Hulusi Akar, Yunanistan’dan şikayetçi

28 Şubat sürecinin Genel Kurmay Başkanı Karadayı'nın yaveri olan daha sonra bir çok askeri rütbede görev yapan, Kara Kuvvetleri Komutanı olan, 2008'de ABD'den nişan alan ve 15 Temmuz sürecinde Genel Kurmay Başkanı akabinde de Milli Savunma Bakanlığına atanan Sayın Hulusi Akar, Yunanistan'dan şikayet ediyor.

Ne diyor Sayın Akar?

Yunanistan'ı yayılmacı ve saldırgan politikalar izliyor.

Başka? 'Ülkemize yönelik provokatör söylem ve davranışlarla, her daim ülkemizi suçlayıcı söylemlerde bulunuyor.'

Başka? Yunanistan, kendisini Ege'nin tek sahibi, hakimi zannediyor.

Başka? Ege adalarını ve adalarımızı uluslararası hukuka rağmen silahlandırıyor?

Sayın Akar! 19 yıldır iktidardasınız. Neden müsaade ettiniz?

Bu şikayette bulunduğunuz Yunanistan kim biliyor musunuz? Nüfusu 11 milyon bile değil. Ordusu dünya sıralamasında 33. Sırada. 

Aktif asker sayısı 107 bin, Türkiye'nin 355 bin. Yunanistan'ın tank sayısı 1,353, bizim 2,435.

Yunanistan'ın 13 firkateyn, 9 saldırı gemisi ve 11 denizaltısı var.

Türkiye'nin ise 16 firkateyn, 33 saldırı gemisi ve 13 denizaltısı mevcut.

Yunanistan'ın 228 savaş uçağı ve 17 askeri kargo uçağı var.

Ülkemizin 293 savaş uçağı, 36 askeri kargo uçağı ve o meşhur SİHA, İHA, TİHA ve diğerleri var.

Efendim! Yunanistan'ın arkasında Avrupa Birliği var, ABD var.

İyi de! Düşmanının dostu, destekçisi sana, bana dost olur mu? Neden ABD ile dost ve ortaksınız? Neden AB nihai hedefimizdir, diyorsunuz? 

Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat İngiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. 

Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir. Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir. 

Yaver Mustafa Kemal'e söyle der: "Paşam, kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana, Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü, söyledi.

Bunun üzerine Mustafa Kemal söyle der: 'Git sor bakalım babasının, Çanakkale'de ne işi varmış?

Şimdi biz, İngiliz'e, Yunan'a değil AKP hükümetine soruyoruz; Yunanistan'ın 18 adamızda ne işi var?

Numan Kurtulmuş'u ne çarptı?

Hemen herkesin, 'firavunlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız' sözleriyle tanıdığı, 'AKP'den vekil, bakan olmaktansa Saadette çaycı olurum' diyen Numan Bey şimdi AKP Genel Başkan vekili.

Numan Bey, Artvin'e gitti. Afet bölgesi olan Arhavi'de vatandaşlarla buluştu. Gündem afet, konu vatandaşların mağduriyeti ama AKP başkan vekili, TSK'yı, devleti itham eden cümleler kuruyor.

Ne diyor?

"Biz önceden gençliğimizde karakolun önünden geçmekten çekinirdik… Vatandaş için devlet demek, jandarma demekti ve jandarma da sadece korku ve dipçik demekti. Devlet dediğin şey kendisinden korkulan bir şeydi. Şimdi öyle değil. Türkiye'nin her yerinde devlete hizmet eden insanlar vatandaşın emrinde olduğunu biliyorlar."

Umarım omzunda çokça yıldız olan Paşalar bu ithama gerekli karşılığı verir. 

Ben başka bir boyut açayım! 'Jandarma demek dipçik demekti' diyen Numan Bey "Firavunlaşmayacağız, siyasal iktidarı, devlet erkini, kamu kudretini, bizden olmayanlar, bizim gibi inanmayanlar… için dayatma aracı olarak kullanmayacağız. 

Karunlaşmayacağız, kamu kaynaklarını, devlet malını bizden yana olanlara, bizi destekleyenlere, bizimkilere aktarmayacağız. Bizim, hırsızımız olmayacak ve 'hırsız bizdendir' diye asla korunmayacaktır' cümlelerinden hiç mi pay çıkarmadı?

Dediğim gibi gündem afet, konu mağdur insanlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sel felaketinden sonra aynen şu cümleyi kurmuştu; "Buranın üzerinden siyaset yapmak şeytanla işbirliğidir."

Numan Bey, kiminle iş birliği içerisinde?

Ortada gerçekten büyük bir çarpma, çarpılma ve çarpıtma var.