Makalemize bir soruyla başlayalım.
İsrail, 16 Şubat 1992 yılında Hizbullah lideri Abbas Musavi'yi öldürdükten sonra yerine çok daha kabiliyetli Hasan Nasrallah'ın geleceğini tahmin etseydi bu suikastı gerçekleştirir miydi?
Siyasi suikastlar bazen istenen neticeyi vermediği gibi suikastı gerçekleştiren tarafların aleyhine de önemli gelişmelere sahne olabilir.
Hizbullah'ın 2. lideri Abbas Musavi İsrail tarafından 1992 yılında öldürülünce yerine 32 yaşındaki Hasan Nasrallah, Hizbullah'ın genel sekreteri olarak seçildi.
Hasan Nasrallah, Hizbullah'ı küçük bir gruptan İsrail'e her alanda kafa tutacak bir yapıya dönüştürdü.
Hasan Nasrallah döneminde Hizbullah, İsrail'e karşı çok önemli başarılar elde etti.
2000 yılında İsrail işgalini sonlandıran Hizbullah lideri Hasan Nasrallah oldu.
Hasan Nasrallah 2000 yılında Güney Lübnan'ı yıllardır işgal altında tutan İsrail'i def etmeyi başardı.
Daha da önemlisi 2006 Temmuz savaşında 34 günlük çatışmayı Hizbullah büyük bir başarıyla neticelendirerek birçok Arap ülkesinin aynı anda başaramadığı çok parlak bir zafere imza attı.
2006 Temmuz savaşı o kadar görkemli bir netice verdi ki İsrail'de, tıpkı ABD'nin Vietnam sendromu gibi Hizbullah sendromu yaşandı.
İsrail söz konusu bu sendromu aşabilmek için 18 yıldır plan üstüne plan yapıyordu.
ABD ve AB ülkelerini de arkasına alan İsrail, Hizbullah'ın gafletinden ve bazı kesimlerin ihaneti sonucu çağrı cihazlarına yerleştirilen patlayıcılarla beraber yüzlerce savaşçısını kaybetti.
İsrail yapacağı kara harekâtına hazırlık babından çağrı cihazlarıyla öldürülen komutan ve liderlerin yokluğunun yeterli olmadığını düşünmüş olacak ki Fuat Şükrü gibi son derece kabiliyetli komutanları da öldürdü.
Nihayetinde Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi geçen cuma günü yapılan ve 80 ton bombanın kullanıldığı bir operasyonla ancak mümkün oldu.
Hasan Nasrallah suikastı siyasi cinayetler tarihine girecek kadar İsrail için çok önemli bir aşamayı ifade ediyor.
İsrail, bu sayede Hasan Nasrallah ve Hizbullah travmasını atlatmak amacını hedefledi.
Çağrı cihazı operasyonu ve Hizbullah'ın üst düzey komutanlarının öldürülmesi yetmezmiş gibi başta Beyrut olmak üzere bu süreçte Lübnan'ın her tarafı ağır bir bombardımana tabi tutuldu.
Bütün bu hazırlıkların amacı Lübnan'ı dikensiz gül bahçesine çevirip işgal etmek üzere kuruluydu.
İsrail bütün bu hazırlıkları tamamladıktan sonra hafta içinde yaptığı kara harekâtında çok büyük bir hezimet yaşadı.
Hizbullah kaynaklarına göre İsrail sadece 400 metre içeri girebildiği Lübnan'dan 20'nin üstünde ölü ve yaralı bırakmak zorunda kalarak 2006 Temmuz savaşının rövanşını alamadı.
Hasan Nasrallah'ın İsrail'e karşı elde ettiği bu olağanüstü başarılara rağmen halen birçok kesim tarafından maalesef kuşkuyla bakılan bir lider oldu.
Mezhepçi yaklaşımların kör ettiği birçok insan Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından hunharca katledilmesinden dolayı sevinçten kendinden geçerek tatlı bile dağıttı.
Hasan Nasrallah'ın liderliğini yaptığı Hizbullah ne yaptı diye sorulsa, sadece İsrail'i o coğrafyada 40 sene tutması bile çok büyük bir hizmet olarak yeter de artar bile...
İsrail 40 yıldır Hizbullah barikatını aşamadığı için daha ileriye gidemiyor.
Cumhurbaşkanımızın 1 Ekim TBMM açılışı dolayısıyla yaptığı konuşmada çok kritik bir soru sordu.
Cumhurbaşkanımız, "İsrail'i kim durduracak?" diye bir mesaj verdi.
İsrail'i kimin durdurduğu belli değil mi?
İsrail'i bu coğrafyada Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, BAE, Mısır, Umman veya başka bir Sünni Arap ülkesi durduramaz.
Bırakın bu ülkelerin İsrail'i engellemesi tam aksine Yemen'deki Husilerden ve İran'dan Tel Aviv'e doğru fırlatılan füzeleri engellemekle meşguller.
O halde bu sorunun cevabı İsrail'i Sünni Arap ülkeleri durduramaz olabilir.
Ortaya koyduğu mücadele ile İsrail'i kırk yıl frenleyen Hizbullah, bir kırk yıl daha durdurabilir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, Hasan Nasrallah'a yönelik yapılan suikastın ardından çok önemli bir paylaşım yaptı.
Hüseyin Baş'ın "İsrail'e karşı eyyamcılık yapan değil gerçekten mücadele eden büyük bir liderdi. Nasrallah'ın şehit edilmesi ile birlikte İsrail'in önündeki en büyük engel ortadan kalkmış oldu. Bu büyük olay sonrası belki de Ortadoğu'da hiçbir şey hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Hasan Nasrallah'ın ruhu şad olsun." ifadeleri Hasan Nasrallah'ın üstlendiği görev ve yaptığı hizmetlerin büyüklüğünü anlatıyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- İkinci Trump dönemi nelere gebe? / 11.11.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024