AKP seçim zaferini sokaklarda kutlamıyor ama yepyeni bir metotla kamuoyunu yönlendirmek suretiyle milletimizin, devletimizin, bazı kurum ve kuruluşların hazmetme kapasitesini ölçülmeğe çalışmaktadır. Haksız da değiller! Bu kadar oy desteği almanın verdiği zafer sarhoşluğu ile böyle davranmaları gayet normaldir diye düşünüyorum. Milleti bu dolmuşa bindirenler başlarını ellerinin arasına alıp düşünmek yerine hala; "eski hamam eski tas" davranışlarına devam etmektedirler (!) Şimdi AKP kurmayları salvo atışlarla bandıra bandıra öc alma mantığıyla davranmakta, hatta daha ileri gidip, Atatürk ilke ve inkılaplarını tartışılmaya açarak, rejimin en temel değerleri ile oynamaya başladılar bile.. Seçimden sonraki süreci değerlendirmeye çalışalım;Seçim sonuçlarını değerlendiren Sayın Arınç; "bu seçim sonuçları milletin muhtırasıdır" dedi.Diğer kurmaylar; askeri tamamen devre dışı bırakacak bir sivil anayasadan bahsetmektedirler.Son olarak AKP'nin hukukçusu Prof. Zafer Üskül; "sivil anayasada Atatürk milliyetçiliğinin yer almaması gerektiğini" savundu. Bunlar, sıradan şeyler olmayıp, önceden hesaplanmış ve milletin hazmetme kapasitesini ölçmeye yönelik faaliyetler olduğu kanaatini taşımaktayım. Erol Mütercimler bu konuda yazdığı makalede bakınız ne diyor; "Anayasada Atatürk milliyetçiliği ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık yer alıyor. Bu ifadelerin yer almaması doğru olur. Bu bir eksiklik değildir. Atatürk başka bir şeydir, Kemalizm veya Atatürkçülük başka bir şeydir." Bu sözler de Üskül'e ait. Şimdi düşünelim, bu ifadeler kökten AKP'li birisi tarafından söylenseydi, o kişi hakkında söylenmedik laf kalmayacaktı. Taa MNP döneminden girip, milli görüşten çıkılmıştı ! Üskül, AKP kadrolarının dillendirmeye cesaret etmediklerini düşünerek, rövanş almayı önerip, Birinci Cumhuriyetin tasfiyesi için cesur olunması gerektiğini öğütlemektedir. Üskül'ün ayağının tozuyla yaptığı açıklama 'ulus devletin tasfiyesi' için hızla harekete geçin demektir.Üskül kendi önerisinin AKP'nin seçim beyannamesinde olduğunu öne sürüp, Atatürk milliyetçiliğinden rahatsız olduğunu kamuya açıkça ilan etmiştir. Ne demektir bu? Çok net biçimde, hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak açıklıkta, ulus devletin tasfiyesi demektir. Çünkü, Atatürk milliyetçiliği, 21.yüzyılın önemli önermelerinden biri olan multiculturalism-çok kültürlülüğün matematik olarak formüle edilmiş şeklidir. 'Ne mutlu Türküm diyene' bunu anlatmaktadır. Üskül diyor ki; artık bunu söylemekten vazgeçip, 'ne mutlu etnik kimliğim' diyebilmeliyiz. Yani seçim döneminde Leyla Zana'nın Iğdır konuşmasında hiç çekinmeden, kimseden saklamaya gerek duymadan dile getirdiği bölünmeyi onaylayan bir destektir Üskül'ün söylediği.Milletimiz AKP'ye; bazı beklentilerine kısa zamanda çözüm bulması ve uzlaşma zemininde hareket etmesi, eksik kaldığını iddia ettiği bazı uygulamaları yerine getirmesi için oy verdiği unutulmamalıdır. Daha şimdiden yeni iktidar uzlaşma yerine kılıçlarını kuşanıp, hele de rejimi tehlikeye sokacak işlere parmak sokarsa; beklenen huzur ortamı yok olur, milletimizde devletimiz de zarar görür, oluşan ortamda düşmanların ekmeğine yağ sürer.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024