İlmi dinlediğinizde hemen onu eyleme dökün
"İlmi dinlediğinizde hemen onu eyleme dökün. Kalbinizin kapasitesi de geniş olsun. Çünkü kapasitesi olmayan bir kimsenin kalbinde ilim çoğalırsa, şeytan ona musallat olur. Ve eğer şeytan sizinle tartışmaya girerse, siz de bilgisine vardığınızla ona karşı koyun ki, şeytanın tuzağı pek zayıftır
22.04.2025 17:25:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Muhammed bin Abdurrahman bin Ebu Leyla babasından naklen dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum:
"İlmi dinlediğinizde hemen onu eyleme dökün. Kalbinizin kapasitesi de geniş olsun. Çünkü kapasitesi olmayan bir kimsenin kalbinde ilim çoğalırsa, şeytan ona musallat olur. Ve eğer şeytan sizinle tartışmaya girerse, siz de bilgisine vardığınızla ona karşı koyun ki, şeytanın tuzağı pek zayıftır."
Dedim ki: "Bilgisine vardığımız şey nedir?"
Buyurdular ki: "Onunla Allah Azze ve Celle'nin size aşikâr olan kudretiyle tartışın."
Suleym bin Kays'den, dedi ki: Hz. Emirü'l-Müminin (İmam Ali bin Ebu Talib) aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: Resulullah sallallahu aleyhi ve alih buyurdular ki: "İki muhteris vardır ki doymazlar, dünya isteyenle ilim talep eden.
Kim dünyadan Allah'ın ona helal kıldığıyla yetinirse, selamet kalır, kim de onu meşru olmayan zeminden alırsa, tevbe edip dönmesi hariç, helak olur.
Kim ilmi ehlinden alır ve bildiğiyle amel ederse kurtuluşa erer, kim de onunla dünyalık isterse payı ancak o olur."
Ebu Hatice'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, hadisi (dini ilimleri) dünya çıkarı için öğrenirse, onun ahirette bir payı olmaz; kim de onu ahiret için öğrenirse, Allah ona hem dünya hem de ahiret hayrını verir."
Hafs bin Kıyas'tan dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, hadisi (dini ilimleri) dünya çıkarı için öğrenirse, onun ahirette bir payı olmaz."
Hafs bin Kıyas'tan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Dünyasını seven bir âlim gördüğünüzde dininiz açısından ona kuşkulu gözle bakın. Çünkü bir şeyi seven her sevgili mutlaka sevdiğinin etrafında dönüp dolaşır.
Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Allah Davud aleyhisselam'a şöyle vahyetti: "Benimle kendi aranda dünya vurgunu bir âlimi vasıta koyma ki, o seni benim sevgi yolumdan alıkoyar. Çünkü böyleleri istekli kullarımın yol kesicileridir. Onlara yaptığım en hafif şey, kalplerinden benimle münacat etmenin tatlılığını söküp atarım."
es-Sekuni'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Fakihler (din bilginleri) dünyaya girmedikleri sürece resullerin güvenilir adamlarıdırlar."
Dendi ki: "Dünyaya girmeleri nedir?"
Buyurdular ki: "Sultana (yönetime) uymalarıdır. Bunu yaptıklarında dininiz hususunda onlardan sakının."
Rabi bin Abdullah kendine anlatan birinden naklen dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, âlimler karşısında böbürlenmek, sefihlerle tartışmak veya insanların ilgisini kendine çekmek için ilim öğrenirse, ateşteki yerine hazırlansın; çünkü reislik ancak ehline yakışır."
Hafs bin Kıyas'tan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Hafs, âlimin tek bir günahı bağışlanmadan önce, cahilin yetmiş günahı bağışlanır."
Yine aynı senet zinciriyle Hz. Ebu Abdullah (Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurmuşlardır: "Meryem oğlu İsa, Peygamberimize, ehlibeytine ve ona selam olsun, buyurmuştur ki: "Kötü âlimlerin vay haline! Cehennem ateşi onları nasıl da yalar."
Cemil bin Derrac'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Can şuraya -eliyle boğazını gösterdi- ulaşınca artık âlim için tevbe olmaz. Sonra da: "Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir hik-met sahibidir." ayetini okudular."
Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam: Allah Azze ve Celle'nin: "Onlar ve azgınlar oraya tepetaklak atılırlar." ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdular: "Onlar dilleriyle adaleti tanımlayan sonra da onun hilafına amel eden kavimdir."
"İlmi dinlediğinizde hemen onu eyleme dökün. Kalbinizin kapasitesi de geniş olsun. Çünkü kapasitesi olmayan bir kimsenin kalbinde ilim çoğalırsa, şeytan ona musallat olur. Ve eğer şeytan sizinle tartışmaya girerse, siz de bilgisine vardığınızla ona karşı koyun ki, şeytanın tuzağı pek zayıftır."
Dedim ki: "Bilgisine vardığımız şey nedir?"
Buyurdular ki: "Onunla Allah Azze ve Celle'nin size aşikâr olan kudretiyle tartışın."
Suleym bin Kays'den, dedi ki: Hz. Emirü'l-Müminin (İmam Ali bin Ebu Talib) aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: Resulullah sallallahu aleyhi ve alih buyurdular ki: "İki muhteris vardır ki doymazlar, dünya isteyenle ilim talep eden.
Kim dünyadan Allah'ın ona helal kıldığıyla yetinirse, selamet kalır, kim de onu meşru olmayan zeminden alırsa, tevbe edip dönmesi hariç, helak olur.
Kim ilmi ehlinden alır ve bildiğiyle amel ederse kurtuluşa erer, kim de onunla dünyalık isterse payı ancak o olur."
Ebu Hatice'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, hadisi (dini ilimleri) dünya çıkarı için öğrenirse, onun ahirette bir payı olmaz; kim de onu ahiret için öğrenirse, Allah ona hem dünya hem de ahiret hayrını verir."
Hafs bin Kıyas'tan dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, hadisi (dini ilimleri) dünya çıkarı için öğrenirse, onun ahirette bir payı olmaz."
Hafs bin Kıyas'tan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Dünyasını seven bir âlim gördüğünüzde dininiz açısından ona kuşkulu gözle bakın. Çünkü bir şeyi seven her sevgili mutlaka sevdiğinin etrafında dönüp dolaşır.
Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Allah Davud aleyhisselam'a şöyle vahyetti: "Benimle kendi aranda dünya vurgunu bir âlimi vasıta koyma ki, o seni benim sevgi yolumdan alıkoyar. Çünkü böyleleri istekli kullarımın yol kesicileridir. Onlara yaptığım en hafif şey, kalplerinden benimle münacat etmenin tatlılığını söküp atarım."
es-Sekuni'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: Resulullah sallallahu aleyhi ve alih şöyle buyurmuşlardır: "Fakihler (din bilginleri) dünyaya girmedikleri sürece resullerin güvenilir adamlarıdırlar."
Dendi ki: "Dünyaya girmeleri nedir?"
Buyurdular ki: "Sultana (yönetime) uymalarıdır. Bunu yaptıklarında dininiz hususunda onlardan sakının."
Rabi bin Abdullah kendine anlatan birinden naklen dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kim, âlimler karşısında böbürlenmek, sefihlerle tartışmak veya insanların ilgisini kendine çekmek için ilim öğrenirse, ateşteki yerine hazırlansın; çünkü reislik ancak ehline yakışır."
Hafs bin Kıyas'tan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Hafs, âlimin tek bir günahı bağışlanmadan önce, cahilin yetmiş günahı bağışlanır."
Yine aynı senet zinciriyle Hz. Ebu Abdullah (Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurmuşlardır: "Meryem oğlu İsa, Peygamberimize, ehlibeytine ve ona selam olsun, buyurmuştur ki: "Kötü âlimlerin vay haline! Cehennem ateşi onları nasıl da yalar."
Cemil bin Derrac'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Can şuraya -eliyle boğazını gösterdi- ulaşınca artık âlim için tevbe olmaz. Sonra da: "Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir hik-met sahibidir." ayetini okudular."
Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam: Allah Azze ve Celle'nin: "Onlar ve azgınlar oraya tepetaklak atılırlar." ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdular: "Onlar dilleriyle adaleti tanımlayan sonra da onun hilafına amel eden kavimdir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.