Bugünkü yazımı sizden gelen bazı fıkralara ayıracağım. Bu fıkralarla hem biraz eğlenelim, hem de düşünelim.***Maaşı AzYaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp çağırarak tekmelerler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve:"Çok tatlı çocuklarsınız çok da eğleniyorsunuz. Sizden bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size birer dolar vereceğim..." der.Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der; "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan size sadece 50 sent verebilirim."Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine gürültüye devam ederler. Aradan birkaç gün daha geçer ve yaşlı adam onları karşılar. "Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim tamam mı?"."Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."***Atalarımız ne demişler: "Tatlı söz yılanı bile deliğinden çıkarır". Bu fıkrada bu sözün uygulamasını görüyoruz. İnsanlara nasıl davranılacağını bildikten sonra aşılamayacak engel yoktur. Dostuna ve düşmanına nasıl davranacağını bilemeyen insanlar dostlarını kaybedebilirler, düşmanlarına ise koz verebilirler. İnsan öyle bir tutum içinde olmalı ki, dosta güven vermeli, düşmanını ise sindirmeli, hatta düşmanını ayıktırıp dostlar safına katmalı. İşte hakiki siyaset de budur.***Ya Biz KazanırsakSiyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris'in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır: "Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York'i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun..." Dursun atılır: "Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika'ya savaş ilan edelum, Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun." Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve: "Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz..." ***Evet, "ya savaşı biz kazanırsak". Fırsatları yakalamak önemlidir, ama elde edilen fırsatların nasıl değerlendirileceği bundan daha önemlidir.Biraz düşünün. Bu fıkraya gülüyoruz, geçiyoruz, ama şu anki iktidarıyla muhalefetiyle siyasilerimizin halini yansıtmıyor mu? Siyasilerimizin yaptığı tartışmalar, birbiriyle didişmeleri bundan farklı mı?Siyasilerimiz giremeyeceğimiz kesinlikleşmiş olan bir AB'yi hala medeniyet projesi olarak bize sunuyorlar, askerimizin başına çuval geçirme küstahlığını gösteren ABD'ye ise müttefik diyorlar. Muhalefet ise bunu dile getireceğine "AB fotoğrafında biz de olalım" diyor ve AB'siz, ABD'siz ve IMF'siz hiçbir proje üretmiyorlar. Millet kendilerine fırsat verip de iktidara geldiklerinde de Temel gibi ortada kalıyorlar, kafaları karışıyor ve daha öncekilerin yaptıkları hatalara devam ediyorlar.Bir lider ve kadrosu hariç. O da, "Ne AB, ne ABD, ne de IMF, Bağımsız Türkiye" diyen, sadece demekle de kalmayıp Milli Ekonomi Modeli adında yepyeni bir proje ortaya koyan bu sebeple de yüzlerce yerliyabancı bilimadamı tarafından Nobel'e aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Siyasi partiler içinde iktidara geldiği zaman, zafere ulaştığı zaman projesi hazır olan ve çözümleri akademik düzeyde de takdir ve kabul edilen tek parti Sayın Baş'ın Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi(BTP)'dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025