Beşşar Esad, BM temsilcisi İbrahimi ile barışı sağlamak için diplomatik görüşmeler yaparken teröristler dışarıda insanları bayram öncesi öldürmekle meşgul oluyorlardı. Hükümetimiz tarafından eli kanlı diktatör ilan edilen Esad, demokratik ve diplomatik usullere başvururken, AKP’nin özgürlük (!) savaşçıları insan boğazlamak yöntemini tercih ediyorlardı.
Hassas dengeler üstünde oturan Lübnan bilindik yöntemler ve mihraklar tarafından yine bombalama eylemleriyle istihbarat şefi hayatını kaybederken suçlu ilan ediliyor: Beşşar Esad. Hedef, Hizbullah ve Esad’ın Lübnan’daki itibarını sıfırla çarpmak ve kamuoyu desteğini bitirmenin dışında Sünni-Şii kavgasını başlatmak.
ABD-İsrail ikilisi ortak tatbikatlar yapıyor. Yeni silahlar deneyerek gözdağı veriyor. Rusya boş durur mu? Hemen karşılığını veriyor.
ABD, Türkiye’den aylardır altın ithal eden İran’a altın satmamasını söyleyince Türkiye anında kabul ediyor. İran, çıkacak bir savaşta altının önemini bildiğinden elindeki varlıkları değerli metallere tahvil etmenin telaşını yaşıyor. Ne de olsa 8 yıl süren İran – Irak savaşından acı tecrübeler çıkarmış, olası bir savaş için erzak ve maden stoku yapıyor.
Bu gelişmeler son birkaç günün özetidir. Hızla bir çatışmaya doğru giden bölgede Türkiye, çatışmaları önleyecek tezleri ve çözüm önerilerini ortaya koymak mecburiyetindedir. Bu ateşi söndürebilecek en etkili ülke Türkiye’dir. Gelişmelerin tamamı Türkiye’nin aleyhinde cereyan etmektedir. İktidar, terörist gruplarına destek vermekten vazgeçtiği gün Suriye’deki ölümler bıçak gibi kesilecektir. Şu anda inisiyatif Türkiye’nin elindedir. Ama yarın tam tersine bir siyasi ortam oluştuğunda namlu bize çevrilecektir. Bu bakımdan Türkiye, Özgür Suriye Ordusuna destek vermemelidir.
Eğer ortada bir taht kavgası varsa ki mesele bu da değildir. Türkiye’nin yapması gereken tarafları buluşturup barışmalarına vesile olmaktır. Buna gücü yetmiyorsa haksız tarafa tavır alıp haklının yanında yer almasıdır. Aynı gerekçenin daha ağırı ve büyüğü bizim boynumuza dolanmışken teröre pirim vermek Türkiye’nin yapacağı bir iş olmamalıdır.
Hayret edilecek bir konudur ki sanki AKP camiasında aklı başında bir kişi bile kalmamış olmasıdır. Allah için bir kişi bile çıkıp “Yahu ne yapıyorsunuz bu gidişat felakettir” diyen bir delikanlı dahi yok. Hepsi Tayyip Erdoğan’a her yaptığı yüzde yüz doğru “layus’el” yani sorgulanamaz gözüyle bakmaktadırlar. Yağcılık ve yalakalıkta son nokta olarak haşa onu peygamber gibi görenler var. Unutmayalım ki “emri bil ma’ruf nehyi anil münker” ibadeti farzdır. Yanlış yapan yöneticiyi ikaz etmek ve doğruyu yüzüne haykırmak ta büyük bir fazilettir. Bütün Ehl-i Beyt imamları ve müntesipleri canları pahasına bu tavrı yiğitçe ortaya koymuşlardır. İmam Hüseyin (a.s) şehit olacağını bile bile Kerbela’da sırf hakkı tesis etmek ve Yezid tarafından yok edilmeye çalışılan Resulullah’ın (sav) sünnetinin ihyası ve ümmetin ayıkması uğruna şehit olmuştur. Ehl-i Beyt imamlarının bu olağan üstü gayretleri olmasaydı İslam dini ortadan kaldırılacak hak ve batıl tamamen birbirine karışacaktı. Bu mücadelelerinden asla vazgeçmeyen Resulullah’ın (sav) bu yiğit evlatları zalim ve gasıp Emevi veya Abbasi hanedanları tarafından şehit edilmişlerdir. Prof Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt külliyatı bu konuda emsalsiz örneklerle doludur. Defalarca okunsa bile her dem yanı başımızda durması gereken bu kitaplardan sonra çağımız siyasi anlayışların kökeni daha iyi kavranacaktır.
Sahiden Eylül’de birileri Kerbela mı demişti?
Hassas dengeler üstünde oturan Lübnan bilindik yöntemler ve mihraklar tarafından yine bombalama eylemleriyle istihbarat şefi hayatını kaybederken suçlu ilan ediliyor: Beşşar Esad. Hedef, Hizbullah ve Esad’ın Lübnan’daki itibarını sıfırla çarpmak ve kamuoyu desteğini bitirmenin dışında Sünni-Şii kavgasını başlatmak.
ABD-İsrail ikilisi ortak tatbikatlar yapıyor. Yeni silahlar deneyerek gözdağı veriyor. Rusya boş durur mu? Hemen karşılığını veriyor.
ABD, Türkiye’den aylardır altın ithal eden İran’a altın satmamasını söyleyince Türkiye anında kabul ediyor. İran, çıkacak bir savaşta altının önemini bildiğinden elindeki varlıkları değerli metallere tahvil etmenin telaşını yaşıyor. Ne de olsa 8 yıl süren İran – Irak savaşından acı tecrübeler çıkarmış, olası bir savaş için erzak ve maden stoku yapıyor.
Bu gelişmeler son birkaç günün özetidir. Hızla bir çatışmaya doğru giden bölgede Türkiye, çatışmaları önleyecek tezleri ve çözüm önerilerini ortaya koymak mecburiyetindedir. Bu ateşi söndürebilecek en etkili ülke Türkiye’dir. Gelişmelerin tamamı Türkiye’nin aleyhinde cereyan etmektedir. İktidar, terörist gruplarına destek vermekten vazgeçtiği gün Suriye’deki ölümler bıçak gibi kesilecektir. Şu anda inisiyatif Türkiye’nin elindedir. Ama yarın tam tersine bir siyasi ortam oluştuğunda namlu bize çevrilecektir. Bu bakımdan Türkiye, Özgür Suriye Ordusuna destek vermemelidir.
Eğer ortada bir taht kavgası varsa ki mesele bu da değildir. Türkiye’nin yapması gereken tarafları buluşturup barışmalarına vesile olmaktır. Buna gücü yetmiyorsa haksız tarafa tavır alıp haklının yanında yer almasıdır. Aynı gerekçenin daha ağırı ve büyüğü bizim boynumuza dolanmışken teröre pirim vermek Türkiye’nin yapacağı bir iş olmamalıdır.
Hayret edilecek bir konudur ki sanki AKP camiasında aklı başında bir kişi bile kalmamış olmasıdır. Allah için bir kişi bile çıkıp “Yahu ne yapıyorsunuz bu gidişat felakettir” diyen bir delikanlı dahi yok. Hepsi Tayyip Erdoğan’a her yaptığı yüzde yüz doğru “layus’el” yani sorgulanamaz gözüyle bakmaktadırlar. Yağcılık ve yalakalıkta son nokta olarak haşa onu peygamber gibi görenler var. Unutmayalım ki “emri bil ma’ruf nehyi anil münker” ibadeti farzdır. Yanlış yapan yöneticiyi ikaz etmek ve doğruyu yüzüne haykırmak ta büyük bir fazilettir. Bütün Ehl-i Beyt imamları ve müntesipleri canları pahasına bu tavrı yiğitçe ortaya koymuşlardır. İmam Hüseyin (a.s) şehit olacağını bile bile Kerbela’da sırf hakkı tesis etmek ve Yezid tarafından yok edilmeye çalışılan Resulullah’ın (sav) sünnetinin ihyası ve ümmetin ayıkması uğruna şehit olmuştur. Ehl-i Beyt imamlarının bu olağan üstü gayretleri olmasaydı İslam dini ortadan kaldırılacak hak ve batıl tamamen birbirine karışacaktı. Bu mücadelelerinden asla vazgeçmeyen Resulullah’ın (sav) bu yiğit evlatları zalim ve gasıp Emevi veya Abbasi hanedanları tarafından şehit edilmişlerdir. Prof Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt külliyatı bu konuda emsalsiz örneklerle doludur. Defalarca okunsa bile her dem yanı başımızda durması gereken bu kitaplardan sonra çağımız siyasi anlayışların kökeni daha iyi kavranacaktır.
Sahiden Eylül’de birileri Kerbela mı demişti?
Cihat Tekin / diğer yazıları
- İran vekil güçlerini ateşe attı / 16.04.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Müflis tüccar eski defter karıştırır / 04.04.2024
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Müflis tüccar eski defter karıştırır / 04.04.2024
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024