Haçlının, vahşi ve yaramaz çocuğu

 Anadolu'ya göz koymuşlar. Doğu'da birileri Büyük Ermenistan hayali ile yanıp, tutuşuyor. Trabzon'da, Rum Pontus Devleti hayali kuranlar var. Güney ve Doğu'da tamamen Haçlı ve Yahudi zihniyetinin kurguladığı Büyük Kürdistan hayalleri, Kıbrıs'ta, Enosis, Ege ve Marmara'da ise Yunanlıların Megali hayalleri. Tabi bir de Yahudilerin Büyük İsrail, topyekun Hıristiyanların da, Tanrı Krallığı inançları var. Ve bunların hepsi Anadolu'da veya Anadolu kilitli..  
Biz hayal, diyoruz onlar hedef, diyor. Biz, neden hayal diyoruz? Çünkü bizler bu topraklara geldik, bir bedel ödedik. Bu bedelle birlikte bu coğrafyada yaşayan insanlara medeniyet, sevgi, şefkat, mutluluk, bereket, özgürlük getirdik ve o insanlar da, kendi özgür iradeleri ile "Biz de Müslümanız" dediler. "Biz de Türk'üz" dediler. 
Bin yıldır bu topraklarda devlet isimleri değişse de bir millet hükümran. Kim o millet? "Müslüman Türk Milleti".
Batı, Türk'ün gücünü, imanından aldığını yüz yıllarca savaşarak kaybettiği savaşlar neticesinde anladı. Savaşarak Türkleri yenemeyeceklerini gördüler. Ne yaptılar? Türk'ün kimliğine yöneldiler. İçerden ve dışarıdan imanını örselemeye başladılar ve ne yazık ki, bizi özümüzden uzaklaştırdılar, bizi birbirimize düşürdüler ve hedeflerini başarmak üzereler. 
Her fırsatta Türkiye'ye karşı düşmanlıklarını gösteren, hava sahamızı, kıta sahanlığını ihlal eden, kendince tacizcilik oynayan, darbeci askerleri besleyen, fırsat bulsa bu hainlere madalya verecek olan Haçlının yaramaz çocuğu Yunanistan bir kez daha ülkemizi hedef almaya kalktı. 
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "O yaramaz çocuğa söyleyin haddini bilsin" dedi ama bunlar hadden filan anlamaz. Kulaklarını çekmek lazım! 
O kulağı 1922'de çekmiştik. Anlaşılan acısını unutmuş olacaklar ki, böylesine haddini bilmezlik yapıyorlar.
22 dedim. Haçlı tüm güçleri ile aç bir kurt gibi Anadolu'ya üşüşmüştü. Osmanlı artık tükenmiş, teslim olmuştu. Yunanlılar aynen bugünkü gibi yüz yıllardır rüyasını kurdukları Megali idea'ya ulaşmak için Haçlının garantörlüğünde İzmir'e çıktı.
(Nedir Megali idea? Bizans'a ait olan tüm toprakları yeniden elde ederek, Konstantinopolis (İstanbul) başkent olmak üzere, büyük Helen İmparatorluğu'nu yeniden kurmak.)
Yunan, İzmir'e çıktı. O güne kadar can, mal, namus güvenliği Türkler tarafından korunmuş Rumlar, Yunan askerleri ile birlikte Türklere saldırmaya başladılar. 56. Süvari Alayının yaşadığı vahşet Fransız kaynaklarında kayıtlıdır.
Bir emir gereği bu alayda toplanan subaylar burada katliama tutulmuş, teslim olanlar süngülenmiş, yaralı olanlar yerlerde sürüklenerek hakaretlere maruz kalmış ve öldürülmüşlerdi. Fransız ordu kaynaklarına göre, o gün 300 Türk'ü öldürmüş, 600'ünü de yaralamıştı. (Kaynak: Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği Berthe Georges - Gaulis, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul 1999, sf.56-58-60)
Fener Rum Patrikliğine bağlı, Osmanlı yurttaşı olan İzmir Metropoliti Hrisostomos bu vahşeti şöyle övüyordu; "Bugün sizleri, muhteşem ve ilahi bir törene davet ettik. Bu öyle bir törendir ki, milletler uzun yüzyıllar boyunca, ancak bir kez gerçekleştirme şansına sahip olabilirler. Huşu ve saygıyla eğiliniz, ama başlarınızı dik tutunuz. 
Kardeşler, beklenen an gelmiştir. Yüzyıllık arzular yerine gelmektedir. Olağanüstü yıllar yaklaşmıştır. Irkımızın büyük umudu, anamız Yunanistan'la birleşmek yolunda, bağrımızı kızgın demir gibi yakan ve kavuran o şiddetli, derin ve yakıcı arzumuz, işte bugün, tarihi minnetle anılması gereken 15 Mayıs günü gerçekleşiyor. Bugünden sonra, büyük vatanımız Yunanistan'ın ayrılmaz bir parçası oluyoruz. Yunan tümenleri, Küçük Asya sahillerine çıkmaya başlamıştır. Yaşasın Helenizm." (Sancılı Yıllar: İzmir 1918-1922" Engin Berber, Ayraç Yay. 1997, sf.218)
830 köy tümüyle, 930 köy kısmen yakılmıştı. Yakılan bina sayısı 114 bin 408, hasar gören bina sayısı 404'dü.  (Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi Prof. Dr. Feridun Ergin, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. No:1, sf.19)
İşte bu yaramaz, vahşi çocuğa (!) Hasan Tahsin elini kaldırmış ve M. Kemal Atatürk o eli havada tutarak 9 Eylül'de Yunan'ın suratına indirmiştir. 
İşte o Yunan daha yeni yeni kendine geliyor. Canı, Türk'ün tokadını çekiyor. Onu biliyorum ama o tokadı atacak yiğit var mı, onu bilmiyorum!