22 Şubat Kurban Bayramının ilk günü itibariyle vefatının 54. yılında rahmetle ve minnetle andığımız İlk Meclisin İkinci Başkanı Erzurumlu Hüseyin Avni Bey, Türkiye'yi idare edenlerin ve idareye talip olanların satır satır okumaları gereken, adım adım izlemeleri gereken çok önemli kilometre taşlarından biridir.
Erzurum üzerine önemli yazılara imza atan Sayın M. Çetin Baydar; "Türkiye siyasî hayatı üzerine sadra şifa kelam edeceklerin er geç keşfedecekleri bir şahsiyet..." olarak tanımladıktan sonra şöyle devam eder:
"Siyaset ahlâkının teori ve pratik muallimi, TBMM'nin yiğit ruhlu yılmaz hatibi Hüseyin Avni Bey'i ne yazık ki düşmanları kasten unutturdu, dostları ise gafletle bir kenara itti.
Onu, büyük ruhla hayata bakanlar izleyebilirdi. Mehmet Akif, Nurettin Topçu, Samet Ağaoğlu, Hüseyin Siret, Tarık Buğra, siyasî mücadeleyi bir ahlâki vecibe olarak kavramlaştıran bu hayat kahramanını tebcil ederek cemiyete tanıtmaya çalıştılar."
Hüseyin Avni, Erzurumlu gençlere yazdığı bir mektupta şöyle der:
"Küçük ruhlu sefillere, yüksek makamlar hiçbir şey ilave etmez. Gönül arzu eder ki yüksek makamları yüksek şahsiyetler işgal etsin. Bunun da çaresi sizin gibi gençlerin temiz kalplerinden kopacak iradelerinin tecelli ve tahakkuku ile meydana gelecektir."
Şimdi dilerseniz, Türkçe'nin belli başlı uzmanlarından merhum romancımız Tarık Buğra'nın açtığı bir sahnede, iki can dost Mehmet Akif ile Hüseyin Avni'yi bir miktar izleyelim:
"...Hüseyin Avni Bey de, Akif dahil, beş-on kişilik arkadaş grubu da, muhtemel zafer sonrası için bir zümre diktatörlüğünün hazırlanmakta olduğuna artık kuvvetle inanıyorlardı. Gazi Paşa, son aylarında bütün zamanını ve dikkatini cepheye bağlamıştı. Ankara'ya pek seyrek geliyor, bu gelişlerde de Meclis'teki oyunları yürüten şahıslar tarafından çembere alınıveriyordu. Avni Bey, Paşa'yı çok iyi anladığına inanırdı. Ona göre Paşa, her şeyden önce bir askerdi ve düşman henüz kuvvetiyle vatanın harim-i ismetinde iken, değil zafer sonrasını, politik yarını bile mücadele konusu yapmayı şuursuzluk sayardı. Paşa'nın ileri için elbette projeleri, planları olacaktı. Ama Paşa cepheyi, yani can kavgasını bırakıp bunların peşine düşmeyi, budala ihtirasla bir tutacak, vatana ihanetle eşit görecek yaratılışta idi.
Fakat, Ankara'yı çembere alan ve çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen türediler, Paşa'nın proje, plan ve prensiplerini biliyor veya seziyorlardı. Onların bu tutumuna "kraldan çok kralcılık" demek yerinde olurdu. Avni Bey gene onların Paşa'dan çok, Türkiye'den çok kendi rüyaları, kendi ikbal ve ihtirasları için çalıştıklarından da emindi. Neticede eğer bunlar elenmezlerse, Türkiye mutlaka kaybedecek, Paşa, en çirkin kayıpları önleyebilmek için Sakarya savaşları vermek zorunda kalacaktı. Ve bunlar Sakarya'dakinde de güç olacaktı. Hüseyin Avni Bey bunlara kuvvetle inanıyordu. Derin derin iç çekerek:
-"Ahhh" dedi.
Erzurum üzerine önemli yazılara imza atan Sayın M. Çetin Baydar; "Türkiye siyasî hayatı üzerine sadra şifa kelam edeceklerin er geç keşfedecekleri bir şahsiyet..." olarak tanımladıktan sonra şöyle devam eder:
"Siyaset ahlâkının teori ve pratik muallimi, TBMM'nin yiğit ruhlu yılmaz hatibi Hüseyin Avni Bey'i ne yazık ki düşmanları kasten unutturdu, dostları ise gafletle bir kenara itti.
Onu, büyük ruhla hayata bakanlar izleyebilirdi. Mehmet Akif, Nurettin Topçu, Samet Ağaoğlu, Hüseyin Siret, Tarık Buğra, siyasî mücadeleyi bir ahlâki vecibe olarak kavramlaştıran bu hayat kahramanını tebcil ederek cemiyete tanıtmaya çalıştılar."
Hüseyin Avni, Erzurumlu gençlere yazdığı bir mektupta şöyle der:
"Küçük ruhlu sefillere, yüksek makamlar hiçbir şey ilave etmez. Gönül arzu eder ki yüksek makamları yüksek şahsiyetler işgal etsin. Bunun da çaresi sizin gibi gençlerin temiz kalplerinden kopacak iradelerinin tecelli ve tahakkuku ile meydana gelecektir."
Şimdi dilerseniz, Türkçe'nin belli başlı uzmanlarından merhum romancımız Tarık Buğra'nın açtığı bir sahnede, iki can dost Mehmet Akif ile Hüseyin Avni'yi bir miktar izleyelim:
"...Hüseyin Avni Bey de, Akif dahil, beş-on kişilik arkadaş grubu da, muhtemel zafer sonrası için bir zümre diktatörlüğünün hazırlanmakta olduğuna artık kuvvetle inanıyorlardı. Gazi Paşa, son aylarında bütün zamanını ve dikkatini cepheye bağlamıştı. Ankara'ya pek seyrek geliyor, bu gelişlerde de Meclis'teki oyunları yürüten şahıslar tarafından çembere alınıveriyordu. Avni Bey, Paşa'yı çok iyi anladığına inanırdı. Ona göre Paşa, her şeyden önce bir askerdi ve düşman henüz kuvvetiyle vatanın harim-i ismetinde iken, değil zafer sonrasını, politik yarını bile mücadele konusu yapmayı şuursuzluk sayardı. Paşa'nın ileri için elbette projeleri, planları olacaktı. Ama Paşa cepheyi, yani can kavgasını bırakıp bunların peşine düşmeyi, budala ihtirasla bir tutacak, vatana ihanetle eşit görecek yaratılışta idi.
Fakat, Ankara'yı çembere alan ve çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen türediler, Paşa'nın proje, plan ve prensiplerini biliyor veya seziyorlardı. Onların bu tutumuna "kraldan çok kralcılık" demek yerinde olurdu. Avni Bey gene onların Paşa'dan çok, Türkiye'den çok kendi rüyaları, kendi ikbal ve ihtirasları için çalıştıklarından da emindi. Neticede eğer bunlar elenmezlerse, Türkiye mutlaka kaybedecek, Paşa, en çirkin kayıpları önleyebilmek için Sakarya savaşları vermek zorunda kalacaktı. Ve bunlar Sakarya'dakinde de güç olacaktı. Hüseyin Avni Bey bunlara kuvvetle inanıyordu. Derin derin iç çekerek:
-"Ahhh" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Havuz delik deşik dolmasını bekliyoruz / 01.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Havuz delik deşik dolmasını bekliyoruz / 01.08.2025