlerle ifade edilen yerel halkı güvenlik güçleriyle karşı karşıya getiren protestoyu, sözde Kürdistan'ı 15 yıldır yöneten iki partiye yönelik en ciddi "meydan okuma" olarak niteledi.New York Times, "Halepçe katliamından kurtulanlar dahil, yerel halkın çoğu KYB'yi suçladı ve KYB'nin, anıtı kendi despotluğu ve açgözlülüğünün bir sembolü haline getirdiğini belirtti" dedi.Geçtiğimiz yıl Kasım ayında American Enterprise Institute adlı muhafazakar düşünce kuruluşunun Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, son makalesinde Ortadoğu'nun en büyük sıkıntısının yolsuzluk olduğunu yazmıştı.Rubin yazdığı makalede, Barzani'nin kişisel servetinin, son 14 yılda 2 milyar dolara ulaştığını ifade ettikten sonra şunları yazmıştı:"Bölgede yolsuzluk ve akraba kayırma çok yaygın. Barzani veya onun bir yakınıyla ortaklık kurmadan herhangi bir yatırım yapılabilmesi mümkün değil"."Bölge boyunca Barzani ailesi yönetim, parti ve kişisel servet konularını birleştirmiş durumda. Yerel milisler, yasaları korumak yerine Barzani'nin güçleri olarak çalışıyor"Erbil'de insan hakları görevlilerine göre, Barzani'ye haraç ödemeyenlerin hapis yattığı ifade edilmekte.Görünen o ki, Kuzey Irak'ta planlanan "Güvenli Bölge" hayali üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Plan daha başlamadan biteceğe benziyor.Kuzey Irak'ta halk baskı altında ve perişan durumda. Şehirde tam bir korku hakim. Musluğun başında olanlar, suyun çoğunu kendilerine aktarıyor. Barzani ve çevresi krallar gibi yaşıyor. Halk ise nimetlerden fazla istifade edemiyor.Bölgede Amerikalıların kaldığı yerlere ise yanaşmak bile imkansız. Milliyet'ten Ece Temelkuran'ın gözlemleriyle "Şehrin ortasında, Amerikalıların yaşadığı ve barikatlarla kapanmış bir dizi sokağın kenarından bile geçmek yasak. Fazla yavaş ya da fazla hızlı geçerseniz peşinize hayalet gibi bir cip takılıyor ve bu başınızın belada olduğu anlamına geliyor."( Milliyet 14.02.2006)Temelkuran makalesinin devamında, Kürt kızlarının, ABD askerlerinin bir eğlence aracı olduğundan, eğlence sonunda da "aşırılık" sebebiyle hastaneye kaldırıldıklarından da bahsediyor.İşte Türkiye'deki Kürt kardeşlerimize "Güvenli bölge", "özgürlük" diye yutturulmaya çalışılan projenin gerçek yüzü. Bizler millet olarak, Lazı, Kürd'ü Çerkez'i, Türk'ü? bir ve beraber olmazsak, birbirimizin kadrini ve kıymetini bilmezsek bizim başımıza da bundan farklısı gelmeyecektir.Türkiye Cumhuriyeti, vatanıyla, toprağıyla, bayrağıyla, askeriyle, milletiyle bulunmaz bir nimettir.Şunu unutmamalıyız ki, Batılı hiçbir ülke şu an yaşadığımız özgürlüğün daha fazlasını bize asla veremeyecektir.Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dediği gibi "Oyun, Türkiye üzerine oynanıyor" ve "Güçlü olmak için, bizler milli politikalarla kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız"Başka çaresi yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025