Çocuklarımız... Canımız, ciğerimiz, ciğerparemiz, her şeyimiz... Bugünümüzün gülleri, çiçekleri, yarınlarımızın umutları, geleceğimizin emanetçileri, Ali'lerimiz, Mahmut'larımız, Şeyda'larımız, Şeyma'larımız...
İsimlerimizi geleceğe onlar taşıyacaklar, nesillerimizi, örfümüzü, geleneğimizi, kültürümüzü, abdestimizi, namazımızı, ezanımızı, bayrağımızı, bağımsızlığımızı istikbale onlar taşıyacaklar.
Bizi biz yapan, bir milleti millet yapan değerlerimiz, mukaddesatımız üzerine titrememiz gerektiği kadar bu değerlerimizi, mukaddesatımızı omuzlarına yükleyeceğimiz çocuklarımız üzerine de titrememiz gerekiyor. Ecdadımızdan, tarihimizden devraldığımız emanetler eşsizdir, cevherdir, mücevherdir ama onları emanet edeceğimiz çocuklarımız bunların ağırlığından, kıymetinden haberdar değilse, dört elle sarılması gerektiği şuurundan yoksunsa; önüne çıkan ilk oyunbaz, ilk düzenbaz elma şekeri karşılığında mücevherleri elinden alacaktır. Süslü püslü, boyalı cilalı, yaldızlı yıldızlı laflarla, oyuncaklarla, çeşitli araçlarla kolayca kandırabilecektir. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızın maalesef bugün böyle bir tehlike ile karşı karşıya olduklarını düşünüyoruz, hatta görüyoruz, yaşıyoruz.
Modern haçlı seferleri kılık değiştirmiştir, çehre, metod değiştirmiştir. Televizyon gibi gerçekten sihirli kutuyu çok iyi kullanarak, sinema sektöründen, basın sektöründen azami derecede faydalanarak ciğerparelerimizi fikren, zihnen ve davranış biçimi olarak bizden, evimizden, medeniyetimizden koparmak peşindedirler. Elbette bu, bugünün meselesi değildir fakat, bugün alabildiğine hızlandırılmıştır, cepheler çeşitlendirilmiştir ve kültür bombardımanı sürmektedir.
Mukaddesatımız ve yarınki emanetçileri, bayrağımız, bağımsızlığımız, vatanımız ve yarınki bekçileri çocuklarımız, modern haçlı saldırılarının yegane hedefi seçilmiştir, aman dikkat!
Şu fotoğraf, haçlıların insafsızlığına terk edilir mi?
Bir güzel çocuk
Tombul tomurcuk
Masmavi boncuk
Gözler ne güzel
O yokken kıştı
Nevbahar oldu
Gül çiçek doldu
Yazlar ne güzel
Annesi alır
Bağrına basar
Ölçer ve keser
Bezler ne güzel
Kendisi uyur
Dudaklar emer
Annesi sever
Özler ne güzel
Sevindi baba
Koç kurban etti
Yokuşlar bitti
Düzler ne güzel
Gözler gül açar
Dert keder kaçar
Hep ışık saçar
Yüzler ne güzel
Hep pırpır eder
Kanadı kolu
Ağzı dil dolu
Sözler ne güzel
Geldi haneye
Cana can kattı
Bak adım attı
İzler ne güzel
Dizüstü çökmüş
Dilde tesbihler
Elde kitaplar
Gözler ne güzel
Hep kırar döker
Kızsan alınır
Annesi alır
Nazlar ne güzel.
İsimlerimizi geleceğe onlar taşıyacaklar, nesillerimizi, örfümüzü, geleneğimizi, kültürümüzü, abdestimizi, namazımızı, ezanımızı, bayrağımızı, bağımsızlığımızı istikbale onlar taşıyacaklar.
Bizi biz yapan, bir milleti millet yapan değerlerimiz, mukaddesatımız üzerine titrememiz gerektiği kadar bu değerlerimizi, mukaddesatımızı omuzlarına yükleyeceğimiz çocuklarımız üzerine de titrememiz gerekiyor. Ecdadımızdan, tarihimizden devraldığımız emanetler eşsizdir, cevherdir, mücevherdir ama onları emanet edeceğimiz çocuklarımız bunların ağırlığından, kıymetinden haberdar değilse, dört elle sarılması gerektiği şuurundan yoksunsa; önüne çıkan ilk oyunbaz, ilk düzenbaz elma şekeri karşılığında mücevherleri elinden alacaktır. Süslü püslü, boyalı cilalı, yaldızlı yıldızlı laflarla, oyuncaklarla, çeşitli araçlarla kolayca kandırabilecektir. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızın maalesef bugün böyle bir tehlike ile karşı karşıya olduklarını düşünüyoruz, hatta görüyoruz, yaşıyoruz.
Modern haçlı seferleri kılık değiştirmiştir, çehre, metod değiştirmiştir. Televizyon gibi gerçekten sihirli kutuyu çok iyi kullanarak, sinema sektöründen, basın sektöründen azami derecede faydalanarak ciğerparelerimizi fikren, zihnen ve davranış biçimi olarak bizden, evimizden, medeniyetimizden koparmak peşindedirler. Elbette bu, bugünün meselesi değildir fakat, bugün alabildiğine hızlandırılmıştır, cepheler çeşitlendirilmiştir ve kültür bombardımanı sürmektedir.
Mukaddesatımız ve yarınki emanetçileri, bayrağımız, bağımsızlığımız, vatanımız ve yarınki bekçileri çocuklarımız, modern haçlı saldırılarının yegane hedefi seçilmiştir, aman dikkat!
Şu fotoğraf, haçlıların insafsızlığına terk edilir mi?
Bir güzel çocuk
Tombul tomurcuk
Masmavi boncuk
Gözler ne güzel
O yokken kıştı
Nevbahar oldu
Gül çiçek doldu
Yazlar ne güzel
Annesi alır
Bağrına basar
Ölçer ve keser
Bezler ne güzel
Kendisi uyur
Dudaklar emer
Annesi sever
Özler ne güzel
Sevindi baba
Koç kurban etti
Yokuşlar bitti
Düzler ne güzel
Gözler gül açar
Dert keder kaçar
Hep ışık saçar
Yüzler ne güzel
Hep pırpır eder
Kanadı kolu
Ağzı dil dolu
Sözler ne güzel
Geldi haneye
Cana can kattı
Bak adım attı
İzler ne güzel
Dizüstü çökmüş
Dilde tesbihler
Elde kitaplar
Gözler ne güzel
Hep kırar döker
Kızsan alınır
Annesi alır
Nazlar ne güzel.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025