Çok iyi bir performans göstererek Süper Kupa'yı kazanan Trabzonspor Süper Lig'in açılış maçında taraftarını tatmin edecek bir oyun oynayamadı.
Tabii Trabzon maçı kazandı ve genel olarak İstanbulspor'a göre oyuna daha çok hakimdi.
Özellikle ilk yarıda rakip kaleye etkili şutlar da gönderdi.
Ne var ki organizasyon ve takım oyunu anlamında Trabzonspor'un bu maçta başarılı bir performans gösterdiği söylenemez.
Nitekim Trabzonspor'un bulduğu 2 gol de kornerden. İki gol de birbirinin kopyasıdı.
Özellikle ilk golde İstanbulsporlu Topalli kornerden gelen topu aşırtarak Cornelius'a adeta asist yaptı.
İlk yarıda Trabzonspor adına akıllarda kalacak an 42'de Eren'in muazzam driplingiydi.
Yani Trabzonsporlu futbolcuların bunun dışında yüksek efor sarf ettikleri başka bir performansı ben göremedim.
Tempo koskoca maç boyunca belli bir seviyenin üzerine çıkmadı. O seviye de yürüyüş seviyesinin biraz üstündeydi.
İşin açıkçası şunu dersek yalan olmaz. Trabzonspor yürüdü İstanbulspor seyretti.
Özellikle bu dediğim maçın daha çok başlarında göründü. Yani tempo maçın sonunda düşer diyebiliriz çünkü futbolcular yorulmuş olabilir.
Fakat daha maçın başında tempo ancak yürüyüş seviyesindeydi. Şunu da söylemek lazım ki sahada doğru düzgün futbol oynayan bir İstanbulspor da yoktu.
Buna rağmen Trabzonspor kötü bir görüntü çizdi. Maçın en iyi adamı 75'te oyuna girdikten sonra Denswil oldu çünkü işini yaptı.
82. ve 84. dakikalarda savunmada çok kritik müdahaleleri oldu. Bütün bunların üstüne bir de gol attı.
Adam daha ne yapsın. Trabzon'un yetersiz oyununa örnek 20'den verilebilir.
Bu dakikada Eren kalabalık içindeki Cornelius'a pas atıyor. Halbuki müsait arkadaşı var.
Cornelius aldığı pası Trezeguet'e iletmeye çalışıyor ama pası çok hızlı. Yani bunu şunun için anlatıyorum Trabzonspor organize bir oyun oynayamadı.
Peki bunun temel sebebi ne? Ben net bir şekilde Hamsik'in olmaması derim.
Hamsik oyunu derleyip toplayan ve de topun daha çok Trabzon'da kalmasını sağlayan organize edici bir oyuncu.
Bunun en güzel örneği son Süper Kupa finalinde Trabzonspor'un ortaya koyduğu güzel futbol.
Trabzonspor İstanbulspor karşısında 4-1-4-1 düzeni ile oynadı.
Defansın hemen önünde Hamsik'in yerinde Siopis oynadı. Daha doğrusu oynayamadı.
Siopis çok hareketli ve mücadele eden bir oyuncu. Fakat bir pas oyuncusu değil. Neyse ki anlamsız şekilde kalabalığın içine girmiyor.
Fakat bence oyunu organize etme yeteneği zayıf.
Hemen önünde oynayanlar Bakasetas ve Ömür. Ömür de bir pas oyuncusu değil. Geriye kalıyor Bakasetas.
Onu da Avcı yanlış mevkide oynatıyor. Kalabalığın içinde kayboluyor.
Halbuki özellikle uzun paslar ile geriden oyunu organize edebilen bir pas oyuncusu.
Trezeguet zaten anlamsız şekilde kalabalığa giren bir oyuncu çünkü kalabalık içinde o kalabalığı bertaraf edebilecek yeteneklere sahip değil.
Sürekli rakibe topu teslim ediyor. Pasları da genelde rakibe gidiyor.
Örneğin Visca öyle değil. Sağ kanat forvet olmasına rağmen bir pas oyuncusu ve kalabalıktan kaçıyor.
Henüz ligin ilk haftası ve Hamsik'in sakatlanması kimsenin kabahati değil.
Ancak bir şekilde daha organize bir oyunun oynanması lazım.
Mesela ben olsam Siopis'in yerine Berat'la başlarım. Berat soğukkanlı ve pas yapan bir oyuncu.
Yani bu sıkıntıya çözüm üretmek mümkün. Ligde ve Avrupa'da başarı için Avcı'nın bu konularda daha doğru tercihler yapması lazım.
Tabii Trabzon maçı kazandı ve genel olarak İstanbulspor'a göre oyuna daha çok hakimdi.
Özellikle ilk yarıda rakip kaleye etkili şutlar da gönderdi.
Ne var ki organizasyon ve takım oyunu anlamında Trabzonspor'un bu maçta başarılı bir performans gösterdiği söylenemez.
Nitekim Trabzonspor'un bulduğu 2 gol de kornerden. İki gol de birbirinin kopyasıdı.
Özellikle ilk golde İstanbulsporlu Topalli kornerden gelen topu aşırtarak Cornelius'a adeta asist yaptı.
İlk yarıda Trabzonspor adına akıllarda kalacak an 42'de Eren'in muazzam driplingiydi.
Yani Trabzonsporlu futbolcuların bunun dışında yüksek efor sarf ettikleri başka bir performansı ben göremedim.
Tempo koskoca maç boyunca belli bir seviyenin üzerine çıkmadı. O seviye de yürüyüş seviyesinin biraz üstündeydi.
İşin açıkçası şunu dersek yalan olmaz. Trabzonspor yürüdü İstanbulspor seyretti.
Özellikle bu dediğim maçın daha çok başlarında göründü. Yani tempo maçın sonunda düşer diyebiliriz çünkü futbolcular yorulmuş olabilir.
Fakat daha maçın başında tempo ancak yürüyüş seviyesindeydi. Şunu da söylemek lazım ki sahada doğru düzgün futbol oynayan bir İstanbulspor da yoktu.
Buna rağmen Trabzonspor kötü bir görüntü çizdi. Maçın en iyi adamı 75'te oyuna girdikten sonra Denswil oldu çünkü işini yaptı.
82. ve 84. dakikalarda savunmada çok kritik müdahaleleri oldu. Bütün bunların üstüne bir de gol attı.
Adam daha ne yapsın. Trabzon'un yetersiz oyununa örnek 20'den verilebilir.
Bu dakikada Eren kalabalık içindeki Cornelius'a pas atıyor. Halbuki müsait arkadaşı var.
Cornelius aldığı pası Trezeguet'e iletmeye çalışıyor ama pası çok hızlı. Yani bunu şunun için anlatıyorum Trabzonspor organize bir oyun oynayamadı.
Peki bunun temel sebebi ne? Ben net bir şekilde Hamsik'in olmaması derim.
Hamsik oyunu derleyip toplayan ve de topun daha çok Trabzon'da kalmasını sağlayan organize edici bir oyuncu.
Bunun en güzel örneği son Süper Kupa finalinde Trabzonspor'un ortaya koyduğu güzel futbol.
Trabzonspor İstanbulspor karşısında 4-1-4-1 düzeni ile oynadı.
Defansın hemen önünde Hamsik'in yerinde Siopis oynadı. Daha doğrusu oynayamadı.
Siopis çok hareketli ve mücadele eden bir oyuncu. Fakat bir pas oyuncusu değil. Neyse ki anlamsız şekilde kalabalığın içine girmiyor.
Fakat bence oyunu organize etme yeteneği zayıf.
Hemen önünde oynayanlar Bakasetas ve Ömür. Ömür de bir pas oyuncusu değil. Geriye kalıyor Bakasetas.
Onu da Avcı yanlış mevkide oynatıyor. Kalabalığın içinde kayboluyor.
Halbuki özellikle uzun paslar ile geriden oyunu organize edebilen bir pas oyuncusu.
Trezeguet zaten anlamsız şekilde kalabalığa giren bir oyuncu çünkü kalabalık içinde o kalabalığı bertaraf edebilecek yeteneklere sahip değil.
Sürekli rakibe topu teslim ediyor. Pasları da genelde rakibe gidiyor.
Örneğin Visca öyle değil. Sağ kanat forvet olmasına rağmen bir pas oyuncusu ve kalabalıktan kaçıyor.
Henüz ligin ilk haftası ve Hamsik'in sakatlanması kimsenin kabahati değil.
Ancak bir şekilde daha organize bir oyunun oynanması lazım.
Mesela ben olsam Siopis'in yerine Berat'la başlarım. Berat soğukkanlı ve pas yapan bir oyuncu.
Yani bu sıkıntıya çözüm üretmek mümkün. Ligde ve Avrupa'da başarı için Avcı'nın bu konularda daha doğru tercihler yapması lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025



















































































