‘Her şey 2010 referandumunda oldu’

Hatırladınız mı o günleri? AKP referandum kararı almıştı. 'Yetmez ama evet' sloganı ve Erdoğan'ın; "12 Eylül ile yüzleşmek için, 12 Eylül üzerindeki dokunulmazlık zırhını kaldırmak için 'Evet' diyoruz' söylemleriyle yasakların kaldırılacağı, özgürlüğün her tarafı saracağı, temel hak ve hürriyetlerin sağanak sağanak yağacağı iddiası ve 'her zaman hayırda, hayır yoktur' sloganıyla bir anayasa değişikliği referandum süreci yaşıyorduk.

O günlerde Fethullah Gülen 'hain' ilan edilmemiş, (haşa) Allah dostu nazarı ile bakılıyordu kendisine. 

O da, kimin dostu olduğunu ilan edercesine, 'elimden gelse ölüleri diriltir, evet dedirtirdim' diyordu.

Ve Erdoğan % 57 ile sandıktan istediğini aldı. Sayın Erdoğan anında 'Fethullah Gülen Hocaefendiye teşekkürlerimi gönderiyorum' mesajını yayımladı.

Başka teşekkürleri de vardı Sayın Erdoğan'ın: Bu anayasa değişikliğine destek veren CHP'li, MHP'li, BDP'li kardeşlerimi kutluyorum'. 

Başka? 

'Başından itibaren 'evet' diyerek desteğini ortaya koyan Saadet Partili, Büyük Birlik Partili, HAK-PAR'lı, Bağımsız ülkücüleri kutluyorum. 

Başka?

Tüm aydınları, devrimci solcu İşçi Partili kardeşlerimi, liberalleri, TOBB Başkanını, Hak-İş Konfederasyonu, Memur-Sen'i başından itibaren verdiği destek için kutluyorum.'

Bu kadar kutlamanın sonucu ne oldu?

Sonucu 12 yıl sonra BTP lideri Hüseyin Baş açıkladı. Gazeteci Mustafa Balbay'ın konuğu olan Sayın Baş, 'Her şey 2010 referandumunda oldu' başlığı altında şöyle dedi:

'Türkiye'de temel bozulma 2010 anayasa referandumu ile olmuştur. Biz bir yere döneceksek 2010 öncesine dönmemiz lazım. 

2010 referandumuyla Anayasa Mahkemesi'nin yapısı, Yargıtay'ın yapısı, HSK'nın yapısı değiştirildi. 

Fetö'nün 'mezardakiler bile oy kullansın' dediği referandumdan bahsediyoruz. Yargıya tamamen nüfuz edildi. 

Yargıyı da, yürütmenin eline teslim ettik. Bizim oradan dönmemiz lazım O yüzden biz parlamenter sisteme dönüşün tek başına Türkiye'nin sorunlarını çözeceği noktasında endişeleri olan bir taraftayız' dedi.

'Erdoğan'ın kafasındaki sistem demokratik krallıktır'

Sonucu BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın cümleleriyle yukarıda yazdım. Devlet ve millet olarak da zaten yaşıyoruz. 

Sebebini ise daha referanduma gitmeden BTP'nin ebedi genel başkanı Merhum Prof. Dr. Haydar Baş açıklamıştı.

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Eylül 2010 yılında İstanbul'da yaptığı açıklamada, 'Erdoğan'ın kafasındaki sistemin demokratik krallık olduğunu' ifade ederek şöyle demişti:

'Referandumda anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi halinde Türkiye demokratik bir krallık şekline bürünecek. 

Bizim sistemimiz, rejimimiz kuvvetler ayrılığı ilkesine göre tanzim edilmiştir. Bu ne demektir? Yasama bağımsızdır, yürütme ve yargı bağımsızdır. 

Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı sisteme kuvvetler birliği sistemi denir. Bu krallıktır, saltanattır ve padişahlıktır. 

Şimdi gelelim bu anayasanın içindeki maddelere… 1982 anayasasından tamamı alınmış, bir kaç tane cilalı cümle eklenerek hepsi olduğu gibi kabul edilmiş. 

Fakat onlardan farklı iki tane temel madde bunlara ilave edilmiş. Neymiş bu fark? Yasama ve yürütme maddeleri aynen olduğu gibi halini muhafaza ediyor. 

Yargıya ait kurulları da çok enteresan bir ustalıkla cımbız gibi çekerek Türk toplumunu demokratik bir krallık dönemine sevk etmeye çalışıyorlar.'

O günlerde Bağımsız Türkiye Partisi tarafından tüm medya organlarına, siyasi partilere bu referandumun maddeleri ve ortaya çıkaracağı sonuçlar hakkında hazırlanmış 57 maddelik raporlar gönderildi, meydanlarda milletimize anlatıldı.

Milletimize, 'her zaman hayırda, hayır vardır' mesajı verildi. Milletimiz 'hayrın' peşine gitmek yerine Pensilvanya'ya teşekkür edenlerin peşine gitti.  

Sonuç: 'Başınıza gelen musibetler kendi, ellerinizle işledikleriniz yüzündendir' (Şura 30)