Haç takılı göğüslerindeki kin daha büyük

Türk milletinin kimliği, kişiliği, asaleti, devleti, medeniyeti ve tarihe şan veren "onurlu duruş"u, sadece ecnebileri, AB'yi, ABD'yi, Vatikan'ı ve sair tüm sömürgeci-işgalci Haçlı lobilerini ürkütmüyor. Aynı zamanda içerideki "maskeli taşeronlar" da ırganıyorlar... AB'nin yerli taşeronları, Amerika'nın içimizdeki stratejik ortakları, Vatikan'ın "nurcu" kisveli Papalık misyon erleri, Türk Milleti'nin ve Türk Devleti'nin yüzünü dönmeye başladığı "milli duruş"tan ve milli uyanıştan son derece rahatsızlar.Türk milletinin kendine gelmesinden, kendine dönmesinden endişeye kapılıyorlar.Bu sebeple ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar.Tüm güçleriyle saldırıyorlar. Örseliyorlar. Belden aşağı vuruyorlar.Provoke ediyorlar, tahrik ediyorlar.Menfur cinayetlerin "tetikçileri"ne akıl hocalığı yapıyorlar; ardından dezenformasyona kalkışıyorlar? Devlet ile milleti karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Sırtlarını Vatikan'a, AB'ye ve ABD'ye dayayarak bugüne kadar sinsi sinsi tünedikleri "bir kısım kamu alanları"nda elde ettikleri inisiyatif ve yetkilerle, "milli duruş"u lekeliyorlar, "milli değerleri" örseliyorlar, milli varlıkları ecnebilere peşkeş çekiyorlar, millet ve devleti karşı karşıya getiren tezgâhlarda tezgâhtarlık yapıyorlar."Göğüslerinde sakladıkları (kin) ise daha büyüktür" (Al-i İmrân, 3/118).Kisveleri Müslüman, adları-sanları bizimkilerine benziyor ama boyunlarında Haç asılı, göğüslerinde "diyalog Haçı" takılı? Haç takılı göğüslerinde sakladıkları (kin), fırsat bulduklarında dışarıya vurabildiklerinden daha büyük?Görünen şu ki, gaflet ve dalalet içindeki bir kısım siyasilerin desteği, gözetimi ve koruması altında "bu yolda" epeyce yol aldılar. Nihayet yıkılması gereken "son kale" olarak gördükleri "devletin milli bileği"ni bükmeye, Türk askerini gölgelemeye çalışıyorlar.Son vuruş yapmaya, altın vuruş yapmaya hazırlanıyorlar.Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikan conilerini alkışlayan, onları kışkışlayan, onların ocağına ve kucağına kapak atan zavallıların bendeleri bunlar.Şemdinli olaylarından Danıştay saldırısına, papaz cinayetinden mantar gibi türetilen "milli cilalı" çetelere kadar pek çok gelişmede, bunların lojistik desteği, bunların "CIA ve MOSSAD'ı okşayan profesyonel alan çalışması", bunların "Haçlı toplum mühendisliği" yatmaktadır. Türk milleti ve onun tüzel kişiliği olan Türk devleti, şayet bu noktada "basiret"ini kullanamaz, perde arkasındaki yerli ve yabancıları göremez ise "dananın kuyruğu koptu" demektir.Son günlerde özellikle milli-dini bütünlüğümüzü, devlet-millet bütünlüğümüzü, milli değerlerimizi, milli duruşumuzu, milli kimliğimizi, milli akıl ve milli projelerimizi hedef alanları yakın plandan gözlemlemek gerektiği kanaatindeyim.  Bu bağlamda en az, ["Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur] diye yazan Ermeni Agos'un yazarı Hrant Dink kadar, "dinlerarası diyalog"cu Zaman'ın yazarı Mümtaz'er Türköne'nin ortaya koyduğu "ilginç bir pozlar"ı da görmek lazımdır.29 Nisan 2005 günkü makalesinde "Kuvva-yı milliyecilik çeteciliktir" diyen ve yine Zaman'ın en az E. Mahçupyan kadar ma'lum ve meşhur yazarı olan Türköne, aynı köşesinde 6 Haziran 2006 günü bakın "kendi zaviyesinden Türk milletini güya Kangal köpeği makarası"na sararak nelere gönderme yapıyor, içindekini nasıl dışa vuruyor: [Bu topraklarda "saf kan" bir ırk ararsanız, ancak Türk çoban köpeği olan Kangal'ı bulabilirsiniz. Cesaretin, asaletin, fedakârlığın, kanaatkârlığın ve sadakâtin sembolü olan bu olağanüstü yetenekli canlı türü, bu topraklarda yaşanmış tarihin hülasası gibidir. Bu toplumun, demokratik bir kültürün sınırları içinde liderlerinden, koruyucularından beklediklerini de ancak Kangal karşılayabilir.]Değerli gazeteci kardeşim İsrafil K. Kumbasar, "dinlerarası diyalog"cu yazarın gevelemelerini dün köşesinde şu teşhislerle irdeledi:[?Türk milliyetçiliği, asla 'ırkçılığa' dayanmaz!.. Türk kültür medeniyetini benimseyen, tereddüt etmeden 'Türk' olduğunu söyleyen hiç kimsenin 'kanına' ve 'geçmişine' bakılmaz!..Ama, ihanete kalkışan kişinin mutlaka 'genetik' bir incelemeye tabi tutulması gerekir!..Bir zamanlar hasbelkader 'Türk milliyetçileri' arasında dolaşan Mümtazer isimli zatın, içinde 'Türk' kelimesi geçen kelimeleri 'soyadı' olarak kullanıp kendilerini kamufle etmeyi başaran diğer 'soydaşları' ve 'yol arkadaşları' gibi 'Türk ırkına' mensup olmadığı aşikardır!.. Damarlarında 'Kangal kanı' dolaşan Mümtazer, karakteristik özelliğini şöyle tarif ediyor:- "Sadakatin sembolü olan bu tür insanla hayvan arasında yer alan bir canlı türüdür." Vakt-i zamanında 'Malta Şövalyesi' olduğu iddia edilen Turgut Özal'ın etrafında yuvalanan 'Yeni Osmanlıcı' çete içerisinde boy gösteren, ardından 'Sebatayist' olduğu iddia edilen Tansu Çiller'in etekleri altında 'kimlik arayan' bu zat, belli ki bugünlerde bir başka efendiye 'sadakat' ile hizmet ediyor!..  Mümtazer diyor ki:- "Halk, -jakobence adıyla sürü- için tehdit oluşturan hain kurtları kovmak, gerçekten koruyuculuk yapacak Kangalları seferber etmek gerekir." Bir kurt, hasmına saldırırken, direkt olarak boğazını hedef alır!..Ancak o boğazda 'tasma' varsa işi bir hayli zordur!..Galiba boynu tasmalı köpekler ile mücadele etmek bir hayli zorlu olacak!...Bin yıldır 'İslamiyet'in bayraktarlığını' yapan, İslam'a hizmetkar olmayı yeğlemiş yüce bir millete sembol olarak bir 'köpeği' önermeye kalkışmak, 'diyalog' adı altında sürdürülen ihanetin, artık 'hangi noktaya' doğru gittiğinin açık bir göstergesidir!..Ne diyordu Neyzen Tevfik:- "Katranı kaynatsan olur mu şeker,Cinsini sevdiğim cinsine çeker."]Kumbasar, diyeceğini dedi; başka söze hâcet yok herhalde.Ünye eşrafından Bağımsız Türkiye sevdalısı değerli işadamı dostum Kerim Olgun beyin nurtopu gibi bir erkek evladı dünyaya gelmiş; ebeveyne "gözünüz aydın olsun" der, dünyaya gözlerini açan delikanlıya ve tüm Olgun ailesine hayırlı, bereketli, sağlıklı ve uzun ömürler dilerim?