Veda Hutbesi ile İnsan Hakları Beyannamesi'nin mukayesesi
Muhteva açısından farklılık
Vedâ Hutbesi'yle İnsan Hakları Evrensel Beyannameleri arasında muhteva cihetiyle esasen mukayese edilemeyecek tarz ve boyutlarda farklılıklar vardır Bizim bu mukayeseyi iyi-daha iyi, yeterli-yetersiz mantığından ziyade doğru-yanlış, hak-bâtıl platformuna göre düşünmek mecburiyetimiz doğmaktadır. Zira, gerek Vedâ Hutbesi, gerekse evrensel beyannameler konu olarak birbirine benzerlik gösterebilirler. Ancak, her bir metin dayandığı temel, güttüğü gaye, varacağı hedef, kullandığı metod, uygulayacağı program, dünya görüşü, ölçüsü ve kavramları algılama cihetiyle müstakil vadi izledikleri tetkik edenlerin gözünden kaçmayacaktır. Bu iki metin ancak "herşey zıddı ile anlaşılır"mantığı ile mukayese edilebilir. Ayrıca bu mevzu, bu temel farklılık, iman ve basiret nuru, kalbi kavrayış ve idrak ile ve de hissederek yaşayarak anlaşılabilir. Burada önemli olan kelimelerin benzerliği değil, herbir kelimenin hangi dünyaya ait olduğu ve nasıl bir yük taşıdığıdır.
Muhteva açısından bu ana yaklaşımdan sonra başlıca şu cihetlerle bir mukayese yapmak mümkündür. Bu cihetlerin herbirinde sözkonusu bu temel yaklaşım bir asıl olarak mütelaa edilecektir.
l Veda Hutbesi özellikle giriş kısmında hak ve hürriyetlerden önce bu hak ve hürriyetlerin müdafii ve teminatı olacak kâmil insanın vasıf ve sorumluluk cihetini ortaya koymaktadır. Hak ve hürriyetlerden evvel, bu değerleri, yaşayan, tatbik eden ve bunların bekçisi olan mükellef insan sözkonusudur. İşte Veda Hutbesi ilahi kaynaklı olması, cihetiyle önce bunu ortaya koymaktadır. Bu tarihi hitabe ve eşsiz metni, benzersiz kılan ve onu evrensel beyannemelerin fevkine çıkaran özellik budur.
Bu cihetle evrensel beyannamelerin hiçbir iddiası yoktur. Kavramları mücerret olup, bu sebeple kâğıt üzerinde kalmağa mahkumdur. Yapılan tatbikatlarda olgun vasıflı insandan mahrum oluş sebebiyle çifte standartlı olmuştur ve bundan böyle de olacaktır. En büyük, temel yaklaşım farkı işte budur.
Muhteva açısından farklılık
Vedâ Hutbesi'yle İnsan Hakları Evrensel Beyannameleri arasında muhteva cihetiyle esasen mukayese edilemeyecek tarz ve boyutlarda farklılıklar vardır Bizim bu mukayeseyi iyi-daha iyi, yeterli-yetersiz mantığından ziyade doğru-yanlış, hak-bâtıl platformuna göre düşünmek mecburiyetimiz doğmaktadır. Zira, gerek Vedâ Hutbesi, gerekse evrensel beyannameler konu olarak birbirine benzerlik gösterebilirler. Ancak, her bir metin dayandığı temel, güttüğü gaye, varacağı hedef, kullandığı metod, uygulayacağı program, dünya görüşü, ölçüsü ve kavramları algılama cihetiyle müstakil vadi izledikleri tetkik edenlerin gözünden kaçmayacaktır. Bu iki metin ancak "herşey zıddı ile anlaşılır"mantığı ile mukayese edilebilir. Ayrıca bu mevzu, bu temel farklılık, iman ve basiret nuru, kalbi kavrayış ve idrak ile ve de hissederek yaşayarak anlaşılabilir. Burada önemli olan kelimelerin benzerliği değil, herbir kelimenin hangi dünyaya ait olduğu ve nasıl bir yük taşıdığıdır.
Muhteva açısından bu ana yaklaşımdan sonra başlıca şu cihetlerle bir mukayese yapmak mümkündür. Bu cihetlerin herbirinde sözkonusu bu temel yaklaşım bir asıl olarak mütelaa edilecektir.
l Veda Hutbesi özellikle giriş kısmında hak ve hürriyetlerden önce bu hak ve hürriyetlerin müdafii ve teminatı olacak kâmil insanın vasıf ve sorumluluk cihetini ortaya koymaktadır. Hak ve hürriyetlerden evvel, bu değerleri, yaşayan, tatbik eden ve bunların bekçisi olan mükellef insan sözkonusudur. İşte Veda Hutbesi ilahi kaynaklı olması, cihetiyle önce bunu ortaya koymaktadır. Bu tarihi hitabe ve eşsiz metni, benzersiz kılan ve onu evrensel beyannemelerin fevkine çıkaran özellik budur.
Bu cihetle evrensel beyannamelerin hiçbir iddiası yoktur. Kavramları mücerret olup, bu sebeple kâğıt üzerinde kalmağa mahkumdur. Yapılan tatbikatlarda olgun vasıflı insandan mahrum oluş sebebiyle çifte standartlı olmuştur ve bundan böyle de olacaktır. En büyük, temel yaklaşım farkı işte budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.