Hükümete sorun: ‘20 yılda benim için ne yaptın!’

Bu da soru mu? Evet, tamda soru bu. Hatta milletimizin dünden bugüne seçip, kendine efendi yaptığı siyasilere sorması gereken soru: Benim için ne yaptın?

Yol, köprü, tünel, hastane, havalimanı vs. Geç. Hepsinin bedeli var ve o bedeli vatandaş fazlasıyla ödedi, ödüyor.

Benim için ne yaptın?

Asgari ücreti 20 kat arttırdılar. Hani nerede? Suriyeliler için kullanılan 'onurlu dönüş' milletimiz için 'onurlu yaşam' olarak neden kullanılmıyor?

Hükümet peş peşe yeni yeni kurumlar kuruyor, paketler açıklıyorlar. Varlık fonu, enflasyonla mücadele derneği pardon adımı, kur korumalı mevduat sistemi, yastık altına uzanma projesi vs. 

En son 'dar gelirliye ev sahibi olma şansı' diye bir paket açıkladılar. Medya bu paketi evi olmayanlara müjde olarak verdi ama Sayın Erdoğan bu paketten kimleri kastettiğini bizzat açıklamıştı: "Mayıs ayı başı itibarıyla asgari %40'ı tamamlanmış ve asgari %50'si satılmamış inşaat projelerinin bir an önce tamamlanabilmesi için 20 milyar liralık bir kaynak ayırdık."

Kimin içinmiş? Zenginler için.

Ekonomi Bakanı Nureddin Bey, 2 milyon TL'lik konut kredisi için: "Çok uygun maliyetli kredi imkanı" açıklamasını yaptı.

2 milyona kadar kredi, 10 yıl vade, % 99 faiz. (Bu arada bu arkadaşlar faize savaş açan kişilerdir unutmayın)

Yani resmi olarak 6 milyondan fazla insanın aylık gelirinin 4,250 TL bir ortamda sen, onlara ayda 28 bin TL ödeyerek ev sahibi olabilirsin, diyorsun. Başka izahı olan var mı?

1 Mayıs'ta 'müjde' vereceklerdi. Bir müjdeyi bile çok gördüler.

Onun için hangi siyasi görüşte olursanız olun siyaset yapanlara sorun: Benim için ne yaptın ve ne yapacaksın?

Belge isteyin, ispat isteyin, taahhüt isteyin.

Gerçi sizlere taahhütte, belge de, ispatta veren bir lider vardı bu ülkede. Şimdi O'nu kaçırdınız ama davası aynı hakikatlerle ayakta duruyor. Umarım kaçırmazsınız. 

Dün Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu hakikatleri bugün BTP Lideri Hüseyin Baş'ın ayakta tutuyor. 'Ben, yaparım' diyor ve nasıl yapacağını Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koyuyor.

O Milli Ekonomi Modeli ki, 'benim için ne yaptın, ne yapmak hedefindesin' sorularının tam cevabıdır.

Çünkü bu model insan tarafından, insanca ve insan için yazılmış bir modeldir. Fakirlik sınırı diğer ifade ile 'onurlu yaşam' sınırı üstünde bir geliri taahhüt etmektedir. 

Bugün ekonomi (kapitalizm), bize hükmediyor. Oysa insanın, ekonomiye hükmetmesi lazım değil midir?

Bugün ekonomi, bizleri kendine göre dizayn ediyor. Oysa bizlerin, ekonomiyi dizayn etmemiz gerekmez miydi?

Bugün ekonomi bizi kullanıyor. Oysa bizlerin, ekonomi kullanması lazım gelmez miydi?

Neden ekonomimim (kapitalizmin) kölesi olduk?

Bakın! Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ne diyordu:

"İnsan, ekonomi politikalarının hem hedefi, hem de konusudur. Ekonomi politikalarının gayesi insana daha yaşanabilir, daha rahat bir dünya sunmaktır.

Elbette politikaların istenilen neticeler vermesi muhatabın doğru tanınmasına bağlıdır. İnsanı yanlış tarif eden bir ekonomi modelinin doğru neticeler elde etmesi mümkün değildir...

Bütün ekonomi modelleri, insanın ihtiyaçlarının sınırsız olduğu yanılgısındadır. 

Sınırsız olan insanın ihtiyaçları değil, ihtiraslarıdır. İnsanın doymayan tarafı karnı değil, gözüdür…

Ancak şu ana kadar, insanın ihtiyaçları sınırsız, kaynaklar ise sınırlı görülmüştür. Haddi zatında sınırsız olan kaynaklardır. Sınırlı olan ise ihtiyaçlardır.

İnsanın ihtiyaçlarının sınırlı olmasına ve bu kadar sınırsız kaynak bulunmasına rağmen, dünya nüfusunun büyük bir kısmının açlık çekiyor olması şu ana kadar uygulanan ekonomi modellerinin ve politikalarının inanılmaz yanlışlar içermesinden kaynaklanmaktadır…

Bugün liberalizm adına insana tanınan sözde serbestlik, beraberinde toplumun büyük bir kesiminin hem mağdur edilmesine, hem de yolsuzluk ekonomisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

İşin bir başka noktası da, liberalizmden yola çıkarak piyasalar için en uygun anlayışın tam serbestlik olduğunu savunanlar, söz konusu kendi çıkarları olduğunda birçok yasağı hayata geçirirler… 

Güçlünün karşısında zayıfın korunmadığı bir ortamda, sonuçta tüm ekonominin zarar görmesi kaçınılmazdır…"

Artık seçtikleriniz için yaptığınız fedakârlıklar yeter. Şimdi onlardan, onurlu yaşam için fedakarlık isteyin. Çok şey mi istemiş olursunuz?