İhtirasa esir siyasiler ülkeleri savaşa sokar

Sinsi sinsi fırsat kollayan PKK'nın saldırıları pik yapar.Türkiye'de sayıları binlerce olduğu söylenen uyuyan hücrelerini uyandıran IŞİD, gemi azıya alır ve Türkiye'nin her tarafından patlayan bomba haberleri gelmeye başlar.Ülkede güvenlik diye bir şey kalmaz.Sokağa çıkmaktan korkar oluruz.Ülkede aksamayan hiçbir şey kalmaz.Gemiciği olan 'şanslı' çocuklar soluğu yurt dışında alacağı için cephede, 'çalmasını beceremediği için' fakir kalan zavallı vatandaşların evlatları görev alır.  Mehmetçik tabutlarının ardı arkası kesilmez.Vatandaşının karnını doyurmakta güçlük çeken Türkiye bütün gelirini silaha ve mühimmata harcamak zorunda kalır.Bugün bile yüksek cari açık ve bütçe açığı veren ülkemiz, bu açıkları ve artan askeri harcamalarını karşılayabilmek için bir taraftan vergileri artırırken, diğer taraftan çok yüksek faizlerle borç bulmak zorunda kalır. Türkiye bir taraftan borçlanırken diğer taraftan kaosa sürüklenir.Dün 2.92 TL olan dolar 45 TL'ye fırlar.Türkiye turizmde tam bir çöküş yaşar. Bütün rezervasyonlar iptal edilir.Zamlar peşpeşe gelmeye başlar. İşsizlik patlar.Bütün bu sıkıntıların üstüne hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk başta olmak üzere suçlarda patlama yaşanır.Türkiye hızla Afganistan, Libya ve Suriye'nin bugün içine düştüğü bataklığa yuvarlanır.Türkiye huzura, güvenliğe, adalete hasret kalır.Bütün bu yazdığım sorunlar nasıl ortaya çıkacak? 'Suriye'ye kara harekâtı var mı' sorusuna, "Kara gücü, hep birlikte konuşmamız gereken bir durum. Hava ve kara operasyonu olmak üzere bütünleşmiş bir stratejiye ihtiyacımız var. Ancak Türkiye tek başına tüm yükü üstlenemez. Eğer koalisyon ve çok iyi bütünleşmiş bir strateji varsa, Türkiye her anlamda rol almaya hazırdır" cevabını veren Başbakan Davutoğlu'nun yeşil ışık yaktığı karadan Suriye'deki savaşa Türkiye müdahil olursa, yukarıda saymaya çalıştığı sorunların kat kat fazlasını hepimiz yaşamak zorunda kalacağız.Çünkü Türkiye, ihtiraslarına esir olmuş siyasiler tarafından bir tarafta ABD, diğer tarafta Rusya'nın kapıştığı giderek kızışan savaş arenasına sokuluyor.Ülkesinin politikalarına eleştirel tutumuyla tanınan ABD'li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley, 3 yıl önce Türkiye'nin Suriye'deki krize askeriyle karadan müdahil olmasının "Modern Türkiye'nin parçalanmasına yol açacak, büyük çapta bölgesel savaşa doğru dev bir adım olacağını" açıklamıştı. Türkleri savaşa sürükleyecek bir histeri yaratılmak istendiğini söyleyen Tarpley, bunun "Türkler için ulusal bir intihar olacağını" vurgulamıştı.Bana öyle geliyor ki, Suriye krizinin boyut değiştirip, çok daha çetrefilli bir hal aldığı şu günlerde aklını başına alıp yaşananlardan ders almak yerine AKP hükümeti, 4 yıldan fazla bir süredir ısrarla devam ettirdiği yanlışlarını Türkiye'yi Suriye'de sıcak bir savaşın tam ortasına batırarak taçlandıracak.Bakalım, 'nasıl olsa bedeli millet ödeyecek' diye düşünerek Türkiye'yi böylesi tehlikelere sürükleyen siyasilere hak ettiği dersi vermek için millet olarak daha ne kadar bedel ödememiz gerekecek?