Kerbela'dan elbette çıkarılacak çok dersler vardır.
Herkes farklı dersler çıkarabilir.
Ben gördüklerimi anlatmaya çalışacağım.
Kerbela'ya gelmeden önce insanoğlunun yaratılışından başlamak istiyorum. Allah (c.c) Hz Adem'i yaratıp meleklere Hz Adem'e secde etmesini ister. Melekler secde eder. Fakat İblis secde etmez.
"Onu topraktan yarattın beni ise ateşten yarattın" der. Hâlbuki İblis de Allah'a ibadet ederdi. Peki, neden secde etmedi?
Kibri ve bulunduğu makamı buna engel oldu. Evet, Hz Adem topraktandı fakat Allah (c.c) Hz. Adem'e kendi ruhundan üflemişti. Yani Hz Adem Allah'tan (c.c) bir nefha taşıyordu. Bu emre itaat etmediğinden cennetten kovuldu ve cehennemlik oldu.
Başka bir hadise de Hz Yusuf (a.s) da görüyoruz.
Hz Yakup, oğlu Hz Yusuf'a çok düşkündü. Onu farklı seviyordu. Bu durum kardeşleri arasında kıskançlığa sebep oldu. Bir gün seyahate çıkarken kardeşleri, Hz Yusuf 'u da yanlarına götürmek istediklerini babalarına söylerler. Ona çok iyi bakacaklarına dair babalarına söz verirler. Fakat seyahat sırasında Hz Yusuf'u kuyuya atarak onu ölüme terk ederler.
Düşünebiliyor musunuz, bu kıskançlık duygusu o kadar kuvvetli bir duygu ki, insanı kardeş katili yapabiliyor. Hz Yusuf gibi olmak yerine onu öldürmeyi tercih ettiler.
Hz Muhammed'in (s.a.v) hayatına baktığımızda;
O çok güvenilir, sözüne itibar edilen dürüst biriydi. Ondaki farklılığı herkes görebiliyor, ona faklı değer veriliyordu.
Ne zaman ki tebliğ görevi verilip, insanlara İslamiyet'i anlatmaya başladığında, ona olan bu itibar değişti ve düşmanlığa dönüştü.
Başta amcası Ebu Leheb olmak üzere Mekke'nin ileri gelenleri ellerinden gelen bütün kötülüğü yaptılar.
Hani O, Muhammedül emindi!
Neden söylediğine itibar etmediler? Çünkü Mekke'de sözü geçen ve Kâbe'nin gelirlerini ellerinde bulunduranlar itibarlarının ve gelirlerinin ellerinden gitmesinden korkuyorlardı. İşte bu makam ve dünya sevgisi onların iman etmesinin ve ahiretlerini kazanmasının önüne geçti.
Tarih boyunca hiç unutulmayacak ve her zaman hüzünle hatırlanacak Kerbela…
Bu nasıl bir acıdır Ya Rabbi, o Hz Fatıma'nın ciğerparesi nasıl şehit edilmişti…
Öyle bir şehit ki, vücudunun her zerresi şehit oldu.
Öyle bir dik duruş ki, bugüne kadar Müslüman duruşunu bize öğreten bir duruş.
Zalimin karşısında korkmadan verilen bir mücadele…
Hz Hüseyin şehit edilmeden önce Yezid'e diyor ki;
"Sen benim Hz Muhammed'in torunu olduğumu bilmiyor musun?"
"Evet biliyorum."
"Dedem Muhammed'in benim için cennet gençlerinin efendisi olduğumu söylediğini bilmiyor musun?"
"Evet biliyorum."
"Bütün bunlara rağmen beni öldürecek misin?"
"Evet öldüreceğim."
Ondaki bu intikam ve hırs neden kaynaklanıyor?
Yezid'in amacı;
Bulunduğu mevkiyi kaybetmemek,
Tek söz sahibi olmak,
Peygamber soyunu tamamen silmek,
Atalarının öcünü almaktı.
Zaten Ebu Süfyan'ın torunundan ne beklenebilirdi. Ebu Süfyan'ın hanımı Hint de Hz Hamza'yı öldürtüp ciğerini çiğnememiş miydi?
İşte benim dikkat çekmek istediğim, gördüğüm nokta bu!
Bu makam sevgisi, itibar görmek, dünya sevgisi ve intikam duygusu o kadar güçlü duygular ki, insana her türlü kötülüğü yaptırabiliyor.
Günümüze baktığımızda da bunu görebiliyoruz.
Bütün bu savaşlar neden oluyor?
Amaç, dünyaya hâkim olmak ve bütün kaynakları sömürmek değil mi?
Hâlbuki Allah bizlere sonsuz kaynaklar vermiş, bu kaynaklar bütün dünyaya yetebilir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız da Milli Ekonomi Modeli'nde bunu anlatmıştı. Fakat dünya liderleri paylaşmak yerine;
- Sadece ben güç sahibi olayım.
- Sadece dünyanın bütün kaynakları benim olsun istiyorlar.
Bu yapılan savaşlar, bunca katliamlar bundan değil mi?
Bizlerde de bu duygular var elbette. Hırslarımız, intikam duygularımız, dünya sevgisi, makam sevgisi vs.
Hayatımız boyunca birçok sorunla karşılaşabiliriz. Bir sorunla karşılaştığımızda acaba yaptığımdan Hak razı olur mu diye sormamız gerek.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız çok iyi bir eğitimciydi. Bir problem olduğunda ona sorar yol göstermesini isterdik. Evet, şimdi hocamız aramızda değil ancak onun çizdiği yolda ve verdiği ölçüler sayesinde şaşmayacağımıza inanıyorum.
Allah bizleri kendine kul, Habibine ümmet, Ehl-i Beyt'inin yolunda yoldaş eylesin. Âmin.
- MERVE ZIVALI: Yüreklerimize dokunan kahramanlar / 17.05.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir / 24.04.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023