Arifi billah buyurdu ki: "Eğer Yaradanın emirlerini bırakıp, başkasıyla uğraşırsan seni ateşe atar. Öyle ateş ki, onu tutuşturan insanlar ve küfür taşıdır.
Sonra pişman olursun fakat beyhude. Özür dilersin, kabul olunmaz. İtap olunmaya razı olursun fakat yine hiç. Tekrar iyilik yapmak için dünyaya dönmek istersin; kimse seni gönderemez.Özüne acı acı. Ona merhamet et. Sana verilen duygularını iman yolunda, iyi işlerde, taat ve ibadet yolunda kullan! Bunlarla marifet kazan, ilim öğren. Bu ibadet ve marifet nuru ile karanlıkları aydınlatmaya çalış. Emir tut.Yasaklardan kaç. Hak yolda bu ikisi ile yürü. Seni, ilk önce topraktan insan yapan Halıkını inkâra kalkışma!.. Onun emrinden başka bir şey isteme. Ve onun kötülediği şeylerden başkasını kötü görme. Dünya ve âhiret için elindekiyle yetin.Dünya ve âhiret için kötülediğimiz şeyleri kötü olarak bil. Her sevilen, istenen Allah (C.C.) için istenmeli. Ve her istenilmeyen yine onun için istenmemeli!.. Eğer sen, Allah'ın (C.C.) emrinde olursan, bütün canlılar da senin emrinde olur. Ve eğer Allah'ın (C.C.) yasak ettiği şeylerden kaçarsan bütün kötülükler de senden kaçar. Nerede bulunursan bulun daima iyilikle karşılaşırsın... Allah-ü Taâlâ hazretleri Peygamberlerine gönderdiği bazı kitaplarda şöyle buyurmuştur:-"Ey âdem oğlu! Ben öyle Allahım ki Benden başka ilâh yoktur; bir şeye ol, derim olur..."Sen nefsine, kötü arzularına taptıkça, velilerin derecesine çıkmayı isteme.. Halbuki onlar, yalnız Mevlâya kulluk ederler. Senin istediğin dünya; onlarınki ise ukba.. Sen, yalnız bu dünyayı görürsün; onlar, yerin göğün sahibini görürler.. Sen, halkla ünsiyet edersin; onlar, daima Hak'la olurlar... Senin kalbin, yerdekilere bağlı; onların kalbi, arşa bağlıdır... Sen, gördüğünü tuzağa düşürmek istersin, onlara gelince; senin gördüklerine iltifat etmezler. Yalnız yaratanı görürler ve onun emirlerine uymaya bakarlar..O Allah(C.C.) dostları, bulacaklarını Hak'la buldular; ereceklerine erdiler.. Sana gelince; Zavallı bir halde, şehvetine uydun kaldın.. Yalnız dünya'yı ve arzularını gördün.. Halbuki onlar; halkı, arzularını, temennilerini bırakarak bu yola girdiler... Yüksek derecelere bu sayede erdiler. Onları bu makama, yaptıkları, ibadet, taat, sena götürdü... Bu da onlara Allah(C.C.)'ın bir ihsanıdır, ki istediğine verir... Onlar; ibadete, taata; Allah(C.C.)'ın yardımı ve verdiği kolaylıkla, bıkmadan usanmadan koştular... İbadet onlara ruh oldu.. Mânevi bir gıda oldu..."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Sonra pişman olursun fakat beyhude. Özür dilersin, kabul olunmaz. İtap olunmaya razı olursun fakat yine hiç. Tekrar iyilik yapmak için dünyaya dönmek istersin; kimse seni gönderemez.Özüne acı acı. Ona merhamet et. Sana verilen duygularını iman yolunda, iyi işlerde, taat ve ibadet yolunda kullan! Bunlarla marifet kazan, ilim öğren. Bu ibadet ve marifet nuru ile karanlıkları aydınlatmaya çalış. Emir tut.Yasaklardan kaç. Hak yolda bu ikisi ile yürü. Seni, ilk önce topraktan insan yapan Halıkını inkâra kalkışma!.. Onun emrinden başka bir şey isteme. Ve onun kötülediği şeylerden başkasını kötü görme. Dünya ve âhiret için elindekiyle yetin.Dünya ve âhiret için kötülediğimiz şeyleri kötü olarak bil. Her sevilen, istenen Allah (C.C.) için istenmeli. Ve her istenilmeyen yine onun için istenmemeli!.. Eğer sen, Allah'ın (C.C.) emrinde olursan, bütün canlılar da senin emrinde olur. Ve eğer Allah'ın (C.C.) yasak ettiği şeylerden kaçarsan bütün kötülükler de senden kaçar. Nerede bulunursan bulun daima iyilikle karşılaşırsın... Allah-ü Taâlâ hazretleri Peygamberlerine gönderdiği bazı kitaplarda şöyle buyurmuştur:-"Ey âdem oğlu! Ben öyle Allahım ki Benden başka ilâh yoktur; bir şeye ol, derim olur..."Sen nefsine, kötü arzularına taptıkça, velilerin derecesine çıkmayı isteme.. Halbuki onlar, yalnız Mevlâya kulluk ederler. Senin istediğin dünya; onlarınki ise ukba.. Sen, yalnız bu dünyayı görürsün; onlar, yerin göğün sahibini görürler.. Sen, halkla ünsiyet edersin; onlar, daima Hak'la olurlar... Senin kalbin, yerdekilere bağlı; onların kalbi, arşa bağlıdır... Sen, gördüğünü tuzağa düşürmek istersin, onlara gelince; senin gördüklerine iltifat etmezler. Yalnız yaratanı görürler ve onun emirlerine uymaya bakarlar..O Allah(C.C.) dostları, bulacaklarını Hak'la buldular; ereceklerine erdiler.. Sana gelince; Zavallı bir halde, şehvetine uydun kaldın.. Yalnız dünya'yı ve arzularını gördün.. Halbuki onlar; halkı, arzularını, temennilerini bırakarak bu yola girdiler... Yüksek derecelere bu sayede erdiler. Onları bu makama, yaptıkları, ibadet, taat, sena götürdü... Bu da onlara Allah(C.C.)'ın bir ihsanıdır, ki istediğine verir... Onlar; ibadete, taata; Allah(C.C.)'ın yardımı ve verdiği kolaylıkla, bıkmadan usanmadan koştular... İbadet onlara ruh oldu.. Mânevi bir gıda oldu..."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri