Hz. Fatıma’nın eşi olarak Hz. Ali
Hz. Fâtıma, Resulullah’ın (s.a.v.) pek çok hadisiyle sabittir ki, dünya kadınlarının en üstünü olma şerefine mazhar olmuştur. İlahi bir emirle evlendiği eşi Hz. Ali (a.s.) da insanlık âlemi içinde O’na denk olan tek erkektir
25.06.2023 19:26:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Fâtıma, Resulullah'ın (s.a.v.) pek çok hadisiyle sabittir ki, dünya kadınlarının en üstünü olma şerefine mazhar olmuştur. İlahi bir emirle evlendiği eşi Hz. Ali (a.s.) da insanlık âlemi içinde O'na denk olan tek erkektir.
Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: "Ali olmasaydı, Fâtıma'ya layık bir eş bulunmazdı."
Abdullah bin Abbas (r.a.) buyuruyorlar ki: "Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ali (a.s.) ile Fâtıma-i Zehra (a.s.)'ın yanlarına geldikleri zaman onlar birbirleri ile konuşup gülüşüyorlardı. Peygamberimizi (s.a.v.) görünce konuşmayı ve gülmeyi bıraktılar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) sordu: 'Niçin gülüyordunuz ve Beni görünce neden sustunuz?'
Hz. Fâtıma-i Zehra derhal: 'Babacığım! Ali diyor ki: Hz. Peygamberin (s.a.v.) yanında Ben, Senden daha sevgiliyim. Ben de, O'na karşı hayır, Ben Senden daha sevgiliyim, diyordum' diye cevap verdi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gülerek: 'Ya Fâtıma! Canım benim! Sen, babanın çocuklarına olan tabii sevgi ve fıtrî şefkati icabı Bana Ali'den daha çok sevgilisin ama Ali de nazarımda Senden daha çok izzet ve keramet sahibidir' buyurdular."
Sünni Taberî'nin eserinde şu rivayet vardır: İmam Ali (a.s.) minberin üstünde şöyle buyurdu:
"En büyük sadık Benim, Hz. Ebu Bekir iman etmeden önce iman ettim ve Hz. Ebu Bekir İslam olmadan önce İslam oldum."
Sünni Ahmed İbn Hanbel'in Müsned'inden: İmam-ı Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Ey Allah'ım! İtiraf ederim ki, ümmetten ancak Peygamber (s.a.v.) Benden önce Sana kulluk etti. Ben ise halktan yedi yıl önce namaz kıldım."
Sünni Hanbel'in Müsned'inden, Selman-ı Farisî şöyle bildirmiştir: "Bu ümmetten ilk İslam olan ve Peygambere (s.a.v.) Kevser havuzunun başına ilk yetişecek olan Ali bin ebi Tâlib'dir."
Sünni Hanbel'in Müsned'inden: "Beraet Sûresi'nin on ayeti indiğinde Resulullah (s.a.v.) Hz. Ebu Bekir'i ayetleri Mekke halkına okuması için gönderir. Sonra Hz. Ali'yi (a.s.) arkasından gönderip ayetleri O'ndan almasını emretti.
Hz. Ali (a.s.) Hz. Ebu Bekir'e yetişip, ayetleri ondan alınca Hz. Ebu Bekir, Medine'ye geri dönüp, Resulullah (s.a.v.)'e dedi ki: 'Ya Resulullah! Benim hakkımda bir şey mi indi?'
Resulullah (s.a.v.): 'Hayır, fakat Cebrail Bana gelip dedi ki; ayetleri ancak Sen veya Senden olan biri eda edebilir' buyurdu"
Bir rivayette Resûlullah (s.a.v.)'in Fâtıma'ya şöyle buyurduğu yer almaktadır:
"Ey Fâtıma! Allah -Azze ve Celle- Ali'yi Benimle yedi haslette bir kıldı:
1- O, kabri açılıp Benimle birlikte çıkan ilk kimsedir.
2- O, Benimle Sırat başında duran ve cehennem ateşine 'bunu al ve bunu bırak' diyen ilk kimsedir.
3- O, Benden sonra (ululuk ve şeref elbisesi) giydirilen ilk kimsedir.
4- O, Arş'ın sağında Benimle birlikte duran ilk kimsedir.
5- O, cennet kapısını Benimle birlikte çalan ilk kimsedir.
6- O, cennetin en yüce makamına ve İlliyyin'e yerleştirilecek ilk kimsedir.
7- O, Benimle birlikte mühürlenmiş şarap içen ilk kimsedir ki: Onun soyu misktir. Artık rağbet edenler bunun için birbiri ile yarışsınlar."
Ehl-i Beyt takipçilerinin önemli kaynağı Bihârü'l-Envâr'dan: İmam Sâdık'tan (a.s.) nakledilen bir hadiste şöyle geçer:
"Allah-u Teala Resulüne şöyle vahyetti: Fâtıma'ya de ki: Ali'ye itaatsizlik etme çünkü O, gazaplanırsa, Ben de O'nun gazabı için gazaplanırım."
Amr b. Sa'd b. Ebi Vakkas'dan nakletmektedir: Muaviye Sa'd'a şöyle dedi: "Niçin sen Ali'ye sövmüyorsun?"
Sa'd şöyle cevap verdi: "Ben, Peygamberin (s.a.v.) Ali (a.s.) hakkında buyurduğu üç sözünü unutamadığım sürece Ali (a.s.)'a sövmeyeceğim. Bu sözlerden birinin dahi Benim hakkımda söylenmiş olmasını, dünyanın en iyi nimetlerine sahip olmaktan daha çok isterdim."
Ali'ye (a.s.) Kendisiyle birlikte savaşa götürmediği ve de "Ya Resulullah! Beni kadın ve çocuklarla mı bırakıyorsun?" dediği bir zamanda Peygamberin (s.a.v.) O'na şöyle buyurduğunu duydum:
"Sen, Harun'un Musa'ya olan konumuna sahip olmak istemez misin? Sadece Benden sonra Peygamber gelmeyecektir."
Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinden: "Hayber gününde de Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: 'Yarın sancağı Allah ve Resulü'nü (s.a.v.) seven, Allah ve Resulü'nün de Kendisini sevdiği birine vereceğim.'
Sonra da Peygamberin (s.a.v.) yanına vardık. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ali'yi yanıma çağırın.'
O'nu gözü ağrıdığı bir halde Peygamberin (s.a.v.) huzuruna getirdiler. Peygamber (s.a.v.) mübarek tükürüğünü O'nun gözüne sürdü ve sancağı da O'na teslim etti. Allah da O'nun eliyle zafer nasip etti."
Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinden: "Mübahale ayeti nâzil olunca da Peygamber (s.a.v.) Ali (a.s.), Fâtıma (a.s.), Hasan (a.s.) ve Hüseyin'i (a.s.) çağırdı ve 'Allah'ım! Bunlar Benim Ehl-i Beyt'imdir' diye buyurdular."
Sünni İbn Esir Cezerî'nin eserinden: Abdullah bin Abbas'dan, dedi ki:
"Şunlar ki, gece ve gündüz, gizli ve âşikar mallarını tasadduk ve infak ederler, onların ecirleri Rableri indinde hazırdır. Onlar için korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir."
Bu ayet-i kerime Ali bin Ebi Tâlib hakkında indi. İmam Ali (a.s.)'ın dört dirhemi vardı, birini gece, birini gündüz, birini gizli ve birini âşikâr tasadduk etti, nafaka verdi."
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Kim Ali'yi severse Beni sevmiştir; kim Ali'ye buğzederse Bana buğzetmiştir."
Bihârü'l-Envâr'dan: Hz. Fâtıma (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Muhammed (s.a.v.) ve Ali (a.s.) şu ümmetin babalarıdır. Eğer onlara itaat ederlerse, onların eğriliklerini doğrultur ve onları sürekli azaptan doğrulturlar. Şayet onların dediklerine uygun hareket ederlerse, onların sürekli nimet içinde olmalarına sebep olurlar." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: "Ali olmasaydı, Fâtıma'ya layık bir eş bulunmazdı."
Abdullah bin Abbas (r.a.) buyuruyorlar ki: "Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ali (a.s.) ile Fâtıma-i Zehra (a.s.)'ın yanlarına geldikleri zaman onlar birbirleri ile konuşup gülüşüyorlardı. Peygamberimizi (s.a.v.) görünce konuşmayı ve gülmeyi bıraktılar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) sordu: 'Niçin gülüyordunuz ve Beni görünce neden sustunuz?'
Hz. Fâtıma-i Zehra derhal: 'Babacığım! Ali diyor ki: Hz. Peygamberin (s.a.v.) yanında Ben, Senden daha sevgiliyim. Ben de, O'na karşı hayır, Ben Senden daha sevgiliyim, diyordum' diye cevap verdi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gülerek: 'Ya Fâtıma! Canım benim! Sen, babanın çocuklarına olan tabii sevgi ve fıtrî şefkati icabı Bana Ali'den daha çok sevgilisin ama Ali de nazarımda Senden daha çok izzet ve keramet sahibidir' buyurdular."
Sünni Taberî'nin eserinde şu rivayet vardır: İmam Ali (a.s.) minberin üstünde şöyle buyurdu:
"En büyük sadık Benim, Hz. Ebu Bekir iman etmeden önce iman ettim ve Hz. Ebu Bekir İslam olmadan önce İslam oldum."
Sünni Ahmed İbn Hanbel'in Müsned'inden: İmam-ı Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Ey Allah'ım! İtiraf ederim ki, ümmetten ancak Peygamber (s.a.v.) Benden önce Sana kulluk etti. Ben ise halktan yedi yıl önce namaz kıldım."
Sünni Hanbel'in Müsned'inden, Selman-ı Farisî şöyle bildirmiştir: "Bu ümmetten ilk İslam olan ve Peygambere (s.a.v.) Kevser havuzunun başına ilk yetişecek olan Ali bin ebi Tâlib'dir."
Sünni Hanbel'in Müsned'inden: "Beraet Sûresi'nin on ayeti indiğinde Resulullah (s.a.v.) Hz. Ebu Bekir'i ayetleri Mekke halkına okuması için gönderir. Sonra Hz. Ali'yi (a.s.) arkasından gönderip ayetleri O'ndan almasını emretti.
Hz. Ali (a.s.) Hz. Ebu Bekir'e yetişip, ayetleri ondan alınca Hz. Ebu Bekir, Medine'ye geri dönüp, Resulullah (s.a.v.)'e dedi ki: 'Ya Resulullah! Benim hakkımda bir şey mi indi?'
Resulullah (s.a.v.): 'Hayır, fakat Cebrail Bana gelip dedi ki; ayetleri ancak Sen veya Senden olan biri eda edebilir' buyurdu"
Bir rivayette Resûlullah (s.a.v.)'in Fâtıma'ya şöyle buyurduğu yer almaktadır:
"Ey Fâtıma! Allah -Azze ve Celle- Ali'yi Benimle yedi haslette bir kıldı:
1- O, kabri açılıp Benimle birlikte çıkan ilk kimsedir.
2- O, Benimle Sırat başında duran ve cehennem ateşine 'bunu al ve bunu bırak' diyen ilk kimsedir.
3- O, Benden sonra (ululuk ve şeref elbisesi) giydirilen ilk kimsedir.
4- O, Arş'ın sağında Benimle birlikte duran ilk kimsedir.
5- O, cennet kapısını Benimle birlikte çalan ilk kimsedir.
6- O, cennetin en yüce makamına ve İlliyyin'e yerleştirilecek ilk kimsedir.
7- O, Benimle birlikte mühürlenmiş şarap içen ilk kimsedir ki: Onun soyu misktir. Artık rağbet edenler bunun için birbiri ile yarışsınlar."
Ehl-i Beyt takipçilerinin önemli kaynağı Bihârü'l-Envâr'dan: İmam Sâdık'tan (a.s.) nakledilen bir hadiste şöyle geçer:
"Allah-u Teala Resulüne şöyle vahyetti: Fâtıma'ya de ki: Ali'ye itaatsizlik etme çünkü O, gazaplanırsa, Ben de O'nun gazabı için gazaplanırım."
Amr b. Sa'd b. Ebi Vakkas'dan nakletmektedir: Muaviye Sa'd'a şöyle dedi: "Niçin sen Ali'ye sövmüyorsun?"
Sa'd şöyle cevap verdi: "Ben, Peygamberin (s.a.v.) Ali (a.s.) hakkında buyurduğu üç sözünü unutamadığım sürece Ali (a.s.)'a sövmeyeceğim. Bu sözlerden birinin dahi Benim hakkımda söylenmiş olmasını, dünyanın en iyi nimetlerine sahip olmaktan daha çok isterdim."
Ali'ye (a.s.) Kendisiyle birlikte savaşa götürmediği ve de "Ya Resulullah! Beni kadın ve çocuklarla mı bırakıyorsun?" dediği bir zamanda Peygamberin (s.a.v.) O'na şöyle buyurduğunu duydum:
"Sen, Harun'un Musa'ya olan konumuna sahip olmak istemez misin? Sadece Benden sonra Peygamber gelmeyecektir."
Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinden: "Hayber gününde de Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: 'Yarın sancağı Allah ve Resulü'nü (s.a.v.) seven, Allah ve Resulü'nün de Kendisini sevdiği birine vereceğim.'
Sonra da Peygamberin (s.a.v.) yanına vardık. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ali'yi yanıma çağırın.'
O'nu gözü ağrıdığı bir halde Peygamberin (s.a.v.) huzuruna getirdiler. Peygamber (s.a.v.) mübarek tükürüğünü O'nun gözüne sürdü ve sancağı da O'na teslim etti. Allah da O'nun eliyle zafer nasip etti."
Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinden: "Mübahale ayeti nâzil olunca da Peygamber (s.a.v.) Ali (a.s.), Fâtıma (a.s.), Hasan (a.s.) ve Hüseyin'i (a.s.) çağırdı ve 'Allah'ım! Bunlar Benim Ehl-i Beyt'imdir' diye buyurdular."
Sünni İbn Esir Cezerî'nin eserinden: Abdullah bin Abbas'dan, dedi ki:
"Şunlar ki, gece ve gündüz, gizli ve âşikar mallarını tasadduk ve infak ederler, onların ecirleri Rableri indinde hazırdır. Onlar için korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir."
Bu ayet-i kerime Ali bin Ebi Tâlib hakkında indi. İmam Ali (a.s.)'ın dört dirhemi vardı, birini gece, birini gündüz, birini gizli ve birini âşikâr tasadduk etti, nafaka verdi."
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Kim Ali'yi severse Beni sevmiştir; kim Ali'ye buğzederse Bana buğzetmiştir."
Bihârü'l-Envâr'dan: Hz. Fâtıma (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Muhammed (s.a.v.) ve Ali (a.s.) şu ümmetin babalarıdır. Eğer onlara itaat ederlerse, onların eğriliklerini doğrultur ve onları sürekli azaptan doğrulturlar. Şayet onların dediklerine uygun hareket ederlerse, onların sürekli nimet içinde olmalarına sebep olurlar." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.