Hükümetten en keskin manevra
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamaya göre kurdaki dalgalanmayı durdurarak nispi bir istikrarı sağlamak için serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçlar devreye alınacak. Uzmanlar atılan adımları 'örtülü faiz artırımı' şeklinde yorumladı.
21.12.2021 08:00:00





Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında kurdaki dalgalanmayı durdurarak nispi bir istikrarı sağlamak için serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçların devreye alınacağını, tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlara yeni bir finansal alternatif sunulacağını kaydetti. Açıklamanın ardından döviz kurları hızla gerilemeye başladı.
Dövize endeksli TL mevduat
Erdoğan, dövizin muhtemel getirisine Türk Lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak yeni aracın nasıl işleyeceğini, ihracatçılara yönelik yeni düzenlemeleri ve diğer ekonomik tedbirleri şöyle anlattı:
• İnsanlarımız, bankadaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Üstelik bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak.
• Ayrıca TL varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'Kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk Lirası'ndan dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.
İhracatçılara kur garantisi
• Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise TL olarak ihracatçı firmamıza ödenecek. (Not: Bu işi hedge fonları yapıyor normalde ancak TL'de oynaklık arttığından çekildiler. Görevi Merkez Bankası üstlendi.)
• Fon büyüklüğü 250 milyar liraya ulaşan bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30'a çıkartıyoruz. (Not: İç tasarrufu artırmak için yeni yöntem)
• Devlet iç borçlanma senetlerine talebi artırmak için buradaki stopajı yüzde sıfıra indiriyoruz. Kurum kazançları üzerindeki vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek ve yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde bir puanlık indirim planlıyoruz.
• Katma Değer Vergisi'ni etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla yeniden düzenliyoruz.
Şirketlere avantaj
• Kâr payı üzerinden yapılan vergilendirme ve bu gelirin beyanı yatırımcılar açısından caydırıcı bir mahiyet arz eder hale gelmiştir. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10'a indiriyoruz.
• KİT'lerden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartılarak yatırımcıların Türk Lirası bazlı varlıklara yönelimi teşvik edilecektir.
Yastık altı altınlar yine gündemde
• Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.
• Kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir oranını şeffaf şekilde her yıl ilan edilecek öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapı kurulacaktır.
• Kredi garanti fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir.
Bunun adı örtülü faiz artırımı
2006-2011 yılları arasında Merkez Bankası Başkanı olarak görev yapan Durmuş Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" açıklaması konusunda, "Geri döndük demeden döndüler. Olan bu. Bunlar ana yolu bırakıp yan yola çıktılar ama girdikleri yol çıkmaz sokak. Bu bir faiz artışıdır. Klasik AK Parti politikalarının U dönüşüdür" değerlendirmesini yaptı
Eski Merkez Bankası çalışanı olan Ekonomist Uğur Gürses ise t24'te kaleme aldığı yazısında, dövize endeksli mevduat konusunda, Londra bankerlerinin ürünlerinin Ankara tarafından sahiplenildiğini kaydetti. Gürses, şunları yazdı: "İlk anlatıldığı haliyle finansal kuruluşların müşterilerine sunduğu 'yapılandırılmış ürün - structured products' olarak sunduğu ürünlere benziyor. Bu, TL mevduat faizini aşan döviz kuru artışını prim olarak ödeyen bir çeşit opsiyonlu mevduat. Krizi yaratıp krizin yıkıcı sonuçlarını biraz olsun öteleyebilmek için öyle bir enkaz yaratılıyor ki hesap şu olmalı: seçimi kazanırsak bu bedele değer, kaybedersek de kazananın sırtına yük olsun. Temel sorun da şu: bu farkı kim ödeyecek? Bu farkın Hazine tarafından ödeneceği anlaşılıyor. Yani vergilerimizden. İsterse buna 'örtülü faiz artırımı' denilsin, iktidar faizi arttırmadı ama bütçeden ödenecek faiz yükünü arttırdı. Peki ilerleyen aylarda sonuç ne olacak? Hazine kur farkı ödemek için borçlanacak, füze gibi fırlayan enflasyona paralel bir faizle hem de. Sonuçta faizi düşürerek, fezaya çıkmış faizle borçlanan bir Hazine fotoğrafı ortaya çıkacak."
Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez de bunun dolaylı bir faiz artışı olduğunu belirterek,,"Kur yüzde 40 artmış, faiz yüzde 14 ise aradaki 26 puan ödenecek. Ve bunun adı faiz olmayacak. Müthiş" dedi.
Eski Merkez Bankası Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hakan Kara da son yıllarda dövizle borçlanma, Merkez Bankası'nın rezerv satışları ve ödeme garantileri ile hükümetin kur riskini üstlendiğini hatırlattıktan sonra "Listeye dövize endeksli mevduat ve ihracatçıya ileri vadeli kurun eklenmesiyle kamu kesimi yakın tarihin en dolarize bilançosuna sahip oldu" ifadelerini kullandı.
Reuters'a konuşan Monex Europe'tan döviz kuru analisti Ima Sammani de "Erdoğan'ın tasarrufları kur dalgalanmalarından koruyacak yeni önlemler açıklaması iyimserliğe yol açtı. Erdoğan Haziran 2023'teki seçimler öncesinde kısa vadeli siyasal istikrar sağlamaya çalışıyor gibi gözüküyor. Adımlar piyasaları şimdilik sakinleştirse de TL'nin hâlâ bir yıl önce hayal edilemeyecek seviyelerde. TL'nin geçen yılki seviyelerine geri dönmesi için ise Merkez Bankası'nın adım atması gerekiyor" şeklinde konuştu. Elbette planın nasıl uygulanacağı merak ediliyor.
Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez de bunun dolaylı bir faiz artışı olduğunu belirterek,,"Kur yüzde 40 artmış, faiz yüzde 14 ise aradaki 26 puan ödenecek. Ve bunun adı faiz olmayacak. Müthiş" dedi.
Eski Merkez Bankası Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hakan Kara da son yıllarda dövizle borçlanma, Merkez Bankası'nın rezerv satışları ve ödeme garantileri ile hükümetin kur riskini üstlendiğini hatırlattıktan sonra "Listeye dövize endeksli mevduat ve ihracatçıya ileri vadeli kurun eklenmesiyle kamu kesimi yakın tarihin en dolarize bilançosuna sahip oldu" ifadelerini kullandı.
Reuters'a konuşan Monex Europe'tan döviz kuru analisti Ima Sammani de "Erdoğan'ın tasarrufları kur dalgalanmalarından koruyacak yeni önlemler açıklaması iyimserliğe yol açtı. Erdoğan Haziran 2023'teki seçimler öncesinde kısa vadeli siyasal istikrar sağlamaya çalışıyor gibi gözüküyor. Adımlar piyasaları şimdilik sakinleştirse de TL'nin hâlâ bir yıl önce hayal edilemeyecek seviyelerde. TL'nin geçen yılki seviyelerine geri dönmesi için ise Merkez Bankası'nın adım atması gerekiyor" şeklinde konuştu. Elbette planın nasıl uygulanacağı merak ediliyor.
Destansı faiz artışı!
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refet Gürkaynak, "Adına faiz artışı denmeyerek epik (destansı) faiz artışı yapıldı" görüşü seslendirerek, "Merkez Bankası yüzde 14 ile para vermeye devam edecekse bu da işe yaramaz. Temel iktisat ile kavgaya girip bütün ülkenin kafasını gözünü yardırdılar" yorumunda bulundu.
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan da "Döviz kuru ile mevduat arasındaki fark devlet tarafından ödenecek ise faiz getirisi piyasa koşullarına göre yükseltilecek demektir. O zaman TCMB ne diye kendi faizini düşürüyor?" diye sordu.
Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Doç. Dr. Baki Demirel ise "Kur artışındaki hızlanma düşer ve hatta geri çekilme devam ederse bence bu uygulamanın toplumsal maliyeti kur atağının devam etmesine göre çok daha düşük olacaktır" ifadesini kullandı.
York Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olan siyasal iktisatçı Ali Rıza Güngen, kur riskinin üstlenilmesinin Merkez Bankası ve Hazine'ye ne gibi yükler getirebileceğini hesaplamak gerektiğini söyledi ve "Kısa süreli, riskli ve fakat Erdoğan yönetimine zaman kazandıran hamleler. Kanımca şapkadan son tavşan çıktı" dedi.
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan da "Döviz kuru ile mevduat arasındaki fark devlet tarafından ödenecek ise faiz getirisi piyasa koşullarına göre yükseltilecek demektir. O zaman TCMB ne diye kendi faizini düşürüyor?" diye sordu.
Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Doç. Dr. Baki Demirel ise "Kur artışındaki hızlanma düşer ve hatta geri çekilme devam ederse bence bu uygulamanın toplumsal maliyeti kur atağının devam etmesine göre çok daha düşük olacaktır" ifadesini kullandı.
York Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olan siyasal iktisatçı Ali Rıza Güngen, kur riskinin üstlenilmesinin Merkez Bankası ve Hazine'ye ne gibi yükler getirebileceğini hesaplamak gerektiğini söyledi ve "Kısa süreli, riskli ve fakat Erdoğan yönetimine zaman kazandıran hamleler. Kanımca şapkadan son tavşan çıktı" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.