İbadette samimiyetin önemi

Allah (c.c.) Zariyat suresinde yaradılış nedenimizi bizlere açıkça beyan ederek ibadet etmemizi emir buyurmuştur. Öyleyse ibadet, Allah'a yaklaşmamıza ve rızasını kazanarak kul olma yolunda nefsimizi terbiye etmemize vesiledir.Kul olmak ibadet ile olur dedik. Kul olmak ile ilgili Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in etkileyici bir anlatımı vardı: "Kulluk, esasen insanın kendini Allah'a satmasıdır. Ne mukabili Allah'a satmasıdır? O'nu alma mukabili. İnsan bir şey vererek bir şeyi satın alır. Kul kendini vererek Allah'ı alırsa, sahibi Allah olur. Düşünün ki Allah kuluna sahip; o kul ne ister de sahip olmaz..."Buradaki ince nükteyi kavrarsak eğer, Allah'ın dilediği gibi bir kul olma yolunda ilerleriz.Hz. Ali (a.s.) Efendimizin de ibadet ile ilgili çok önemli noktada bizlere yol gösteren sözlerinden biriyle devam edelim: "Bazı kimseler birtakım menfaatler umarak Allah'a ibadet ettiler, bu tüccarların ibadetidir. Bazı kimseler bir şeylerden korktukları için Allah'a ibadet ettiler; bu da kölelerin ibadetidir. Bazı kimseler de teşekkür maksadıyla, şükür sunma amacıyla ibadet ettiler. İşte bu, özgürlerin ibadetidir." (Nehcü'l Belâğa, Suphi Salih baskısı, s.510, Kısa Sözler: 237, bs. Dar'ul Hicre, Kum). Vermiş olduğumuz örneklerden de anlaşıldığı gibi ölçümüz Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır.Şüphesiz ki ibadet samimiyet ile yapılıyorsa kötülüklerden alıkoyar. Eğer kişiyi düzeltmiyorsa mutlaka ibadetlerini sorgulamalıdır. İbadet ehli olup da faizden uzaklaşmazsak, mü'min kardeşimizin gıybetini yapmaktan, kibir, gösteriş gibi nefsî hastalıklardan kaçınmıyorsak, yapılan haksızlığa ya da zulme sessiz kalıyorsak, hele ki yaptığımız ibadetlere güvenip gururlanıyorsak ziyandayız demektir.Geçtiğimiz günlerde bir teyze ile aramızda kısa bir sohbet geçti, bana öyle bir şey söyledi ki şaşkınlık içerisinde kaldım. Bağlı bulunduğu cemaatin en üstün en doğru yol olduğunu, cemaatleri dışındaki insanların imanlarının tehlikede olduğunu hatta birçoğunun münafık olması şüphesi içerisinde olduğunu ifade etti. Kişinin ibadetiyle büyüklenip kendisini diğer insanlara karşı üstün görmesi iman noktasında çok tehlikelidir Allah muhafaza.İbadet, insanlara hakkı bâtıldan ayırabilme özelliği kazandırır. Eğer bir insan yıllarca ibadet etmiş olmasına rağmen hakkı bâtıldan ayıramıyorsa, kendisi gibi yaşamayan diğer insanlara münafık gözü ile bakıyorsa ibadetlerini ve tuttuğu yolu sorgulamalıdır. Kabul olunup olunmadığını dahi bilmediğimiz amellerden medet ummak, Allah'a (c.c.) değil de amellere güvenmek çok tehlikeli ve yanlıştır.Allah'a yaklaştıkça Allah kuluna bilmediklerini öğretir, ilmini arttırır. İbadetin beslediği insan büyür ve gerçekten maneviyatla büyüyen insan diğer insanlara karşı kibirlenmez, büyüklenmez, onlara merhamet ile bakar alçak gönüllü olur. İlmini genişletemeyip bildiklerini ilmin tamamı sananların vay haline. Allah, kibirlenenleri sevmez. Araf suresi 206. Ayette, "Zira Rabbinin yanında olanlar, O'na ibadet etmekten asla kibirlenmezler. Hep O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler" buyurulmaktadır.Son olarak diyebiliriz ki, insanlar amelleri ile değil Allah'ın rızası ile cennete gidebileceklerdir. Allah'ın rızasını kazanmak istiyorsak; kötülük ve suizanda bulunmak yerine, insanlara hayırlı olmak gerekir. Allah bizlere layıkıyla Zâtına kul olmayı nasip etsin.