Hoca Atatürk

Şimdilerde milliyetçi ve Atatürkçü diye bilinen bazı araştırmacılarımız, yazarlarımız milli değerlerimizi dile getirmeye, Atatürk ile ilgili kitaplar yazmaya başladılar. 

Peki, çok merak ediyorum acaba 10 Kasım 2017 günü Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kaleme aldığı "Hoş Geldin Atatürk" eserinin tanıtımı yapılıncaya kadar neredeydiniz? 

10 Kasım 2017 günü Cumhuriyet tarihimizin en kalabalık Anıtkabir ziyaretinin aslında mimarının Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve bu tarihten önce aylarca süren "Atatürk Vatandır" sempozyumları olduğunu çok da iyi bildiğiniz halde neden dile getirmiyorsunuz? 

Yine bu yıl 10 Kasım'da Anıtkabir'in, tarihinde görülmemiş bir şekilde dolup taşmasının Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yıllardan beri süregelen Atatürk ile ilgili araştırmalarının toplu bir şekilde kaleme alınmasıyla ortaya çıkan "Hoş Geldin Atatürk" eseriyle olduğunu bildiğiniz halde neden gizlemeye çalışıyorsunuz? 

"Milli Kahramanlar" sempozyumları yapılıncaya kadar milli olan her şeye sahip çıkmak için neredeydiniz? 

Tabii ki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ve ekibinin yıllardan beri gerçekleştirdiği, Ekoanaliz programları, Ehl-i Beyt Sempozyumları, Milli Kahramanlar programları, Atatürk Vatandır sempozyumları ve birçok farklı konu başlığı altında yapılan paneller ve sempozyumlarla, tek tarafsız medya olan Meltem medya grubunda yapılan programlarla, Yeni Mesaj gazetesinin köşe yazılarıyla milletimizden her kesimin bilinçlenmesi, bu sayede milli ve dini değerlerimize kısmen de olsa sahip çıkmaya ve bir şeyleri sorgulamaya başlaması mutluluk verici. 

Fakat böyle bir ilim deryası olan lidere dünya sahip çıkmışken, Milli Ekonomi Modeli'ni dünya uygularken, milletimizin ve devletimizin topyekun sahip çıkmaması gerçekten çok üzücü.

Ama unutmayalım ki eğer bugün bu ülkede milli ve dini anlamda bir bütünlük oluşmaya başladıysa ve devam ediyorsa bunun tek mimarı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'dir.

Bugün Ehl-i Beyt'e sahip çıkıldıysa ve her şeyden önemlisi Ehl-i Beyt'in ne manaya geldiğini dahi bilmeyen bir topluma bu öğretildiyse, Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve kaleme aldığı Ehl-i Beyt Külliyatı sayesindedir. 

Bir süredir artık gencimiz ve yaşlımız "Aaaa Atatürk'ü sevmemek olur mu, o vatanımızı kurtardı, bize bu vatanı bıraktı, hem biliyor musunuz çok da dindar bir insanmış, nur içinde yatsın" gibi söylemleri sık sık duyar olduk. Bu da gerçek Atatürk'ü milletiyle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş Bey sayesindedir. 

Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünde coşkulu kutlamalar yapılıyorsa ve 10 Kasım günü, birilerine inat her kesimden insanlar Ata'mızı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyorsa bu da Prof. Dr. Haydar Baş Bey sayesindedir. 

Neden mi? Çünkü bu ülkede en milliyetçi geçinenler, en Atatürkçü geçinenler, en Cumhuriyetçi geçinenler bile bütün bu değerlere gerçek manada sahip çıkmazken Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk birleştirici harçtır" diyerek milli değerlerimize sahip çıktı ve önder oldu. Bu millete yeniden bu değerlere nasıl sahip çıkması gerektiğini öğretti.  Atatürk ve ailesine atılan bütün iftiraları tek kalemde bertaraf ederek,  Atatürk'ü her anlamda temsil etti. Her şeyden önemlisi yıllardan beri her an milletimize sahip çıktı. 

Şimdi ise sıra bizde. Nasıl ki Milli Mücadele döneminde atalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz, gençlerimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya sahip çıktıysa şimdi de Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza, yani Hoca Atatürk'e sahip çıkma zamanıdır. Ne zaman ki tüm millet olarak sahip çıkarsak işte o zaman gerçek bir milliyetçi, gerçek bir Atatürkçü, gerçek bir Cumhuriyetçi ve gerçek bir vatansever olabiliriz.

Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in tam da günümüzde olması gereken ve bunu çok güzel bir şekilde yansıtan çok özel bir sözüyle bitirmek istiyorum: "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür." 

Ve bu bütünlüğü sağlayabilecek ve her ikisini de koruyabilecek ilme ve donanıma sahip tek lider Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'dır.