İktidar, Allah’ın nimetlerini inkar ediyor

Yüce Allah (c.c) tüm mahlukatına sayısız nimet verdiğini bir çok ayetinde beyan etmiştir.  

İnsan için ise nimet iki ana başlıkta maddi nimetler ve manevi nimetler olarak ayrılır.

Ve insanoğlu (bizler) bu nimetlerin kıymetini anlamaya gayret edip, hamd ve şükrünü eda etmek yerine nankörlük ediyoruz. Çoğu insanlar ise inkar ediyor. 

Nahl Suresi 18: "Hâlbuki Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız."

İbrahim Suresi 34; "Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan pek zalim ve çok nankördür."

Rahman Suresi 13: "O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?"

Hud Suresi 9; "Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırır, sonra da bunu elinden çekip alıversek, bu takdirde o tamamen ümitsizliğe kapılır, olabildiğine nankör kesilir."

Siyasete gelelim

22 yıllık Erdoğan ve iktidarlarının bitmek bilmeyen mazeretleri hala devam ediyor. Halkın sorunu ekonomi. 

Erdoğan'ın en çok kullandığı mazeret ne? 'Bizim zengin yeraltı kaynaklarımız yok'. Geçtiğimiz hafta yine bu mazereti piyasaya sürdü.

Bir araştırayım dedim. Birçok araştırma dosyası okudum ve Osmanlı sosyal tarihi araştırmacısı Fahrettin Tızlak'ın 19. yüzyılın ortalarında Osmanlı'da maden yatakları adlı çalışmasını okudum.

Bu çalışmadan sadece Anadolu coğrafyasında çıkarılan madenler hakkında verdiği bilgilerden kısaltarak birkaç veri paylaşayım:

1857 yılında Osmanlı altın yatakları 

1- Keban madeni. 

2-Amasya, Gümüşhacıköy kazası ve civarındaki madenler. 

3- Niğde, Bereketli madeni. 

4 - Kastamonu Çoban köyü ve Ilgaz dağı İle Gökdere, Çayağzı ve Nerdivanbaşlı diye bilinen yörelerde bulunan maden ocakları. 

5- Adana'da gümüş ve kurşun da ihtiva eden altın madeni.

Gümüş yatakları

1- Keban madeni. 

2- Amasya Gümüşhacıköy ve civarında bulunan Bakırçayı madeni. 

3- Bozok sancağında yer alan ve kurşun üretimi de yapılan maden ocağı.

4- Kırşehir sancağı dahilinde yer alan Gümüşkân madeni. 

5- Konya sancağında Çizme'de kurşun madeni de elde edilen maden ocağı. 

6- Niğde sancağındaki Bereketli madeni. 

7- Niğde sancağındaki Bulgardağlı madeni. 

8- Trabzon eyaleti dahilinde yer alan Şâdi, Ilıca, Gümüşbeli, Kurum ve Züngar isimleri İle bilinen maden ocakları. 

9- Trabzon sancağında Keşab kazası Çakırlı köyünde Eğrimon deresi denilen yerde bulunan maden ocağı. 

10- Adana eyaletinde Post isimli yerde bulunan gümüş madeni. 

11- Kozandağı'nda bulunan gümüş madeni.

12- Kastamonu'daki Ceban köyünde Ilgaz dağları, Gökdere, Çayağzı ve Nerdivanbaşlı diye bilinen yerlerde bulunan maden ocakları. 

13- Kastamonu sancağı dahilinde bulunan Küre-i Nühas madeni. 

14- Yenişehir'e bağlı Demirboğa ve Perçin köyleri ve Arnabud kazasına bağlı Balarım ve Mustafalı köylerindeki maden ocakları. 

15- İnegöl'deki gümüş madeni. 

16- Mihaliç kazasındaki gümüş madeni. 

17- İzmit sancağında maden ocakları. 

18- Sivas, Erbaa'da aynı zamanda bakır üretimi de yapılan maden ocağı. 

19- Diyarbakır Palu'da bakır üretimi de yapılan maden ocakları. 

20- Kemah'taki gümüş madeni. 

21- Edremid ve Aydıncık kazalarında ortaya çıkan gümüş madenleri. 

22- Bergama maden ocağı. 

24- Maraş gümüş madeni. 

25- Beykoz,  Rumeli kavağı ve Teknecideresi'ndeki gümüş madenleri.

Diğer madenler

Tarihçi Fahrettin Tızlak Hoca, Anadolu coğrafyasındaki kurşun, kömür mürdeseng (doğal kurşun oksit), bakır, nikel, krom, demir, zırnık, zımpara, lületaşı, alçıtaşı,  boya madeni, şişesi madeni ve diğer madenlerin yataklarını, buralardaki maden ocaklarını ve işletmecilerini tek tek Osmanlı kayıtlarından açıklamış.

Yine bu araştırmada dikkatimi çeken ise bu madenlerin işletmelerinin çoğu yabancıların elinde. Osmanlı madenleri yabancılara vermiş, karşılığında aynen bugünkü gibi bağış denilebilecek bir meblağ almış.

Cumhuriyet ve madenlerimiz

Türk Milletinin önüne geçip, emperyalistlerin savaş meydanında tarihi bir mağlubiyete mahkum eden Atatürk, emperyalistlere aynı mahkumiyetlerini her alanda sürdürmüştür.

Osmanlının borçlarını ödeyen Atatürk yine Osmanlının, batılılara peşkeş çektiği Anadolu'daki yeraltı ve yerüstü işletmelerini tek tek bedellerini ödeyerek devletleştirmiştir.

Bu kalemlerden birisi de madenlerimizdi. Osmanlı'dan kalan maden ocaklarını devletleştiren Atatürk, attığı adımlarla yeni maden sahaları ve maden üretime hız vermiştir.

MTA ve Etibank'ı kuran Atatürk, Karabük'te demir ve çelik fabrikası kurulması ile cumhuriyetin ilk ağır sanayi adımını atmıştı. Atatürk'ün büyük adımlarını bu köşeye sığdıramam. 

Ama BTP Lideri Hüseyin Baş'ın 2 yıl önceki şu sözleri dünü ve bugünü anlamamıza yeterli olur sanırım;

Türkiye'nin yer altı kaynaklarına dikkat çeken Sayın Baş şöyle diyordu, "Atatürk, Brezilya'ya kömür ihraç etti. Şimdiki hükümet Kolombiya'dan kömür ithal ediyor. İnşallah kömürdür. Tespit edilmiş kömür rezervimiz 20 milyar ton. Bu rezervin değeri 8 trilyon dolar. Biz, niye fakir geziyoruz anlamak zor".

Haydar Baş ve madenlerimiz

2001 yılında BTP'yi kurarak siyaset sahnesine çıkan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu arenada en çok dile getirdiği başlıklardan birisi de madenlerimizdi, madenlerimizin talanıydı.

Baş Hocamız, batılı bilim insanlarının tespitleriyle 3 katrilyon dolarlık maden rezervlerimiz olduğunu, altın rezervlerinde dünya ikincisi, bor ve toryum madenlerinde dünya birincisi olduğumuzu, sadece Artvin-Gümüşhane arasındaki altın madeninin bu millete 100 yıl bakacak büyüklükte olduğunu dile getirirdi.

Yine Anadolu'nun petrol denizi üzerinde yüzdüğünü ABD'li siyasetçi ve bilim insanlarının ifadeleriyle anlattı.

İktidara, 'madenlerimizi peşkeş çekmeyin', muhalefete, 'neden, madenlerimizin peşkeşine ses çıkarmıyorsunuz' diye seslenen Haydar Hocamız, milletimize ise 'hazine üzerinde dilenciliğe mahkûm değilsiniz' mesajını veriyordu.

Ama AKP sattı, muhalefet baktı

AKP iktidarı öncesindeki 79 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizde verilen maden ruhsatı sayısı 1186 iken, AKP tarafından verilen maden ruhsatı sayısı tam 386.000. (Üç yüz seksen altı bin.)

Ama Erdoğan her fırsatta, 'bizim zengin yeraltı madenlerimiz, kaynaklarımız yok' diyor.

Maddi anlamda nimeti inkar eşittir bereketsizliktir. Bakın! Güzelim ülkemi ne hale getirdiler!