Hem büyük lokma yediler hem de büyük konuştular

Tam 21 yıl oldu. Bu 21 yılda iktidar partisi hem çok büyük lokmalar yedi hem de çok büyük laflar etti. Oysa atalarımız çok önceden uyarmıştı: 'Büyük lokma ye ama büyük söz söyleme'.

Geldiğimiz noktada ise AKP'ye inanmıyorsan, destek vermiyorsan hele bir de eleştiriyorsan ya hainsin, ya terörist, ya teröristle işbirlikçi, ya bayrak, ezan, din düşmanısın. Ya sürtüksün, ya süfli heveslerin peşinde koşansın…

Peki, 21 yıllık iktidar neden bu ruh haline büründü? Neden toplumu geriyor, insanları ayrıştırıyor, hedef gösteriyor?

Dediğim gibi hem çok büyük lokmalar yediler, hem de çok büyük konuştular. Yapamayacakları şeyi söylediler, söylediklerini de yapmadılar.

İşte meşhur o 3Y (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar). 21 yıl sonra ne oldu? Her taraftan yolsuzluk akıyor. Her taraftan yoksulluk akıyor. Yasaklar her tarafı sarmış vaziyette.

Ya ahlak! 2011 seçimlerinde bizzat ifşa ettikleri, kınadıkları şeylerin daha vahimleriyle şimdi kınanıyorlar.

Ya sokaklar! Kuran Kurslarında bile namus güvenliği yok. Daha ne örnek vereyim!

Yıllardır 'ekonomimiz şahlandı, atağa kalktı, uçtu' denildi. 'Ekonomimiz dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak' denildi.  2002'deki sıralamadan daha geriye düşmüşüz. 

Bizler yıllardır açlık, yoksulluk, diyoruz. Meğer iktidar cenahı açlığı, 'ekmek yok' şeklinde anlıyorlarmış ki, 'insanın midesine kuru ekmek giriyorsa aç değildir, dediler. 

Oysa bizim 'açlıktan, yoksulluktan' kastımız milli servetimizin talan edilmesiydi, insanımızın emeğinin gaspıydı, hakkının verilmemesiydi, halkımızın planlı fakirleştirilmesiydi, planlı olarak bankalara borçlandırılıp, geleceğine ipotek konulması, umutsuz bırakılmasıydı.

Bakın! 85 milyonluk ülkede 34 milyon kişi bankalara borçlu. 23 milyon haciz takibi. 

Dile kolay 21 yılda Erdoğan ve hükümetleri vatandaştan 2 trilyon 560 milyar dolardan fazla vergi toplamış.

Kefil olduklarıyla birlikte 300 milyar dolardan fazla içeriden-dışarıdan borç almış.

Cumhuriyetin kazanımlarını 70 milyar dolara satmış.

İşte bu iktidar bugün eğer seçimden sonrası için ekonomik müjdeler veriyor, hala yol, köprü, tünel, gemi, iha, tihalarla övünüp, enflasyonu tek rakamlara indireceğiz, açıklaması yapıyorsa ekonomi bitmiş demektir.

Zenginlerin iktidarı oldular

World Inequality Lab tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu göre:

Türkiye'de 2021'de nüfusun en çok kazanan % 10'unun yıllık ortalama geliri, en az kazanan % 50'lik kesimden 23 kat fazla. 

Bu skorla Türkiye, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor. İki yılda bu eşitsizlik daha da arttı.

AKP iktidara geldiğinde bankalarda 1 milyon lira ve üstü para bulunan mudi sayısı 6 bin civarındaydı. 

2005 yılında bu sayı 12 bin civarına çıktı. Aralık 2022 itibarıyla bu sayı kaç oldu biliyor musunuz?

BDDK'nin aylık verilerine göre, Aralık 2022 itibarıyla bankalarda "1 milyon liranın üzerinde" mevduatı olan "yurtiçi yerleşik mudi sayısı" (yerli milyonler sayısı) 760 bin 982.

Bu mudilerin toplam mevduat büyüklüğü 5 trilyon 723 milyar lira.

Yani AKP, birilerine çok iyi gelmiş.

BTP lideri Hüseyin Baş geçen yıl ülkemizin ekonomi profilini, 'mutlu azınlıkların, mutsuz çoğunlukların ülkesi' olarak çizmiş ve AKP'nin ekonomik söylemlerini, '8,5 milyon insanın refahını kalan yüzde 90'a pazarlıyorlar' şeklinde özetlemişti.

Bugün neyi tartışıyoruz? Derdi Togg olanların halka, soğanın fiyatı düşecek, müjdesinin gerçekçiliğini!

Yazdıklarımı unutun!

1 Mayıs 2012'de Sayın Erdoğan sosyal medya hesabından:  "Para, tıpkı bayrak gibi tıpkı milli marş gibi bir ülkenin gücünü itibarını bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı milletin itibarıdır."

Bugün en büyük banknota 1 kg et bile alamıyorsun. Hani güç, hani itibar! 

Netice! Herkes tercihlerinden sorumlu tutulacak ve hesabını verecektir. (dünyadan bahsetmiyorum)