İlk görev devletindir

Devlet nedir diye aniden bir soru gelse şahsen şu cevabı veririm; sınırları belli bir toprak parçası üzerinde bir milletin veya birçok halkın siyasi, sosyal, ekonomik, dini ve hukuki iş ve ihtiyaçlarını, can, mal, namus, inanç özgürlüğünü sağlayan ve kanunlar ile düzenleyen, organize eden, işleyişi devam ettiren, bir bayrağı olan yapıdır veya organizasyondur. (Sizin cevabınız nasıl olurdu?)
Tabi milletin, devlete karşı görevleri olduğu gibi devletinde, millete karşı görevleri vardır. Bu noktada ilk görev kimindir? İşte bu soruya verilecek doğru cevap, bugünkü Türkiye'nin bütün sorunlarını çözecektir.
İlk görev devletindir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın dilinden düşürmediği, kültürümüze ait bir kavram vardır; BABA DEVLET, DEVLET BABA. Haliyle ilk görev de babaya düşer. 
Baba ne yapar? Evladını bakar, büyütür, besler, okutur, eğitir, meslek sahibi yapar, terbiye eder. Kısaca hayırlı evlat olması için tüm ihtiyaçlarını karşılar. Sonra o evlattan sevgi ve saygı bekler. Vakti gelince de hizmet ister. Devlette böyledir. 
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu 'Sosyal Devlet-Milli Devlet Projelerinde' bu mantık esas alınmıştır. 
Bu devlet mantığının temeli kime aittir? Hz. Muhammed (s.a.a) ve İmam Ali (k.v). Zaten Prof. Dr. Haydar Baş'ta, Hz. Muhammed'in (s.a.a) ve İmam Ali'nin (k.v) uyguladığı bu modeli günümüz kavramları ile kitaplaştırdı, anlattı, anlatıyor. Hayata geçirmek için size teklif ediyor.
Mesela! Vatandaşlık maaşı. Geliri ne olursa olsun devletin her bireyine hazineden vereceği eşit miktardaki para.
Ev hanımlarına maaş ve emeklilik hakkı. Aile kurumu, devletin ana direğidir. Aileyi ayakta tutan ise annelerdir. Anne, insan yetiştirir. Bu hak ile hem aile kurumu ayakta kalır, hem de bu hizmetin karşılığı verilir.
Geri ödemesiz evlilik kredisi. Aile kurumunun var olması, genç, dinamik nesillerin oluşması için aile kurmak, evlenmek şart. Buna teşvik etmekte devletin bir görevidir.
Asgari ücretin güncel rakamlara göre fakirlik sınırının üzerinde olması. Bugün bu rakam 5.000 TL'dir.
Devletin, tebaasındaki her bireye iş imkanı oluşturması. Oluşturamıyorsa her bireye işsizlik maaşı vermesi.
Eğitimin, devlet eliyle hem adil, hem eşit, hem de en üst kalitede ülkenin her bölgesinde millete bedava olarak sağlanması. Bu hizmeti verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi.
Milli bir kimlik ve tarih anlayışında nesillerin yetiştirilmesi.
Aynı şekilde sağlık ihtiyaçlarının da devlet eliyle ülkenin her bölgesinde aynı kalitede bedava verilmesi.
Askere (orduya) özel ilgi ve imkanlar tanınması.
Torpil, adam kayırma, rüşvet gibi kavramların beyinlerden silinmesi için işin ehline verilmesi.
Adalet karşısında köylü ile valinin, bakanın, başbakanın vs. eşit olması. Yargı, kararlarının kişiye göre değil hukuka göre verebilmeleri gibi devlet babanın, milletine sunması, vermesi, dizayn etmesi, sağlaması gereken görev ve yükümlülükleri vardır.
Devlet bu yükümlülüklerini yerine getirdiği zaman görev sırası vatandaşa gelir. Vatandaş, devletin yasalarına uymak zorundadır. Devletin varlığını ve bütünlüğünü, sosyal yapıyı korumak ve kollamak zorundadır. 
Böyle bir yapı oluştuğu zaman devlet-millet bütünlüğü sağlanmış olur. Terör olmaz, dış tehdit, iç tehdit olmaz. Çünkü devlet-millet el eledir.
İşsizlik, yoksulluk, haksızlık, hırsızlık, fuhşiyat vs. gibi toplumu yoran, çürüten, umutsuzluğa iten kavramlarda olmaz. Devletin varlığı milletin varlığının, milletin varlığı, azmi ve gayreti de devletin varlığının teminatı olduğunu herkes bilir ve görür.
Ha! Birkaç hayırsız, yaramaz, ukela, haddi aşan evlat çıktı, diyelim. Adalet kurumu terbiye ve ıslaha yönelik ceza mantığıyla bu insanları eğitir. Eğitim başarısız oldu. O zaman toplumu bu insanlardan korur. 
Bu tablo uzak değil. Haydar Baş'ın elinde. Yeter ki el uzat.