Hz. Fatıma'nın örnek hayası

Yazımın bundan sonraki kısmında Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hz. Fâtıma" adlı eserinden alıntı yaparak, cennet kadınlarının efendisi olan, ömrünün son hallerinde dahi hayâ ve iffetini koruyan Hz. Fâtıma'nın hallerini, onun hayâ ve iffetini örnek almak isteyen, cennette ona komşu olmak, onunla beraber olmak isteyen mü'mine hanımlar için aktarıyorum:Hz. Fâtıma, hayatının son günlerinde Umeys kızı Esma'ya şöyle buyurdu:"Ey Esma, ben kadınların cenazesinin üzerine bir bez atılarak dört ağaç üzerinde mezarlığa doğru götürülmesini sevmiyorum. Zira onun bedeninin izleri parçanın altından gözükmekte ve herkes onun bedeninin hacmini görmektedir." Esma, Hz. Fâtıma'nın (a.s.) bu sözlerine karşılık şöyle dedi: "Ben Habeşistan'da bir şey görmüştüm, şimdi onun şeklini sana göstereceğim."Esma bunu dedikten sonra birkaç yaş çubuk getirmelerini söyledi. Sonra onları eğerek (şimdiki tabut şekline sokarak) üzerine bir bez attı ve onu böylece Hz. Fâtıma'ya göstermiş oldu. Hz. Fâtıma onu görünce gülümseyerek şöyle buyurdular: "Ne güzel bir şeydir zira cenaze onun içerisine bırakıldığında artık cenazenin kadın ya da erkek olup olmadığı belli olunmuyor." (Biharü'l Envar, c.33, s.458; c.41, s.155).Hz. Peygamber, değerli kızı Fâtıma'nın (a.s) yanına geldi. Onu üzgün görünce, "Kızım neden üzgünsün?" diye sordu.Fâtıma (a.s.) cevaben şöyle dedi: "Babacığım! Kıyamet günün halkın çıplak olarak haşrolacağını hatırladım da ondan."Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Kızım! O gün gerçekten çok korkunç bir gündür. Ama vahiy meleği (Cebrail) Allah tarafından Bana haber verdi ki o gün toprağın altından çıkacak ilk şahıs Benim. Benden sonra atan İbrahim çıkacak, ondan sonra da eşin Emirü'l-mü'minîn çıkacaktır. Bu esnada Allah-u Teâlâ Cebrail'i bir melekle sana doğru gönderecek ve kabrinin üzerine nurdan yedi kubbe dikilecektir. Daha sonra İsrafil, nurdan olan üç elbiseyle başının üstünde duracak ve, 'Ey Muhammed'in (s.a.a.) değerli kızı! Senin haşrolma günündür. Kalk!' diye seslenecektir. Sen de tam bir emniyet huzur ve kâmil bir örtü içerisinde kalkacaksın. İsrafil o cennet elbisesini sana verecek ve sen de onları giyeceksin. Bu esnada Zukail adında bir melek yuları inciden olan arkasında altından bir tahtırevan bırakılan bir bineği senin için getirecek ve sen tam bir azamet ve yücelikle o bineğe bineceksin. Zukail senin önünde ellerinde tesbih ve övgü bayrakları bulunan yetmiş bin melek olduğu halde bineğini çekecektir. Mahşere doğru hareket ettiğinde ise yetmiş bin huri seni karşılamaya gelecekler. Sana bakmakla neşet ve hoşnutluk içerisinde olacaklar. Onların her birinin elinde nurdan havaya güzel koku saçan aletler vardır. Kendilerini yeşil zebercetten süslemiş ve başlarında halis cevherlerden taçlar vardır." (Biharü'l-Envar, c.43, s.225).Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Hz. Resûlullah (s.a.a.), huzurunda bulduğumuz bir sırada şöyle buyurdular: 'Müslüman bir kadın için en güzel şey nedir?' Bizim hepimiz doğru cevap vermekten âciz kaldık.Ben Resûlullah'ın (s.a.a.) huzurundan ayrılıp eve döndüm ve olayı Fâtıma'ya (a.s.) anlattım. Fâtıma (a.s.) cevaben şöyle dedi: 'Müslüman kadın için en güzel şey namahrem (yabancı) erkekleri görmemesi, namahrem erkeklerin de onu görmemesidir.'Sonra Resûlullah'ın (s.a.a.) yanına vardım ve Fâtıma'nın verdiği cevabı söyledim. Hz. Peygamber (s.a.a) Fâtıma'nın verdiği cevaptan dolayı o kadar hoşnut oldu ki, 'Fâtıma, Benim bedenimin bir parçasıdır' buyurdular." (Biharü'l-Envar, c.43, s.54; c.103, s.238).Ali b. Hüseyin b. Ali'den (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Bir kör Resûlullah Efendimizin (s.a.a) kızı Fâtıma'nın (a.s) yanına gelmek için izin istediğinde Fâtıma (a.s) kendisini ondan sakladı. Resûlullah (s.a.a) ona dedi ki: "Niçin örtündün o seni görmüyor ki?" Dedi ki:" Ya Resûlallah o beni görmüyorsa ben ki onu görüyorum kaldı ki o koku alabiliyor." Bunun üzerine Resûlullah (s.a.a.) Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurdu: "Şahitlik ederim ki sen Benim bir parçamsın."Hz. Fâtıma (a.s) kadınlar için en hayırlı şeyi anlatırken şöyle demiştir: "Kadınlar için en iyisi yabancı erkekleri görmemesi ve yabancı erkeklerin onları görmemeleridir." (Hilyetü'l-Envar, c.43, s.54; c.103, s.238, az bir farkla).Resûlullah (s.a.a) ashabına, "Kadın nedir?" diye sordu. Dediler ki: "Örtünmesi gereken avrettir." Buyurdu ki: "Peki ne zaman Rabb'ine en yakın halde olur?" Bu soruya ne cevap vereceklerini bilmediler. Hz. Fâtıma (a.s) bunu duyunca şöyle dedi: "Evinin iç bölümünden ayrılmadığı zaman Rabb'ine en yakın olur." Bunun üzerine Resûlullah (s.a.a) Efendimiz şöyle buyurdu: "Hiç şüphesiz Fâtıma Benim parçamdır." (Biharü'l-Envar, c.43, s.92).