Türkiye'de misyonerlik çalışmalarının milli ve dini birliğimizi tehdit ettiğini yıllar önce ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş, bu tehdidi Türkiye'nin gündemine taşımış ve milletimizin ve devletimizin kurumlarının dikkatini bu tehdidin üzerine çekmiştir.
Türkiye üzerinde hain emelleri olan misyonerler ve onların işbirlikçileri, hain emellerini ortaya çıkardığı için ilk günden bu yana Prof Dr. Haydar Baş'a zarar verip onu Türk milletinin gözünden düşürmek için karalama kampanyaları düzenleyegelmişlerdir.
Bu günlerde bu karalama kampanyalarından birisine daha şahit olmaktayız. Bu ve bundan önceki karalama ve iftira kampanyalarının çıkarılmasının en önemli sebeplerinden birisi Türk toplumunun Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında her geçen gün daha fazla kenetleniyor olmasıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş, "dinler arası diyalog" ve misyonerlikle yapılmak istenen şeyleri ve bu fikirlere Türkiye'de yardım ve yataklık yapan ABD'de konuşlandırılmış sözüm ona "Hocaefendi" lakaplı bazı adamların gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştır.
Her konuşmasında ortaya koyduğu isabetli tespitleri ve milli duruşuyla, Türk milleti tarafından her geçen gün daha fazla takdir edilen Prof. Dr. Haydar Baş'ın yükselişinden rahatsız olmuşlardır. Vatikan'ın "dinler arası diyalog" potasında beyinleri yıkanmış, gazete köşelerini ABD adına işgal eden Vatikan güdümlü bazı yazarlar devletini milletini seven ve Ülkesinin birlik ve beraberliği için çalışan Prof. Dr. Haydar Baş'a bugünlerde bir kez daha kirli kalemlerini yöneltmişlerdir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı veya söylediği hangi söz bu vatan, millet, asker ve devlet düşmanı çevreleri rahatsız etmiştir?
"Bu vatan bizimdir bizim kalacak" demesi bunları hop oturtup hop kaldırmıştır ve rahatlarını bozmuştur.
"Milli birliğimiz dini birliğimizdir, dini birliğimiz de milli birliğimizdir" diye ifade etmesi onları rahatsız etmiştir.
"Bu millet kardeştir ayıranlar kalleştir" dediği için Prof Dr Haydar Baş'a iftira kampanyası başlatmışlardır.
Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve sosyal bütün problemlerine çözüm ürettiği için bu kirli kalem sahipleri Prof. Dr. Haydar Baş'tan rahatsız olmuşlardır.
Birilerinin yaptığı gibi kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp ABD'ye kaçmadığı için, kendi vatanında başı dimdik ayakta kaldığı ve bu vatana hizmet etmeye devam ettiği için onu çekememiş ve ondan rahatsız olmuşlardır.
Türk milletinin Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında kenetlenip, silkinip kendine gelmesinden korktukları için salyalı kalemleriyle saldırmaktadırlar.
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sosyal barış ve kardeşlik ortamının oluşturulmasından korktukları için Prof. Dr. Haydar Baş'ı yıpratmaya çalışmaktadırlar.
Bu müfteriler ve bunları yönlendirenler şunu bilmelidirler ki, Prof. Dr. Haydar Baş tek başına değildir. Onu yalnız sanıyorlarsa çok büyük bir yanılgı içerisindedirler.
Haydar Baş Türk milletidir, Türk milletinin ta kendisidir. Kalbinde millet ve vatan sevgisi taşıyan Türk milletinin her ferdi de bir Haydar Baş'tır.
Bundan dolayıdır ki, Prof. Dr. Haydar Baş'a atılan bu iftiralar bu milletin her ferdine atılmıştır.
Bu iftiracılara millet olarak verilecek en büyük ceza ve ders Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında topyekün kenetlenmektir.
Türkiye üzerinde hain emelleri olan misyonerler ve onların işbirlikçileri, hain emellerini ortaya çıkardığı için ilk günden bu yana Prof Dr. Haydar Baş'a zarar verip onu Türk milletinin gözünden düşürmek için karalama kampanyaları düzenleyegelmişlerdir.
Bu günlerde bu karalama kampanyalarından birisine daha şahit olmaktayız. Bu ve bundan önceki karalama ve iftira kampanyalarının çıkarılmasının en önemli sebeplerinden birisi Türk toplumunun Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında her geçen gün daha fazla kenetleniyor olmasıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş, "dinler arası diyalog" ve misyonerlikle yapılmak istenen şeyleri ve bu fikirlere Türkiye'de yardım ve yataklık yapan ABD'de konuşlandırılmış sözüm ona "Hocaefendi" lakaplı bazı adamların gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştır.
Her konuşmasında ortaya koyduğu isabetli tespitleri ve milli duruşuyla, Türk milleti tarafından her geçen gün daha fazla takdir edilen Prof. Dr. Haydar Baş'ın yükselişinden rahatsız olmuşlardır. Vatikan'ın "dinler arası diyalog" potasında beyinleri yıkanmış, gazete köşelerini ABD adına işgal eden Vatikan güdümlü bazı yazarlar devletini milletini seven ve Ülkesinin birlik ve beraberliği için çalışan Prof. Dr. Haydar Baş'a bugünlerde bir kez daha kirli kalemlerini yöneltmişlerdir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı veya söylediği hangi söz bu vatan, millet, asker ve devlet düşmanı çevreleri rahatsız etmiştir?
"Bu vatan bizimdir bizim kalacak" demesi bunları hop oturtup hop kaldırmıştır ve rahatlarını bozmuştur.
"Milli birliğimiz dini birliğimizdir, dini birliğimiz de milli birliğimizdir" diye ifade etmesi onları rahatsız etmiştir.
"Bu millet kardeştir ayıranlar kalleştir" dediği için Prof Dr Haydar Baş'a iftira kampanyası başlatmışlardır.
Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve sosyal bütün problemlerine çözüm ürettiği için bu kirli kalem sahipleri Prof. Dr. Haydar Baş'tan rahatsız olmuşlardır.
Birilerinin yaptığı gibi kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp ABD'ye kaçmadığı için, kendi vatanında başı dimdik ayakta kaldığı ve bu vatana hizmet etmeye devam ettiği için onu çekememiş ve ondan rahatsız olmuşlardır.
Türk milletinin Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında kenetlenip, silkinip kendine gelmesinden korktukları için salyalı kalemleriyle saldırmaktadırlar.
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sosyal barış ve kardeşlik ortamının oluşturulmasından korktukları için Prof. Dr. Haydar Baş'ı yıpratmaya çalışmaktadırlar.
Bu müfteriler ve bunları yönlendirenler şunu bilmelidirler ki, Prof. Dr. Haydar Baş tek başına değildir. Onu yalnız sanıyorlarsa çok büyük bir yanılgı içerisindedirler.
Haydar Baş Türk milletidir, Türk milletinin ta kendisidir. Kalbinde millet ve vatan sevgisi taşıyan Türk milletinin her ferdi de bir Haydar Baş'tır.
Bundan dolayıdır ki, Prof. Dr. Haydar Baş'a atılan bu iftiralar bu milletin her ferdine atılmıştır.
Bu iftiracılara millet olarak verilecek en büyük ceza ve ders Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında topyekün kenetlenmektir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023