İİT-İsrail ve Erdoğan

İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Birliği Zirvesi bir toplantı daha yaptı. Toplantıya geçmeden önce sözde bu birliği kabaca bir tanımlayalım.

Bu birlik (!) 57 üye ülkeden oluşuyor. Bu 57 ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 2 buçuk milyar civarında. 

Yine bu birliği oluşturan ülkelerin asker sayısı da 18 milyona yakın. 

Bu 57 ülke açık sömürüye rağmen dünyadaki ekonomisinin % 13'üne sahiptir.

Bu 57 ülke, dünya enerji kaynaklarının yüzde 75'ine, doğal kaynakların ise yüzde 43'üne sahiptir.

Bu 57 ülkenin tamamına yakınını yönetenler ve yakınları lüks, şatafat içinde boğulurken Müslüman haklar açlık, yoksulluk, işsizlik, gelir adaletsizliği ile boğuşuyor. 

Yani İslam dünyasındaki halklar modern zamanın köleleri durumunda. Yöneticileri ise Eski Mısır'ı, Babil'i yönetenlerin konumunda.

Yani demem o ki! Kendi halklarına çare olamayanlar Filistin'e ya da zulüm altındaki diğer Müslümanlara asla çare olamazlar. Olmadılar da zaten.

Zirveye bak!

400 günden fazladır yaşanan soykırıma karşı tek bir somut adım atmayan bu birlik (!) yine toplandı.

Tek tek, İsrail'i lanetlediklerini, kınadıklarını açıklayıp, Filistin halkının yanındayız' cümlelerini kurdular.

Toplantıya katılan Cumhurbaşkanımız Erdoğan: "Bir avuç Batılı ülke İsrail'e her türlü desteği verirken, Müslüman ülkelerin tepki göstermekte yetersiz kalması durumun bu noktaya gelmesine yol açmıştır" bile dedi.

BMGK'ya, Gazze'de ateşkes için bağlayıcı karar alma çağrısı yaptılar ve 38 maddelik ortak bildiri yayınlayıp şatafatlı hayatlarına geri döndüler. 

38 madde de ne mi var?

Geçen yılki toplantı sonrası açıklanan;

Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti vurgusu

Kudüs'ün Yahudileştirme planlarını reddi

İsrail'in Lübnan, İran ve Suriye'ye yaptığı saldırılar kınanması

Kudüs'ün, İslam ümmetinin kırmızı çizgisi olduğu belirtilmesine ek cümle ve artı maddeler var. Başka bir şey yok. 

Poz vermek için toplandıkları şatafatlı salonun sütunlarına,  Ali İmran suresi 160'cı ayeti yazmışlar; "Eğer Allah, sana yardım ederse, seni yenebilecek kimse yoktur."

Yüce Allah (c.c) size yardım etmiyor. Sizden, merhametini kaldırmış. Ama akletmiyorlar.

İktidara göre hepsi yalan

ABD'den, İsrail'e silah götüren 2 gemiye İspanya limanlarını kapattı. 

Hamas, İsrail'e silah taşıyan kargo gemilerine yanaşma izni vermediği için İspanya'yı teşekkür etti.

İsrail'e 150 tonluk askeri patlayıcı madde götüren Alman kargo gemisi MV Kathrin üç ülke tarafından limanlarına yanaşmasına izin verilmedi. Aynı gemi bizim, Haydarpaşa Limanımıza yanaştı.

İsrail'in en köklü lojistik firmalarından ve İsrail'e mühimmat taşıdığı bilinen ZIM şirketinin Çin, ABD ve İsrail'den sonra dünyada en çok uğradığı dördüncü ülke Türkiye.

İspanya, Slovenya, Karadağ, Malta, Angola ve Namibya bu firmanın gemilerinin, limanlarına yanaşmasına izin vermedi.

Bu firmaya, Belçika, İtalya, ABD, Kanada, Malezya ve Avustralya'da İsrail'e mühimmat taşıdığı için davalar açıldı.

Bu İsrailli şirketin gemileri sadece bu ay Mersin, İzmit, İstanbul, Derince, Gemlik ve İzmir Aliağa limanlarında yüzlerce konteyner ile görüntülendi.

Ambarlı Limanı'nda ZIM tırlarının limanlara girişini engellemek için toplanan halka biber gazı ve darpla müdahale edildi.

Binlerce insanımızın İsrail ile ticaret protestolarına, emniyet güçleri, biber gazı, şiddet ve darpla karşılık verdi.

Engellenemeyecek

En son İletişim Başkanlığı, uluslararası anlaşmaları mazeret göstererek İsrail firması ZİM'e ait konteynerler ve İsrail'e sevkiyat yapan diğer gemilerin Türkiye limanlarına yanaşmasının 'engellenemeyeceğini' açıkladı.

Sayın Erdoğan, İsrail ile ticaret protestolarına yönelik; "Adı sanı duyulmayan, kasaya, tartıya çıkarsan gramı, kilosu beş para etmeyen bazı kimseler, İsrail'le ilişkiler konusunda bize garip garip iftiralar atıyorlar" diyor.

İyi! Hesabım kalsın mahşere. Noktayı koyar, yazıya devam ederim. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) üzerinden İsrail'e petrol sevkiyatı yapıldığı ve Türkiye'nin buna izin verdiği iddialarını yalanladı.

Başka söze gerek var mı?