"İktidar, (muhalefetle) milletin aynasıdır"

Hangi kesimden olursa olsun sıkıntı, şikayet, stres, kin, nefret ve öfkenin hakim olduğu, sosyal, ekonomik ve itikadı sapmaların, ayrışmaların zirve yaptığı yıllar ve günleri yaşıyoruz. Sebep olarak da iktidar ve muhalefet partilerini gösteriyoruz.   Ülke ve milletimizin geldiği bu vahim noktayı Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, geçen hafta bugün Meltem Tv'de katıldığı bir programda tek cümle ile özetledi;"İktidar, (muhalefetle) milletin aynasıdır."Bugün iktidar, muhalefet ve saray (doğru veya yanlış) ne ile itham ediliyor? Kin ve nefret ekmekle. Başka? Etnik kimlik ve din üzerinden siyaset yapmakla. Başka? Hangi kesimden olursa olsun yandaş beslemeciliğiyle. Başka? Haksız kazanç, yolsuzluk ve rüşvetle. Başka? Ülkeyi bölünme noktasına getirmekle. Başka? Çözüm üretememekle. Başka? Milletimizi başka kültürlere benzetmekle. Başka? ABD, AB hayranlığıyla? Şimdi topluma bakalım! Sanatçı, diye adlandırılan kesim için bu milletin milli ve manevi değerlerinin hiç önemi yok. Ekranda her türlü rolü (sapıklık, fuhuş, aldatma, ihanet, cinayet vs. gibi) canlandırıyorlar.İşin garip olmayanı "özel" dedikleri ama medyaya sergiledikleri hayatlarında da aynı rolü oynuyorlar. Birçok şarkıcı, film oyuncusu vs. uyuşturucu kullanmaktan, satmaktan, fuhuştan vs. içeri giriyor.Artık dünyanın en büyük endüstri sektörlerinden bir haline gelen futbolda da durum aynı. Yıldız, diye tabir edilen futbolcular her hafta başka başka kadınlarla poz veriyor, gece alemlerinde boy gösteriyor.Din adamlarına veya dini kimlikle tanınan kişi ve de cemaatlere bakıyorsun, İslam'ın itikadı ve ameli hüküm ve uygulamaları net. Ama biri a, diyor, diğeri b, diyor, bir diğeri ikisini de yalanlıyor. Kendileri lüks hayat sürerken, millete sabrı ve kanaati telkin ediyor. Topluma ikiyüzlülüğün, yandaşçılığın ne denli kötü bir şey olduğunu anlatırken en ala ikiyüzlülüğü sergiliyor, yandaşçılığı yapıyorlar. Milletimizi tekfir ediyor, ayrıştırıyorlar. Din kavramıyla kin ve nefret ekiyorlar. Millete her ortamda hakkı savunmaya, haktan taviz vermemeyi anlatırken, iktidar sahiplerine yaranmak, dünyalık çıkarlarını korumak için Allah ve Resulüne muhalefet ediyorlar. Güç ve koltuk sahiplerine kul oluyorlar ve millete kulluğu emrediyorlar.Akademisyenlere bakıyorsun, bu kadar zengin bir tarih, kültür ve medeniyet alt yapımız varken her zaman çareyi (kendilerince) başka kültür ve medeniyetlerde arıyor, gösteriyor ve de öğretiyorlar. Öyle vahim bir hale gelmişiz ki, kendi tarihimizi bile batılı tarihçilerden öğreniyoruz.  Millete bakıyorsun! Artık parklarda, bahçelerde içki içilmesini, alenen fuhuş yapılmasını bile yadırgamıyor. Çocukları nerde, ne yapıyor haberleri yok. Hakkını aramayı unutmuş. Haklıyı görmüyor.Helal, haram ölçüsünü kaybetmiş. Para gelsin de, nerden gelirse gelsin mantığı kabullenmiş durumda. Bu mantık ülkedeki fuhuşun, kaçakçılığın, hırsızlığın, gaspın meşrulaşmasına yol açmış vaziyette. Saygı, sevgi, merhamet gibi insani kavramlara sahip insan sayısı azalmış. İnsanımız artık benim gemim yüzsün, benim yüzüm gülsün, ben hakkımı alayım, ben haklı çıkayım da gerisi ne yaparsa yapsın, anlayışıyla hayata bakıyor. Yani artık "biz" yok, "ben" varım, diyor. İşte bu tablonun eseri olarak karşımızda 13 yıllık AKP iktidarı ve müzmin CHP, MHP, HDP muhalefeti duruyor.İlk sözümüz besmeleydi. Son sözümüzde yine Allah ve Resulünden olsun;"Bir kavim kendini bozmadıkça Allah, onları bozmaz." (Rad 11)"Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz." (İbn Cemî', Mu'cemü'şşüyûh s.149; Deylemî, Müsned, 3/305)