Malatya'daki yayinevi cinayetinde öldürülenlerden birisi 25 yasina kadar kuran kursunda hafizlik egitimi almis birisiydi. Bu kisi sonradan misyoner bir kiz kanaliyla Hiristiyan olmus. Biz yeterince dini egitim almamis insanlarimizin misyonerlerin etkisi altinda kalacagini saniyorken hem de hafizlik egitimi almis 25 yasina kadar bes vakit namaz kilmis olan birisinin de bu misyoner etkisinden kurtulamadigini görünce çok sarsildim. Bana bu haber çok agir geldi. Karsimizdaki bu gerçek, ister istemez bu genç ve onun gibi kim bilir kaç kisiye nasil bir egitim veriyoruz? Sorusunu sormak zorunda birakiyor bizi.Yillarca önlerinde diz çöküp hafizlik egitimi aldigi hocalari belki bu gence Kuran'i güzel okumayi, ezberden okumayi ögretmislerdi ama çok önemli bir seyi ihmal etmislerdi. Bu ihmal ettikleri sey, ögrettiklerini yasayan bir insan yetistirmek yani egitilmis bir insan yetistirmeyi ihmal etmislerdi. Bu genci egitememis sadece bilgi yüklenmis bir insan ortaya çikmisti.Ögrettikleri seyler dilde kalmisti. Gönüllere inememisti. Bunun farkinda bile degillerdi belki. Ögretmisler ama egitmemislerdi.Kaybedilmis bir genç olarak degerlendirdigim bu gencin Hiristiyan olmasinda ona egitim veren kisilerin de sorumluluklari oldugunu düsünüyorum. Asil sorumlu ise siyasilerdir, süphesiz. Misyonerligi suç olmaktan çikarip, ögretim almis fakat cahil kalmis gençlerimizi onlara yem ettikleri için.Bir hafiz, misyonerler tarafindan Hiristiyan olacak kadar etkilenebiliyorsa ya hafiz olmayanlar ne olacak? Türkiye'de hafiz orani ne kadar acaba? Bin de bir mi? yoksa on bin de bir mi? Bu da göstermektedir ki, insanimiz özellikle gençligimiz savunmasiz birakilmis ve misyonerlere her türlü imkân verilerek bu milleti Hiristiyan rihtimina baglamak için her sey yapilmistir.Türkiye'de misyonerlik çalismalarini önemsiz gibi göstermeye çalisan bir takim diyalogcu zevat, ser kapilarini açmaya çalisadursun, hafizlik egitimi alan bir insanin bile Hiristiyan olmasi bence tehlikenin ne derece büyük oldugunu göstermektedir. Yetkililer Türk milletinin milli reflekslerinin kaynagi olan inanci, her geçen gün artan sayida insanimizin gönüllerinden yok edilsin istemiyorlarsa bir an önce bu konuda misyonerlerin zararlarini bertaraf edecek tedbirler almalidirlar.Yoksa gençligimizi, insanimizi ve sonra da her seyimizi kaybetmekle yüzlesmek zorunda kalabiliriz.Kenya Devlet Baskaninin "misyonerler ülkemize geldiginde onlarin elinde Incil bizim elimizde topragimiz ve altinimiz vardi. Bize dua etmeyi ögrettiler. Gözümüzü açtigimizda bir de ne görelim, topragimiz ve altinimiz misyonerlerin eline geçmisti bizim elimizde ise yalnizca Incil kalmisti" sözünü unutmamali ve misyonerligin sadece Hiristiyanligi teblig etmek gibi masum bir amaç tasimadigini asil amacin siyasi oldugunu da akildan çikarmamak gerekli.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023