Dışişleri Bakanlığı Annan Planı'nın ekinde yer alan değişikliklerin tümünün Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk tarafının Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini gözeten değişiklikler olduğunu iddia etti.
Bakanlık Akdeniz'e dair hususları görüştü
Bakanlık açıklamasında, Annan Planı'nın ekinde yer alan, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nin federal kanunlarının, "özellikle deniz yetki alanlarına ilişkin olanlarının," hazırlık safhalarından itibaren Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarca yakinen takip edilerek, Bakanlığın görüşleri doğrultusunda sonuçlandırılması için gayret gösterildiği belirtildi.
Kararı Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Parlamentosu verecek
Bakanlık, "Bu yasalarda, Rum tarafının, Akdeniz'deki diğer devletlerin uygulamaları hilafına, behemal 'bitişik bölge' ve 'münhasır ekonomik bölge' ilan etme girişimlerinin önlendiğini" belirterek, "bu alanların ihdasının Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Parlamentosu'nun yetkisine bırakıldığını" belirtti. Bu alanların ileride, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nin komşu ülkelerle uluslararası hukuka uygun sınırlandırma anlaşmaları yapmasını müteakip ilan edilebileceği kaydedildi.
Bakanlık, "kıta sahanlığı" konusunda da şu bilgiyi verdi:
"Kıta sahanlığı ile ilgili federal kanunda da, söz konusu kanunun ancak kıta sahanlığının anlaşma ile sınırlandırıldığı veya tartışmalı olmayan deniz alanlarında uygulanabileceği hükme bağlanmıştır. Bu değişikliklerin tümü, gerek ülkemizin gerek Kıbrıs Türk tarafının Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini gözeten değişikliklerdir."
Savaş gemilerimiz geçecek
Öte yandan, "BM tarafından çıkarılan 47 sayılı yasada, savaş gemilerinin karasularından geçişinin Federal Hükümetin ilgili Bakanının iznine bırakıldığı" ancak Türkiye'nin de, uluslararası hukuka aykırı bu izne başından beri itiraz ettiği kaydedildi. Bu izne 47 sayılı yasada yer verilmesi üzerine Türkiye'nin durumu yazılı olarak BM'nin dikkatine getirdiği ve bu çerçevede, "sadece Türkiye'nin değil, hiçbir ülkenin bu izne tabi kılınamayacağını" bildirdiği ifade edildi. Bakanlık, "karasularından zararsız geçiş hakkının, uluslararası hukuka göre, tüm devletlerin, hiç bir izne tabi olmadan kullandıkları bir hak olduğunu" hatırlattı. Öte yandan 47 sayılı yasanın 2'inci maddesinin, "bakan iznini" hukuken hükümsüz ve geçersiz kıldığı da vurgulandı.
Öymen ne demişti?
CHP Genel Başkanı Öymen, dün düzenlediği basın toplantısında,
Annan Planı'nın kamuoyuna açıklanmayan bir maddesine göre, Türkiye'nin Kıbrıs karasularından uluslararası hukuk ile elde ettiği "zararsız geçiş hakkından" vazgeçtiğini söylemişti. Bunu bir skandal olarak nitelendiren Öymen, "Bu metni onaylamak vatanseverlikle bağdaşmaz. Genelkurmay Başkanı bu anlaşmayı bilseydi mutlaka kamuoyuna açıklardı" demişti. Öymen, "Kıbrıs meselesinde yaptığımız fedakarlık, verdiğimiz taviz bir yana bu konuda verdiğimiz veya vermeyi kabul ettiğimiz taviz Türk savaş gemilerinin Türk sahillerinden Akdeniz'e açılma yeteneklerini büyük ölçüde daraltmaktadır. Sözünü ettiğim anlaşma Temel Anlaşma Annex-3 Ek 11, Kanun 47, madde 4" diye konuşmuştu.